Kota
Gecenin bi yarısi boynumda hissettiğim sıcak hava ile uyandım. Garip hissetmemi sağlayan iki şey var üstümdeki ağırlık ve boynumdaki nefes
Gözlerimi açar açmaz gördüğüm sarı tutamlarla anında dogruldum.Bu, ne!? Aoto kucağımda mi? Ama niye, ve neden yüzünü boynuma gömmüş sekilde uyuyo , ve ben neden kollarımla onu belinden kavramısim? Ah! Sakin olmalıyım ama, şu an kucağımda ki bu tatli çocukla ne kadar sakin olabilirim. Tatlı mı? Evet Aoto'nun tatlı oldugu inkar edilemez di ama ben neden böyle düşünüyorum ki! Tamam bu düşüncelerden daha da beteri var ve şu anda bunu halletmezsem işler çığırından çıkıcak. Ben titriyorum, ama neden.
Bu gece kendime daha fazla soru sormamam gerek yoksa istemiyecegim seyler ogrenicem. Ah Tanrım! Titremelerimi durdurmam gerek yoksa kucağımda ki kişi (yani Aoto) rahatsiz olucak ve illa ki uyanicak. Ya uyanırsa, durumu nasil acıkliyacagim
"Ah, Aoto uyurken seni belinden kavrayıp kucağıma almışım ama umarim sıkıntı olmuyodur hadi tekrar uyuyalım" ne kadar saçma!
Ben yine kendi düşüncelerimle boğuşurken kucağımda ufak bi hareket hissettim , ve işte.
Aoto nun yavas yavas kalkmasını ve kucağımda doğrulup bana bakmasını izliyorum, bütün gece boyu aklimdaki soruların hepsi uçup gidiyo. Sanki saatlerdir bu anı bekliyo gibiyim.
Aoto bana bakarken bi anda gülmeye basliyo.Ha, delirdi mi bu cocuk. Aoto sonunda gülmeyi kesip bana baktığında içinde olduğumuz duruma hic de şaşırmış gibi durmuyo ama benim gecen her saniyede kızardığımı biliyorum. Ne yaptığı hakkında en ufak fikrim yoktu ama Aoto ellerini göğsüme koyup sanki yeterince yakın degillermis gibi yüzünü bana yaklaştırıyo.
Nefesini dudaklarımda hissediyorum, beni öpecek mi, İnşallah.
Ben öylece duruyorum ve Aoto daha cok yaklasiyo 1 milimetre daha yaklaşsa dudaklarımız birbirine degicegi kadar yakınız. Öylece (asiri masum bi sekilde) beni öpmesini bekliyorum ve evet sanirim bunu istiyorum. Ama onun dudakları yukari dogru kırılıyo ve geri çekilip sırıtıyo.
Ee ,hani öpüşücektik. Allah'ın bücürü beni heveslendirip geri cekildi ama en az onun kadar inatçı olduğumu bilmiyo.
Ne de olsa, Kota istediğini alır bu her yerde her zaman böyledir. Hâlâ göğsümde duran ellerini kendimden beklenmiyecek bir hızla tutup üstüne çıkıyorum. Bu sefer şaşıran o. Bı zahmet o şaşırsın yani , gözlerimi mavinin en güzel tonunda ki gözlerine dikiyorum. Sadece bakışlarını konuşursak şu an da Aoto nun onu öpmemi deliler gibi istediğini biliyorum. Bu yüzden tereddüt etmeden ona doğru eğilip dudaklarınızı buluşturuyorum. Daha önce hissetmediğim kadar büyüleyici bisey yaşıyorum şu an, ama anlamıyorum buna sevinmemde ki sebep ne? Herşey cok mu karmasik ben mi cok odunum diye düşünmeden edemiyorum bi an. Ama bu hissi biraz daha yaşamak istiyorum, dudaklarımı onunkilerin üstüne bastırıp onu sertçe öpmeye başlıyorum. İrademi kaybetmiş gibiyim kendime hakim olamıyorum alt dudağını yavaşça ısırıyorum.
Altimdan kısık bi inleme duyuyorum , ilk sefer icin cok mu fazlaydı evet kesunlikle. Elimi kalbime götürüp hızına bakıyorum ,tahmin ettiğimden de hızlı. Sonra da elimi Aoto nun göğsüne koyup onun kalp atışlarıni dinliyorum. Benimkinden de hızlı.
Ve sonunda kendimde Aoto ya bakicak cesareti buluyorum ve bakışlarımı ona çeviriyorum. Bu karanlığa rağmen yüzünün kızardığını görebiliyorum ,ve böyle daha bi tatlı oldu sanki. Yanına uzanıp öylece çadırın tepesine bakıyorum.
"Kota"
Duyduğum kısık sesle yüzümü yan tarafıma çeviriyorum ve göz göze geliyoruz. Ben bisey diyemeden tekrardan konuşmaya başliyo.
"Şimdi nolcak? Bundan sonra hicbisey esk-"
Ah bu klişe konuşmayı yaomak istemiyorum ama bunun icin benimde o cümleyi söylemem gerek.
Belinden tutup onu kendime çekiyorum ve sarılıyorum.
" Hiç bişey olmicak, ama bunu ikimiz arasında tutmak daha iyi olur" ardından hızlıca ekliyorum " En azından bi süreliğine" oda başını salliyo ve beni cennetteymis gibi hissettiren o pozisyonda uykuya dalıyoruz.Hayır ikimizde bi süre uyuyamadık çünkü her şey cok hızlı gelişti birbirimize duygularımız hakkında aptal sorular sorup durumu daha da karmaşıklaştırıyoruz ve en sonunda yorgunluktan anca uyuyabiliyruz.
······Sabah······
AotoHava daha yeni yeni aydınlanırken uyandım. Gece belimde sıkıca kavramış olan kolların gevşemiş olduğunu görüyorum , yanımda hâlâ uyuyan Kota ya bakıyorum. Ben fark edemeden yüzüme bi tebessüm geliyo. Dün geceyi hatırlamak nedense bana huzur veriyo ama kafamı boşaltmam lazım. Bende onu izlemeyi bırakıp dışarı çıkıyorum ve çimlere oturup gökyüzüne izlemeye dalıyorum.
Yaklaşık 10 dakika sonra arkamda duyduğum adım sesler beni kendime getiriyor. Bu saatte uyanmasını beklediğim biri yok aslına.Başımı cevirip bakıyorum ve.
Ah, Kota.
Onu görünce bile yüzümün kızarmasını engelleyememek beni bi yandan sinirlendiriyo aslında. Gelip yanıma oturuyo, bisiyler demek istiyorum ama tek laf edemiyorum. Kendimi açıklama ihtiyacı duyuyorum ama söyleyecek söz bulamıyorum.
Tam konuşurken cümleleri kurarim diye söze başlıyacağım sırada arkamızdan gelen sesle ikimizde yüzümüzü o tarafa ceviriyoz.
"Çadırlarına bakmaya gerek kalmadı Shou, bizimkiler çoktan uyanmış" evet Ryuuji , Ouzou ,Shou ,Tagi kısaca hepsi uyanmış tam arkamizda dikiliyolardi.
"Eee sabah sabah erken kalkma perileri mi geldi" Ryuuji nin alayla söyledikleri karşısında sinirli bi bakış atıyorum ama kime ne. Benim sinirim ne kadar olabilirki. Aslında bi yandan ona teşekkür etmek istiyorum ama herkesin içinde olmaz.
" Şu bücür küçücük bedenine rağmen tüm yeri kapladığı için uyuyamadım" aniden arkamda gelen sesle Kota ya bakıyorum.
İftiraci.
Eh, bu lafın altında kalamam bende hızlıca ekliyorum " asıl sen tüm gece horladigin için gözüme bi gram uyku girmedi benim" ve ardından Kota nin sinirli sesi "Ben horlamıyorum ki!" Evet Kota horlamıyodu aksine cok sessiz uyuyodu ama madem her şey normalmiş gibi kavga etmeliyiz bende iftira atarım.
"Tamam kavgayı kesin kızlar bize yiyecek biseyler hazırlamış onlari yiyelim"
"Az daha beklersek açlıktan beni yiceksin herlade ozo (ouzou ya ozo diyolar kısaca)
Ozo yerinde kaskatı kesildi, yoksa Shou nu dediği onu utandırmışmıydi ooo
Sorunları halledip kızların hazırladığı sandviçleri yedikten ve kısa bi süreliğine oluşan ölüm sessizliğinden sonra Rekia sesinde büyük bi istekle konustu
"Şimdi ne yapmak istersiniz arkadaşlar?" Bu sorunun cevabı kesinlikle belliydi ,bisey istiyeceklerdi ve bizim reddetmemizi imkansız kılıcaklardı.
Ve sorunun hemen ardından gelen ikinci kız sesi,
"Şey bence saklambaç oynayabiliriz alan büyük"Sonunda yeni bölümü attim umarim güzel olmsutur bu bölümü biraz klişeleştirdim ama yine iyi gibi ayrıca yeni bölümü bu sefer daha erken atmayı planlıyorum umarım onu da beğenirsiniz