Yalova - Armutlu Mit Kayıtları -2

81 16 0
                                    

Kendime verdiğim mühlet dolunca Armutlu' ya döndüm. Yaşadıklarımın yalan olduğuna ve beynimin benle oyun oynadığına kendimi ikna etmiştim. İlk iki gün Burak'la karşılaşmadık. Sordum etraftan ama görünmüyordu. Evine de gittim. Pek uğramıyormuş. Üçüncü gün iskelede karşılaştık. Yani bildiğim adam değil gibiydi. Çapkındır normalde saçına başına bakar güzel giyinir. Yanına vardığımda aklımda kalan ilk şey kokusu! İğrenç kokuyordu, dişleri sararmış saçları karışmış elbiseleri malum zaten. Bu ne hal dediğimde bana, aşık olduğunu söyledi. Bir mana veremedim tabi, insan aşık olunca üstünü başını toplayıp kendine bakmaz mı? Damda ki eşeğe mi aşık oldun, seni bu halle bi o çeker dedim. Peri kızına aşık olmuş... Ben yokken neler olmuş neler, elini sallayarak dalga geçer gibi anlatmaya başladı. Köyle iskele arasında yine bir tarlaya girmiş büyükçe selvi ve Çınar ağacının olduğu bir alan var oradaki incir ağacının dibine işeyecekken ağacın dibinde bir gelin görmüş.

+Nasıl? Bildiğimiz manada gelinlikli bir kadın mı görmüş yoksa bölgesel bir tabir mi bu?

-Bildiğimiz tarzda gelin! Anlattığına görede ömrü boyunca hiç bu kadar güzelini görmemiş. Kadın bunu görünce ürkek davranmış başta, sonra yanına sokulmuş. Anlattığına göre düğün günü sevdiği adamı asmışlar Burak'ta asılan kocasına çok benziyormuş. Sevgili olmuşlar her gece birliktelermiş. Kadın ezana yakın küçük bir sinek olup incirlerden birinin içerisine giriyormuş! Güneş batmak üzere olduğundan yanımdan ayrıldı. Belli yine o kadına gidecekti. Ben o gün evime gitmek istedim. Fakat içim içimi yiyordu. Burakların evinin önünden geçerken camına dikkatli baktığımda her şeyin gerçek olduğunu anladım! Camda ve duvarda pençe şeklinde izler vardı. Cam kenarındakiler bize yakından baktıklarında ellerini koydukları yerlerle aynıydı. Duvardakilerde ayakları olmalıydı! Bir hafta evden dışarı adım atmadım. Durumu farkeden anneme hiç saklamadan olanları anlattınca musallat dedi. Burak dalga geçtiklerinin eline düşmüştü! Anneme anlattığım gün yatsı namazını kıldıktan sonra her adımımda zikir çeke çeke incir ağacının yolunu tuttum. Yanıma bir şişede zemzem aldım! Çünkü mağarada işe yaradığını kendileri söylemişti. İncir ağacına geldiğimde... Allahım tüylerim diken diken oluyor hala bir insan evladı dünyada bunları yaşar! Burak ağacın dibine çökmüş karşısında ki bir domuzu öpüyor. Domuz üzerine sürtünüyor. Yerlerde domuz pisliği! O an onu ilk gördüğümde ki kokunun bu olduğunu anladım. Dikkatli bakınca ağacın iki yanında iki büyük yılan olduğunu farkettim. Birinin kafasının sol yanından eti görünüyordu. Bu kahvede ki yüzü yanık adamdı! İfridler musallat olmuştu çocuğa... Cesaretimi toplayıp zemzemi üstlerine dökmeye gidecekken solumda birini farkettim. Yüzümün ürperdiğini hatırlıyorum. Bana git burdan diye bağırmaya başladı! Defineci hikayesini anlatan adamdı! Nasıl koşmaya başladığımı hatırlamıyorum. Evime kadar koştum, arkamdan sürekli çığlıklar yükseliyordu. Ağlaya ağlaya kaçtığımı hatırlıyorum sadece...

+Devam et lütfen sonrasında neler yaşandı? Burak neden intihar etti?

-Ben bir kaç gün sonra şoku atlatınca kafama arkadaşımı bu iblislerden kurtarmayı koydum. Her sabah kapısının önünde beklemeye başladım. Sokak içerisinde sürekli dua ediyordum ve bazı noktalara zemzem döküyordum. Bir akşam annesi beni kapıda görünce eve kapıdan değil arka bahçeden girdiğini söyledi. Evlerine girdiğimde canı sıkıldı. Gelin benimle konuşmasını istemiyormuş! İkisini ayıracakmışım kadına göz koymuşum! Biraz durduktan sonra "O gece" dedi. Ne oluş o geceye dediğimde o gece evlenmiş gelinle, gerdek yapmış, münasebette bulunmuşlar! Ben gözümle gördüm yemin ederim, o bir kadın değil domuz! Odasında konuşurken yatağının yanında ki poşete gözüm ilişti. Bu ne dediğimde de erkek adam kadınına bakar dedi. Poşette küçük bir domuz başı, eti ve ayakları vardı. Akşamları gelin ve arkadaşlarıyla oturup bunu çiğ çiğ yiyorlarmış. Annesi kapıda dikilmiş umutsuz oğluna bakıyordu. Aniden ayağa kalktı, gelin tarlada onu bekliyormuş hemen çıkmam lazım dedi. Ben kendine getirmek için, üzerine koruyucu duaları okuduğumuz zemzemi yanımda getirmiştim. Avucuma biraz belli etmeden döktüm kafasına sürecektim. O an arkası dönük olan Burak bana döndü ve zemzem olan avucuma kitlendi. Sürekli göğsünden ayyy ayyy diye bir ses çıkarıp inliyordu. Kafasına zemzemi sürünce yüzünü ekşitir buruşturup yatağına oturdu. Ben böyle tepkiler gördüğüm an aklımca başarılı olduğumu düşündüm. Evin etrafına zemzem serper kurtarırım dedim. Yanılmışım... Gözlerini yere dikti. Annesine bir ayran yapmasını içerisine de zemzemi eklemesini söyledim. O esnada Burak bana seslendi.

Yılanlar Meclisi Cin HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin