Yalova - Armutlu Mit Kayıtları - 3

79 15 0
                                    

+Ne dedi peki sana?

-Farkında değil miyim! Farkında değil miyim! Sürekli bunu tekrarladı. Sonra anlatmaya başladı. "Ben her şeyin farkındayım. Sen bu zevki ne bileceksin! Ben mutluyum neden rahat vermiyorsunuz ki bana! Kime zararım var beni bırakın" dedi. Göz bebekleri çok büyümüştü. Yaşadıklarını anlatırken zevkten delirir gibi hareketler yapıyordu. Annesi ayranı getirdi. Bende ısrar ettim gitmeden içmesi için baya uğraştık. Keşke uğraşmasaydık...

+Neden?

-Çünkü kendi isteğiyle bu hale gelmişti. Ben sonradan öğrendim bu durumu annesine de anlatmışlar. Kendi rızasıyla teslim olanın kurtuluşu yok! Ruhu mücadele etmiyor... Zayıf ruhlar zevkle kandırılırken, bu ifridleri de beslermiş. Burak ayranı alıp içti. Sonra tarlalara bakan pencereye doğru bir şeyler işitmiş gibi yürümeye başladı. Bizde peşinden gittik. Vurulmuş bir domuzun çıkardığı sesi bilir misiniz bilemiyorum ama aynı sesler geliyordu! Burak "Gelinim! Gelinim!" diye bağırıp kendini camdan attı! Toprağa düşünce ayağını incitmiş olacak seke seke koşuyordu. Bende aşağı inip son bir cesaretle peşinden koşmaya başladım. Koşmasını nasıl anlatsam size sanki vücut ona ait değil bir güç tarafından tükenene kadar kullanılan bir et yığını gibi kendine asla acımayan acıyı hissetmeyen biri gibi... Kendini o derece kaybetmişti! Dakikalar sonra uzaktan onu gördüğümde Dik yamaca kadar gelmişti... Birine yada bişeye sarılıyordu üstü başı kırmızıydı dolunaydan seçebiliyordum ve elbisenin rengi değildi kandan dolayı kırmızıydı! Feryad ediyordu sürekli. Annesi jandarmaya haber vermiş. Bende jandarmayı beklemek istedim gitmeye cesaretim yoktu açıkçası! Burak sarılıp ağlarken onu sarıldığı şeyden uzaklaştırmak için kollarından tutup geriye sürüklediler. Uçurumun kenarına kadar getirdiler. Birine yalvarıyordu! Tam bu esnada göğsüne bir darbe yedi geriye doğru hızlıca gitti.

+Kaç kişiydi peki bunları yapanlar? Bize tarif eder misin eşkallerini?

-Edemem... Kimse yoktu orada! Görünmeyen kişiler ona zulmediyordu! Benim gördüklerim ise uçurumun aşağısındalardı!

+Kollarından tutup çekenler, göğsüne vuran? Bunlar uçurumdan atmadımı arkadaşını?

-Evet onlar attı... Fakat görünmüyorlardı... Yani o hareketleri tek başına yapıyordu. Belki delice gelecek ama bi insan geri geri topuklarını yerden hiç kaldırmadan ilerleyemez!

+Devam et..

-Uçurumdan düşünce bir cesaret koşmaya başladım. Yanımda el feneri vardı. Zemzemin kapağını açıp yerde sarıldığı şeye yaklaştım orada parçalanmış bir domuz gördüm. Uzuvları kesilmemiş çekip koparılmıştı. Uçurumdan aşağı feneri tutunca o üç kişi Burak' ın kollarını çekip kopardılar. Isırıp çocuğu canlı canlı yiyorlardı. Aşağıdan biri elinde bişeyleri birbirine vura vura koşarak geldi. Jandarmanın ışıklarıda görünüyordu. Bu üç kişi adama dönüp birbirlerine HADİD dediler. Bunu net duydum sonrada kaçıştılar. Adam bana bakıp "git git senin bir alakan yok artık git" dedi. Jandarma geldiğinde dizlerimin üstüne oturmuş kaçacak mecalim olmadan bekliyordum. Annesi benim için olanları jandarmaya anlatmış. Ardından siz geldiniz beni evimden aldınız... Bildiklerim bu kadar.

•Olay tanığı İsmail KAYA ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedaviye alındı. 6 ay süren süreç ardından evine geri dönen şahıs alkol bağımlılığına yakalandığından anlattıklarını ciddiye alan herhangi birisi yok. Maktulün annesiyle yapılan görüşmede oğlunun musallata yakalandığını şahsen bildiğini, kendi rızasıyla bu işe girmesinden dolayı kurtulmasının imkansız olduğunu da Hoca Murattan öğrendiğini, bu konuyla alakalı çevreye oğlunun delirdiği şeklinde açıklama yapacağı öğrenilmiştir.

Ceset başında yakalanan Hoca Murat' ın yapılan sorgusu,

-Biz silsile yoluyla Hüddamlık yapan bir aileyiz. Ben Burak ı öldüren üç ifridi tanırım. Babamın dedesi bile tanırdı onları. Burak incir ağacına bevlettiğinde aralarından yüzü yanık olanın başına denk gelmiş. Hiçbir uyarı yapmadan bunu yapıp üstüne de küfredince bunu takip etmişler. Kahvede domuz kanı içirip korunmasız bıraktıkları Burak'a kanını içirdikleri domuzu güzel gösterip rızasıyla nikahlamışlar! Onun zemzem içmesi ifridleri çok kızdırdı. İkna etmeye çalışsamda yanaşmadılar o bizim hakkımız dediler. Parçalanan kızı Burak öldürülen bir peri kızı gibi gördü. Uçurumdan atmasalar o atardı kendini. Düştüğünde üzerine bulaştırdıkları musallatı, acı çekmesi için kaldırdıklarını gördüm. Yetişsem kurtarırım umuduyla demir hançerleri birbirine vurup koştum ama nafile...

•Osmanlı kayıtlarında bilinen Hüddamların torunlarından Murat konunun örtülmesi açısından katkıda bulundu. Konu ayı tarafından parçalanan domuzu gören şahsın ayıdan kaçarken yamaçtan atlaması olarak kayda geçti.

MİT YALOVA 10.08.1997

Yılanlar Meclisi Cin HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin