Saklambaç(ve bundan faydalanan asiklar)

167 19 57
                                    

Ouzou
Erika nın istekli sesi itiraz etsek bile oynamamızın zorunlu olduğunu bagiriyodu resmen. Ama şu an daha çok futbol oynayasim vardi ve kızlar ne kadar hevesli görünse de reddetmeliydim
Ağzımı açıp bisey diyeceğim sırada Shou nun da en az kızlar kadar hevesli çıkan sesini duydum.
"EVET!!Alan çok büyük burda saklambaç cok eglenceli olur." Eh bizede yol göründü o zaman. Oyalanmwdan bende cevabımı verdim. "Bize başka seçenek bırakmış gibi gelmiyosunuz"
Tam başımı kaldiricakken garip bi duygu ile bakışlarımı Ryuuji ye çevirdim , içimde yaşadığım ufak çaplı (çok ufak) U dönüşünü anlamış gibi öylece bana bakiyodu. Bende -Ne Var?- anlamında başımı salladım ama o gözleri ile Shou yu işaret etti ve kaslarını kaldirip indirdi.
Bende Erika yı gösterdim ve ayni şekilde kaşlarımı hareket ettirdim. Tabi paşamizin suratına vurunca bunu, kızarıp önüne döndü. Yavaş yavaş herkesten onaylayan sesler çıkınca ebe seçmeye koyulduk.
Ama bu iş gerçekten bizi baya bi zorladi. Herkes ebe olmamak için direniyo resmen büyük bi savaş veriyodu, en son sağolsun Tagi gönüllü ebe olmaya karar verince ona sayması için yer belirledik ve saklanmak icin ayrıldık.
Ryuuji nin bilerek Erika nın peşinden gidicegini ve yanlışlıkla ayni yere saklanmislar gibi yapicagina adım gibi emindim ama onunla konuşmam gerekiyodu. Yani, üzgünüm kardeşim ama bu tur Erika yok.

Ryuuji
Tam Erika nın gittiği tarafa gidicektim ki, arkamdan birinin bana seslendiğini duydum. "Ozo? Bisey mi oldu"
Ouzou kısık bi sesle bisey konusmak  istediğini söyledi ve konuşmak icin bu tur birliktw saklanmaya karar verdik.
"Evet ,noldu" sordugum soru üzerine Ouzou hızlıca konusmaya başladı.
"Bence buna sen cevap ver. Aoto ve Kota aynı çadırda kalmıyodu degilmi ,bunu sen ayarladın" sırıtarak onu dinledim ve söylediklerini bitirmesini bekledim. " Düşün ilk gün neden bilmiuoz ama Kota ve Aoto yu sırılsıklam buluyoruz ve diğer gün ikisini sabahın erken saatlerinde birlikte otururken buluyoruz. İkisine sorsak herşey normal her zamanki gibi kavga ediyorlar ama sen biseuler biliyosun gibi yani ,dökül bakalım kardeşim. Ne biliyosun" (ufak bi nkt bunları suçlar bi şekilde degil sorgulayıcı bi sekilde siyluyo) madem bisiyler anlamis daha fazla saklayamazdim.
"Tamam, anlaticam. Dediğin gibi ilk gün onları ıslak hâlde bulduk ve biraz gariptiler bende çadırlari kurarken Aoto ile konuşmaya karar verdim ve o da sadece anlaşamadıklarini söyledi bende konuşarak halledebilecekleri bisey ise aynı çadırda kalmalarını sağlayabileceğimi söyledim o da kabul etti ama sabah anladım ki hersei çözmüşler zaten" soluklandim ve hemen ekledim "olay böyle ama sen niye buna takıldın bu kadar" tekrar Ouzou ya baktığımda biraz önce Erika nın yüzündeki gibi bi ifade vardi bisey istiyecegi cok belliydi.
"Madem çadırlarda kimin kalabileceğini ayarlayabiliyodun neden bana söylemedin ki"
"Of ne istiyon sen onu söyle" söylediklerini kafamda tartıp düşündükten sonra kafama dank etti, yoksa.
Yüzümdeki sırıtışla ona baktım ve tekrar konuşmaya başladım "Yoksa cok sevgili kaptanın ile mi kalmak istiyosun" ve dediklerimden sonra kendi kendime gulmeye başladım ben bunu niye düşünmemistim ki.
"Gülmeyi bırakıcaksan ,evet senden bunu istiyorum" ardından gözlerini kocaman acip yalvarırcasına önümde diz çöktü ve birini ikna etmek icin kullandığı o ses tonu ile konuşmaya başladu.
" Tagi yi bi şekilde ikna etsen. Lütfen, lütfen, lütfen" eğer beni daha fazla tutmiyacaksa olur diye düşündüm.
"Bana bahane bulman lazım"

İlahi görüş
Şans eseri Aoto ve Kota aynı yere saklanır ve -burasi benim- gibi şeylerle kavga etmeye başlarlar.
İkisininde kalmak için canını vericegi yer bi çalı arkadaslar (bunlar cok zeki olduğu icin çalının arkasına saklanmislar)
Aoto çalının arkasında ayakta dikiliyo (zaten çalı kadar askim ya)
Ve Kota ya inatla gitmiyecegini söylüyo  Kota ise  yerde oturuyi.
Bunların tartışma sırasında çıkardığı sesleri duyan Tagi o tarafa doğru gelip "Orda birimi var" diye sesleniyo (evet  cok zeki)
Neyse kalanı onlardan okuyun

Aoto
Tagi nin sesiji duyunca Kota ile aynı anda sustuk ve sesin geldiği yöne baktık ,tagi bize cok uzak olmamakla birlitke çok yakında değildi ama biraz daha yaklaşırsa bizi ,daha doğrusu beni çünkü ben ayaktaydim, gorucekti.
Tam arkamı dönüp sessizce burdan uzaklasicaktim ki..Kota nın bi anda doğrulup belimden tutarak beni üstüne düşürmesi ile sessizce bağırdım
"Ah, Kota napiyosun"   ellerim Kota nın göğsünde ve yüzlerimizin arasında sedece santimler var aynı dün gece gibi.
"Görünmek mi istiyosun aptal"
"Ha? Ne" yakinligimızdan dolayı ilk başta ne dediğini anlamadım ve bikaç saniye öylece suratına baktım. Ben baktıkça yüzü kizariyody sanki ,yada ben sizofrenim
Sonra gözlerim dudaklarına kaydı, ben.
Ben neden onu tekrar öpmek istiyorum. Tamam bunları düşünmesem daha iyi ama şuan onu öpsem bana bagiramaz di.
Sanırım bi kasarlik yapicam.
Sanırım değil yapicam.
Yavaşça yüzümü onunkine yaklaştırdım ve dudaklarımızı buluşturdum ve ah! Beni nasıl bu kadar kısa bi süre içinde etkisi altına aliyo.
Mwlesef duyduğumuz adım sesleri ile  birbirimizden ayrilmamiz gerekti ve bu anı sonlandırdık. Ah Tagi neden bu tarafa geldin ki.
Neyse Tagi uzun olduğundan ya da ilahi görüşü var bi şekilde hepimizi buldu ve bizde kamp alanına geri döndük ve sandviç yedik (bunlar bitmemismiydi la)

Asklar bölümü az daha uzaticaktim ama  yazarsam diğer bölümün konusuna geçiş yapmış olucam o yüzden burda kesiyorm umarım beğenirsiniz diğer bölüm de yarın akşam geliyo yada kim bilir belki birazdan da atabilirim hepinize iyi okumalar şimdiden 💋💋

Kamp Günü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin