"Zira sizden öğrenmek istediğim çok şey var."
Beni dikkatle dinlediğini kaşlarının daha çok çatılmasından anlayabiliyordum. Bundan daha da cesaret alırken yanağıma yasladığı eline yanağımı yaslamış, başımı yana eğerek fısıltıyla konuşmuştum.
"Beni eğitmenizi istiyorum."
Cümlelerim, dudaklarımdan yumuşak bir ses tonuyla çıkarken ikna edici özelliğini koruyordu. Anlık söylenen bir söz değildi, duygu yoğunluğuna kapıldığım bir şey de değildi. Öyleyse neydi?
Evet, şu an ağır duygular içerisinde bulunuyor olabilirdim belki. Belki söylediğim sözler ona fazla çocuksu, fazla toy ve acemice gelebilirdi. Fakat hepsi içimden geçen, belki de bir süredir içimde barındırdığım kelimelerdi.
Şu an ben bile kendime inanamazken yine de belli etmedim, bana saf bir şaşkınlıkla bakan adamla kurduğum göz temasına devam ettim.
Geri durmak mıydı? Hayır. Karşımdaki öğretmenimi, beni eğiteceğine inandığım adamı artık rol modeli dışında gördüğümü fark ettiğim kadar da bir adım atmalıydım, değil mi?
Aklımda saçma düşünceler yoktu, ne zihnim ne de kalbim kirliydi benim. Belki hislerim yanlış yola sokulmuş olabilirdi fakat okuldaki diğer kızların komik olmayan cinsel şakalarına, bekar öğretmenlerin attığı arsız bakışlara ve çevresinden gelen masum olmayan düşüncelere alet değildim.
Sadece Bay Kim'in, Kim Taehyung'un, sınırlar içerisine sakladığı gönlüne parmak uçlarımla dokunmak istemekti tek düşüncem.
"Toy bir oğlansın Jeon." Sadece bir dakika kadar süren ama bana bir ömür gibi gelen sessizliğin ardından derinden gelen sesini duymamla düşüncelerimden sıyrılmayı başarmıştım.
Tam da aklımdan geçen düşünceleri kendi ağzıyla dillendirirken dudaklarında zorla görülebilen bir kıvrılma olduğunu fark etmiştim.
"Lakin seni eğitecek uygun kişi ben değilim, bu yanlış." Başını hafifçe iki yana sallasa da eli, yanağımdaki varlığını sürdürüyordu.
"Bir toyu olgun biri eğitmezse, toy olan kişi nasıl olgunlaşabilir ki efendim? Bu hayatta elbette olgunlaşacağım, ama bunun sizin izlerinizden yapmak istiyorum."
Zorla görünen dudak kıvırtması ortadan tamamen yok olurken baş parmağını yanağıma sürttüğünü hissetmiştim.
"Ama dokunuşlarınız öyle demiyor Bay Kim, yine kendinizle çelişiyorsunuz. Tıpkı öğretmenler odasında olduğu gibi, bana karşı farklı bir imada bulundunuz fakat elleriniz hep üzerimdeydi."
Söylediklerim üzerine hafifçe kaşlarını çattığını görmüştüm. Bozuntuya vermeyerek ufak bir şekilde gülümsemiş, ardından gelecek cevabı beklemiştim.
"Sırf Woojin olayından dolayı sana karşı korumacılık gösterdim diye hareketlerimi yanlış anlama Jeon. Benim sana karşı bir art niyetim yok, sana başka bir gözle bakmıyorum. Sonucunda ikimizin de büyük hatalara düşeceği günahlara bulaşacak bir adam değilim."
Kemikli elini elimden çekerken suratına takındığı ciddi yüz ifadesi ile üzerime doğru eğilmişti yavaşça, geri çekilmedim fakat suratımın asılmaması adına bin çaba sarf ediyordum.
"Kendisiyle çelişen biri varsa o kişi de sensin Jeon. İlk önce bana ters ve kaba davranıp hemen ardından tek bir korumacılığa kanarak kendini yanlış duygular içerisine sokuyorsun. Yapma."
Gözleri tehlikeli bir hal alırken elini yavaşça yanağımdan çekmiş ve iki adım kadar gerilemişti.
"Daha gençsin, son seneni sorunsuz bir şekilde geçirmene bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whimsical Pleasures | Taekook
RomanceLise son sınıf öğrencisi Jeon Jungkook, sınıf öğretmeni Kim Taehyung'un gözüne girmeyi başarmıştı. -Düzyazı/ Texting- -Semetae- -Ukegguk-