EVET CANLAR YENİ BİR BÖLÜMDEN DAHA MERHABLAR GÖRÜŞMEYELİ NASILSINIZ İYİSİNİZDİR UMARIM BEN ÇOK İYİYİM O ZAMAN YENİ BÖLÜM BAŞLASIN
BÖLÜM ŞARKISI : SERTAB EREN - ATEŞLE BARUT
✦
"YAŞAMAYI UNUTTUN BELKİDE BIRAKTIĞIN BİR ANDA BİR İNSAN ÇIKAGELİR VE SANA YAŞMAYI ÖĞRETİR"
4446 GÜN ÖNCE
SEMİH KARAYEL
Sabah erkenden okula gitmek için tekrar kalkmıştım tam üstüme okul üniformasını giyip çantamı alıp kapıdan çıkıyordum ki iki haftadır harçlığımın olmadığını ve okulda açlıktan kıvrandığımı hatırladım abim Rıdvan'ın yanına gittim oda takım elbisesini giyip işe gitmek için hazırlanıyordu
"Abi"
Dedim çekingen bir şekilde ondan uzun süredir parası olmadığı için harçlık istemiyordum ve şimdi de ya yoksa diye endişeleniyor ve çekiniyordum abim gayet resmi ve katı bir ses ile
"Efendim Semih"
"Ben şey isteyeceğim.."
"Ney isteyeceğim"
"Şey.. Şey işte... Harçlık"
Yanıma yaklaştı ve katı ve soğuk yüzüne sesi de eşlikte etti ve Buz gibi bir sesle
"Semih anlamıyorsun beni demi param yok işler bu aralar kesat o yüzden sana veremem param sana versem evin ihtiyacını alamam"
Doğru söylüyordu aslında abim beni hayatım boyunca çok sevmese de bana hem analık hem babalık yapmıştım Annem öldükten sonra ve Babam hapse girdikten sonra başımızda ana kalmıştı nede babam o zamanlar bile Simit satar okul masraflarımı karşılardı ona gülümsedim
"Tamam abim"
Oda bana donuk yüzü altından hafifçe gülümsedi ve yanımdan geçip gitti ve ben öylece kaldım odamda oda görüşürüz diyerek çıkmıştı evde ben bir süre odamda bekledikten sonra kulaklığımdan MAVİ GRİ İLAÇ OL YARALARIMA açıp çıktım evden. Ayrıca otobüste giderken bir şeyi de düşündüm
Ezgiyi
O kıza karşı değişik bir karmaşıklık vardı içimde garipti hem de çok garipti ama duygularımla kavga etmeyeceğim çünkü hayatımda ilk defa bu değişik duyguyu tadıyordum ve ne olduğunu bilmiyorum ama duygularım anlamlandıracak bunu da biliyordum ama bu his ile ilgili tek bir şey farkındaydım asla tadamadığım bir duyguydu Sevgi gibiydi ama tam sevgi değildi dostluk gibiydi ama değildi neydi bilmiyordum.
Bir süre sonra okulun önünde indim ve okulun bahçesine girip Ezgiyi aramaya başladım ama bulamadım ve bir banka oturdum bir süre sonra arkamdan bir ses geldi
"Selam!"
Sesim cıvıltısından ve neşesinden anlamıştım ezgi olduğunu ona gülerek döndüm ve dedim ki gülerek
"Selam ne yapıyorsun"
"İyim ne yapayım uykuluyum"
Güldüm
"Bende uykuluyum"
"Akşam Whatsapp'a baktın mı tiyatro gurubuna hoca bir şey göndermişti"
"Ne göndermişti"
"Bu gün bizi geziye götürüyormuş"
"Ya ne müzesi"
"Müzenin ismini unuttum ama eski insanların kullandığı silahların ve Malzemelerin sergilendiği bir müzeymiş"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ SEV
Teen Fiction"Sen neden bana kutup yıldızı diyorsun" "Kutup yıldızı nadir bir yıldızdır gökyüzünün en parlağı odur. Peki sen neden bana dolunay diyorsun" "Dolunay olmazsa kutup yıldızı olmaz" ...