"Ona anlatacak mısın?"
"Hm?"
"Bay Kim'e diyorum, durumu açıklayacak mısın?" Yoongi'nin derinden gelen mırıltılı sesi üzerine bakışlarımı ona çevirmiştim.
"Kararlıydı, sanırım bu not işinden gerçekten de haberi yok gibiydi. Fakat anlatırsam işler yoluna koyulur mu bilmiyorum ve eğer anlatmam bir şeyi değiştirmeyecekse anlatmak istemiyorum."
İç çekerek konuşmam üzerine başını yavaşça onaylar şekilde sallamış ve mint yeşili saçlarını uçuran rüzgara karşı gözlerini kısmıştı.
"Ne olacaksa olsun, anlatırım olur biter."
Kaşlarımı hafifçe çatıp başımı eğmiş ve gri eşofmanıma bakarak ayağımın ucundaki teneke kutuyu itip çöp kovasına doğru yuvarlanmasına izin vermiştim.
"Bay Kim güvenilir biri, en azından 2 yıllık öğrencisi olarak söylüyorum bunu ama olsun."
Yoongi ile bu dönem oturmaya başlamıştık ve zaten 11. sınıfta sınıfımıza nakil öğrenci olarak gelmişti. O zamanlar başka yerde oturuyor olsa da diğerleriyle sıra konusunda çok tartıştığım için Bay Kim ikimizi bu sene beraber oturtmuştu ve hiç tartışmamıştık.
Ben ise 9. sınıfta babamın işi dolayısıyla Amerika'ya gitmiştik fakat orda da okumamış, babamın yanında getir götür işi yaparak çalışmıştım. Maddi zorluğumuz o dönem çok fazlaydı ve annem de bende babam da çalışıp bir sene boyunca durumu düzeltmeye çalışmıştık.
Kazancımızı ilk önce borçlara, ardından faturalara ve kiraya yatırmıştık. Her şeyi ödedikten sonra çok vakit kaybetmeden babam tekrar Seul'e atanmış, biz de eski evimize taşınmak yerine orayı satmış ve daha güzel bir ev tutmuştuk. Çok şükür ki maddi durumumuz düzelmişti ama 9. sınıfı okuyamadığım için hala pişmanlık duyuyorum. Her ne kadar açığı özel derslerle kapatmaya çalışsam da...
O yüzden sınıftakilerden bir yaş büyüktüm, 18 yaşımdaydım ve sınıfın yarısı 17 yaşına daha yeni yeni basıyordu. Reşit olmama çok az kalmıştı...doğum günü partisi gibi saçma şeyler yapmazdım ama babam mutlaka küçük bir pasta alır, ailecek kısaca kutlayıp pastayı yok ederdik.
Şu an ise beden dersine biraz geç indiğim için -diğerleri giyinme odasından on saat sonra çıkmıştı çünkü- hocanın ceza olarak top ve bariyerleri dışarı çıkarmamı istemesinin ardından köşede oturan Yoongi'nin yanına gitmiş ve dayanamayıp olanları anlatmıştım.
Sessiz ve sakin biriydi, asosyal denilecek tiptendi ama değildi, aksine çevresi genişti. Okulda insanlarla çok takılmıyor olsa da okul çıkışı onu almaya gelen arkadaşlarıyla görürdüm hep.
Saçma şakaları yoktu, aşırı kısa cümleler kuran biri değildi ve konuşurken mantığını kullanıyordu, benim aksime...
Daha çok duygularımla ön plana çıkar ve ona göre hareket ederdim, bu da sınıf tarafından eziklenmeme müsait bir davranıştı. Mantığımı nasıl ön plana koyup düşüneceğimi açıkça bilmiyordum.
"Jungkook ve Yoongi! Hoca sizi çağırıyor, egzersiz yapacağız!" Jisoo'nun bizi çağırması üzerine oturduğumuz banktan ayaklanırken, bank okulun en uzak tarafında olduğu için geniş bahçede birkaç dakika yürümek zorunda kalmıştık.
Gölgeden çıkıp bedenim güneş ışınları ile buluştuğunda gözlerimi kısmış ve bahçenin ortasında üçlü sıra oluşturan sınıf arkadaşlarıma bakmıştım.
"En arkaya geçin çocuklar. Jay, defteri köşeye bırak da yanıma gel." Beden hocası yönünü bize çevirirken Jay denileni yaparak sınıf defterini bir kenara bırakıp hocanın yanındaki yerini almıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/332818394-288-k792237.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whimsical Pleasures | Taekook
RomansaLise son sınıf öğrencisi Jeon Jungkook, sınıf öğretmeni Kim Taehyung'un gözüne girmeyi başarmıştı. -Düzyazı/ Texting- -Semetae- -Ukegguk-