1. Bölüm

60 4 4
                                    

Eveeett yeni bir kurguya hoşgeldiniz. Bu kurguyu büyük bir hevesle yazıyorum. Okunmazsa cidden üzülürüm ama canınız sağolsun. Hadi 1. Bölüme geçelim.

...

Sabah uyandığımda formamı giyip çantamı aldım. Odamdan çıktığımda abimin odasından bağırış sesleri geliyordu. Gizlice kapıyı dinlemeye başladım.

Babam "Bak Poyraz. Pınar bizim öz kızımız değil." Dedi.

Ne?
Öz kızları değil miydim?

Yes be!
Kurtuluyordum.
Ama abim...
Abimi seviyordum.

Abim "Baba sizin kızınız olmayabilir ama Pınar benim kardeşim." Dedi. Canım abim.

Annem "Onu gerçek ailesine vereceğiz." Dedi.

"Hayır!" Diye bağırdı abim.

"O daha 17 yaşında ve reşit olmadığı için ailesinin yanında durmak zorunda." Dedi önceden baba dediğim Kerim.

Birden odaya dalıp "Ne oluyor burda?" Dedim.

...

Sanki bir boku duymamışım gibi her şeyi baştan dinlemiştim. Üzgün gibi duruyordum ama hücrelerim halay çekiyordu.

"Peki o zaman ama abim ile görüşmeye devam edeceğim." Dedim. Beni onayladılar ve üzerimi değiştirmek için odama gittim. Gerçek ailemin yanına forma ile gidemezdim.

 Gerçek ailemin yanına forma ile gidemezdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pınar'ın kıyafeti.

...

Hastaneye vardığımızda Helin ve Fatih Kılıç'ın kızı olduğum ortaya çıktı.

"Çocuklar reşit olmadığı için herkes kendi kızını alsın." Dedi doktor.
Abim doktorun önüne çıkıp "Sen her şeyin bu kadar kolay olduğunu mu sanıyorsun?" dedi ve ekledi. "Sen bizim tüm hayatımızı mahvettin."

Haklıydı. Abimin yanına gidip ona sarıldım kulağına yaklaşıp "Sakin ol abi" dedim.

"Yuvadan erken uçuyorsun minik." Dedi. Güldüm. Abimden ayrıldığımda doktorun dediğini yaptık.

Ben Helin ve Fatih Kılıç ile gidecektim.
Pınar Kılıç.
Yakıştı yakıştı.

İsminin Selin olduğunu öğrendiğim kız da benim üvey annem ve babam yani Zehra ve Kerim Güven ile gidecekti.

Arabada Helin Hanım ve Fatih Bey bana sorular soruyordu. Yanımda oturan adamın isminin Yağız olduğunu öğrendim.

...

Eve vardığımızda Helin Hanım koluma girdi ve eve girdik.

Helin hanım çocuklarına bağırdı. "Çocuklar gelin!"

Hepsi geldiğinde biri konuştu. "Anne bu kim?"

"Kız kardeşin oğlum" dedi Helin Hanım.

"Bizim ailemizde senden başka kadın yok anne." Dedi diğeri.

Bir tanesi direk bana yönelik konuştu. "Neden geldin?"

"Ben de size meraklı değilim. Reşit olmadığımdan dolayı zorunlu olarak geldim. On sekiz olduğumda defolup gideceğim." Dedim.

"O günü iple çekiyorum." Dedi birisi.

"Ben de" dedim.

Annem çocuklarını tanıtmaya başladı.

"En büyük abin burada değil.
İkinci en büyük abin Alptuğ."
Bu "anne bu kim" diyen kişiydi.

"Üçüncü abin Yağız." Dedi. Yağız bana bir şey yapmamıştı. Hatta gülümsedi. Gülümsemesine karşılık verdim.

"Dördüncü abin Mirza" dedi. "Neden geldin" diyendi.

"İkizin Arel" dedi. Bu "o günü iple çekiyorum" diyendi.

"Kardeşin Efe." Bu da "bizim ailemizde senden başka kadın yok anne" diyendi.

Sonra Helin Hanım beni tanıttı. "Kız kardeşiniz, ablanız, ikiziniz Pınar Kılıç" dedi.

"Hemen soy ismimizi almış." Dedi Alptuğ. O sırada Fatih Bey eve daha yeni giriyordu. Yanımıza gelip "Tabiki alacak o benim kızım" dedi.

Gülümsedim. "Ne oldu? Senin için babamın bize bağırması hoşuna mı gitti?" Dedi Arel.

"Evet, zaten sizi düşman etmek için bu eve geldim." Dedim. Sinirlenmişti ama onu takmadım.

"Helin hanım benim kalabileceğim bir oda gösterir misiniz?" Diye sordum.

"Tabiki" deyip beni odama götürdü.

Olanları sorgulamaya başladım. Birkaç saat önce eski evimdeydim. O zaman ki Pınar'a bunları söylesen sen çok kitap okuyorsun derdi. Ama şuan yaşıyordum. Aklım almıyordu. Abimi şimdiden özlemiştim. Buradakilerden çok çekeceğim belliydi.

Abimi aradım.

"Abiiimm nasılsın?" Dedim.

"Kötüyüm miniğim" dedi.

"Neden abim?" Dedim.

"Seni çok özledim." Dedi. Orda Neymar olurdu işte.

"Ya abi ben de seni çok özledim. Hem çok uzakta da değiliz. Sen Balıkesir'de ben Bursa'da. Sık sık gelirsin yanıma. Hatta ben de gelirim." Dedim.

Gülümsediğine emindim. Keşke görebilsem. Abimin yüzüne kapatıp görüntülü aradım. Birden kapattığım için yüzünde şaşkınlık vardı. Bunu ss aldım. Biraz daha konuştuktan sonra kapattık ben de aşağıya indim. Mutfağa geçip su içerken yanıma Yağız geldi.

"Merhaba Pınar. Günün nasıl geçiyor?" Dedi.

"Lan Göktuğ" dedim gülerek. O da güldü.

"Lütfen kardeşlerimin ve abimin dediklerine bakma. Boşuna üzülmeye değmez. Onlar da yakında sana alışıp seni seveceklerdir." Dedi.

"Yani onları süründürebileceğim zamanlar gelecek diyorsun." Dedim ellerimi ovuşturarak.

"Aynı Alptuğ abim." Dedi.

"Ay uzak dursun." Dedim. Güldü.

"Gel seni Pusat abimle tanıştırayım." Dedi.

"Ya yine mi?" Diye mızmızlandım.

"Hayır, abim çok iyi biridir." Dedi. Ona güvenerek mutfaktan çıkıp tüm ailenin olduğu oturma odasına gittik. Tanımadığım bir kişi ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Merhaba küçük kız kardeşim. Ben en büyük abin Pusat." Dedi.

...

Eveeewett bölüm nasildi bakayım. Bu kitaptan hem çok şey hem de hiçbir şey beklemiyorum. Garip. Daha fazla yazmam icin yorumlarınız ve oylarınızı esirgemeyin aşklarım. Sizi seviyorummm.

Gerçek Ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin