Bazı geceler çok uzun olur , sanki zaman size inat durmuş da sizin canınız daha çok yansın diye uğraşıyormuş gibi .
Kapımdan sonra evdeki sesler de dinmişti anlaşılan saat geç olmuştu , ya da beni her zamanki gibi umursamamış yorgun olduğu için erkenden yatmıştı .
Kızımın odasını kurmadık , yatağı bile hazır değil nerde yatacak nasıl yatacak diye umursamamış yatmıştır .
Saatlerdir oturduğum kapının arkasından kalkmaya çalıştım . Çalıştım çünkü o kadar saattir oturuyorum ki orda her tarafım uyuşmuş gibiydi .
Hava kararmış odayı ise camdan içeriye yansıyan sokak lambası aydınlatıyor du . Acıyan bacaklarıma rağmen ayağa kalkıp sessiz olmaya çalışarak kapının kilidini çevirdim . Aşağı inip mutfakta ağlamaktan acıyan , yanan gözlerimi suyla kavuşturdum . Kimse yoktu sesi hala kulaklarımda yankılanırken o uyuyor muydu ? Gerçi hala neye şaşırıyorum her zaman böyle olmamış mıydı .
Dış kapıyı açıp bahçedeki ağacın altına oturdum . Hafiften üşüten bir hava vardı . Ağacın sokağa bakan tarafına dönüp sırtımı yasladım karşı taraftaki gece kondu ve yıkık binaların boşluklarından deniz görünüyor , hatta denize yakın olduğumuzu var sayıyorum . Denizin o esintisi ve hafiften dalgaların kıyıya vuran sesleri geliyordu . Çok güzel gözüküyordu etraf . Böyle bir yeri nasıl gecenin bir vakti fark edebilirdim . Yarın sabah tekrardan etrafı gezmeyi aklımın bir köşesine not etmeliydim .
Omzuma bırakılan ceket ve oturabilir miyim diyen ses ile sırtımı yasladığım ağaçta biraz yana çekildim .
" bakmayacak mısın yüzüme " diyen Kenan abiye kafamı çevirip ne var dercesine kafamı salladım . Daha sonra ise yine aynı boşluktan denizi izlemeye devam ettim .
" bu gün annen senin için endişelendi . Korktu o yüzden o kadar tepki verdi . Sanki biraz haklı da ha " deyip kafasını ileri doğru uzatıp benden bir cevap bekledi . Beklediğini alamamış olacak ki tekrar sesleri doldu kulaklarıma .
" Umay bak benim haddime değil baba acısı bu biliyorum geçmez anlıyorum seni ama ölenle ölünmez bu hayatı kendine zehir edip durma artık be kızım. "
güldüm anlıyormuş beni . Dönüp senin beni anladığın falan yok dedim hızlıca sonra da ayağa kalkıp gidecekken
" Otur lütfen biraz olsun hatrım varsa " diyen adama döndüm boş boş gözlerine baktım oysa iyice yerine yerleşip yanına oturmamı bekledi ." oturmayacak mısın Umay "
Deyip biraz daha kenara çekildi . Ben de bana açtığı yere oturup aynı onun gibi bağdaş kurup sırtımı ağaca yasladım . Hafif sola dönerek yönümü ona çevirdim .
" telefonun yanında mı "
sorusuna hayır anlamında kafamı salladım .
" pekala konuşabilirsin ama konuşmamayı tercih edeceksin muhtemelen , benim telefonum hırkanın cebinde çıkar istersen gerçi beni dinlemeni istiyorum şu an ama olur da bir şey demek istersen diye diyorum " derken sağ cebindeki telefonu çıkarıp elime verdi .
Uzun süre konuşmayınca ee dercesine kafamı salladım . Oysa sakalları ile oynamaya devam etti.
Elimdeki telefonun notlar kısmını açıp , konuşmayacaksan ne diye oturttun beni buraya yazıp gösterdim .
Derin bir nefes verip konuşmaya başladı .
" Nerden nasıl başlamalıyım bilmiyorum evlilik benim fikrimdi Umay biliyorsun hatta anneni zorla ikna ettim "
Yine aynı masal anlatılacaktı . Ayağa kalkmaya yeltendiğim an kolumdan tutup geri çekiştirdi
" hiç belertme bana gözlerini Umay. Bu gece beni dinleyeceksin otur oturduğun yerde "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖÇMEN KUŞU
ChickLitHer masal mutlu sonla, bitmez Her seven sonsuza kadar kalamazmış. 9 yıldır beraberdik,iki hafta önce kaybettim . . . İlk ayrılığımız geçen yıl bir sonbahar sabahıydı . İlk defa ayrılmıştık ayrılığın ikinci günü akşamında uzun bir mesajla atmışt...