K-5

16 1 0
                                    

Hatırlatma;
Ama öylede bir büyüsü vardı ki beni kendine çekiyordu.Bu his bana yabancı geliyordu...
°•°•°•°•°•°
Tuvalete birileri girdi ve kabinlerin hepsini kontrol etti.O sırada bende saçlarımı düzeltiyordum.Dişimde de hiçbirşey yoktu,sadece beni postalamak için bir yalan söylemiş!

"Afedersin,hiç kumral saçlı ve orta boylu bir kız gördün mü? Okulda herkes onu arıyor.Galiba okula yalan söylerek girmiş.." dedi ve hınzırca sırıttı gözlüklü kız.Ve benden bahsediyordu galiba.Demek ki güvenlik anlamış ve herkese söylemişti.Sıçtın seni salak!

"A-aa evet gördüm.En son kantindeydi ve...koşarak otoparka gidiyordu." dedim soğuk kanlı olmaya çalışırken.
"Varya bulunursa çok kötü şeyler olur.Zaten önceden de geldiğinde okulda dosyaları çalmıştı.Müdür haşlayacak..." dedi acır bir şekilde..
Ama ben önceden gelmemiştim ki?Herkes beni o dosyaları çalan hırsız sanıyordu.Ama kimse benim aranan kız olduğumu bilmiyordu.Hemen burdan fıymalıydım,aksi halde başım fena halde derde girerdi.

"Tamam o zaman ben gidiyorum.Birşey olursa söylersiniz"dedim kapıya yönelirken.
"Bir dakika ben seni tanımıyorum.Ve hiç görmedim.Yosa sen o kız mısın?" dedi kaşlarını çatıp yanıma yaklaşırken.

"Nerden çıkardın bunu.Saçmalama ben zaten bu okuldaydım sadece hiç sınıftan çıkmaz,okula sık gelmem.O yüzdendir." dedim omuz silkip kapıyı açarken.

"Bir saniye,ben bu okuldaki herkesi bilirim.Herkes de beni bilir ve sen o hırsızsın!"
Kolumu tutup hızla dışarı çıkardı.Asıl şimdi sıçmıştım...Böyle bir okulda dosya çalmak zaten hapis yolundaydı.Kimse de gerçeği bilmiyordu.İçimi gittikçe kemiren piranalar beni hükmetkişti.Şimdi ne olacaktı?

"Burçak,senin burda ne işin var?"

gözlerimi açıp tanıdık sese baktım.Derince nefes aldım ve dışarı bıraktım.Sanki bir huzura kavuşmuştum..Ama Burçak'da neyin nesiydi!

"Şu kızlar beni o hırsız sanıyor ve gördüğün gibi sürükleniyorum."dedim imdat içeren bakışlarla.Kollarımdaki eller çekildi ve kendimi hapisten kurtulmuş zanlı gibi hissettim.Bileklerimi ovaladım ve bedenime sardım.

"O yanlış kişi." dedi sakin bir şekilde.Kızlar hemen uzaklaşmaya başladı.Dilini dişlerinde gezdirdi ve sırıttı.

Tek kaşını çapkınca kaldırdı ve "Bu iki oldu."

"Üçüncüsüde olmayacak."

"Şuan hala aranıyorsun.Biliyorsun değil mi?" dedi ve etrafa bakındı.

"Peki..Herşey için teşekkür ederim.Her ne kadarda umursamasanda." dilimi ısırdım ve arkamı dönüp hızla yürümeye başladım.

"O taraftan çıkarsan kameralara yakalanırsın." diye bağırdı.Ani fren yaptım ve "Yardım etsen."dedim kaşlarımı bükerken.Yanına koştum ve "Lütfen...lütfen....lütfen..-"
"Tamam kes şunu." dedi ve merdivenlere yöneldi.Onun peşine takıldım bende.Tenkinli ve soğuk kanlı bir şekilde yürüyordu.Şuan tedirgin olması gerekiyordu,çünkü suç ortağım oluyordu.Fakat ne korku vardı duruşunda nede telaş...

"Bu arada Burçak,berbattı.." dedim kıkırdarken.
"Burçak olmasaydı hala dosyaları çalan kız olarak kalacaktın."dedi.
"Ama daha iyisi olabilirdi.Soyadımda Eti'mi olcaktı." dedim ve gülmeye başladım.
Seri bir şekilde arkasını döndü ve ağzımı kapatıp duvara yasladı.Bir an affalladım ve ona ayak uydurdum.Güvenlik ve yanında birkaç kişi hararetli bir şekilde konuşarak yanımızdan geçti.Son anda çok yakın olduğumuzun farkına varıp hafifçe ittirdim.
"Alışkın değilim ben böyle şeylere.Hırsız falanda neymiş."dedim üstümdeki tozları silkelerken.
Okulun bodrum katındaydık ve etraf arabayla doluydu.

"Sanki banka soymuş gibi davranıyorsun." dedi elleri cebinde yürürken.
"Senin hayata bakış açına hayranım.Cidden." dedim homurdanarak ve kollarımı çaprazladım.
Durdu ve omzuna kafamı çarptım.
"Heyy.." dedim ve uzattığı kaska bakakaldım.
"Lütfen motorcuyum deme." dedim yalvaran bir şekilde.
"Sende korktuğunu söyleme."dedi ve güldü kaskı takıp motora bindi.
"A-ma ben binemem ki.." dedim titrekçe.

Küçükken babam beni arada sırada alıp sahile götürürdü,ardından da yeni aldığı motoruyla hız testi yapardı.Eğlenceliydi..Bir hız testi daha derken motor kontrolünden çıktı ve takla attık.Ardından motor denize düştü ve bizde kıyısına...O gündür bu gündür fobi haline gelmişti motorlar.Hayatımın yarısı çöp olmuştu o günden sonra.

"Ural!" sesin geldiği yöne baktım ve müdür olduğunu tahmin ettiğim kişiyi gördüm.Sinirle bu tarafa dogru geliyordu.Üstelik güvenlikde dahil.
Bir an paniğe kapıldım ve kendimi motora binmiş bir şekilde buldum.Aniden gazladı ve egzoz sesi beynime kazınıp eskilerde sakladığım zayıflığıma dokundu.İrkildim ve sıkıca ona sarıldım.Ellerimin titremesine ve bedenime hakim olamıyordum.

"Sakin ol.Zayıflığının seni yenmesine izin verme!" dedi sertçe.Sesini zor seçebilmiştim.
"Deniyorum...." diye mırıldandım.Artık midem iflas etmek üzereydi.
"Kenara çek,yoksa sırtın sabah yediklerimin püresine dönüşücek!"dedim.Durmamaya direniyordu,bende durdurmaya.Sonunda kenara çekti ve kaskı çıkarıp yolun kenarına, tutmakta olduğum tüm midemdekileri çıkardım.Boğazım yanmaya başlamıştı.Çünkü midem boşalmıştı.

Yanıma geldi ve eğildi."Su ister misin?" dedi normal bir şekilde.
Kafamı salladım ve elimi karnımın üstüne getirdim.Midem hafiften ağrıyordu.Suyu uzattı elime dökmeye başladı.Ağzımı ve yüzümü yıkayıp doğrulmaya çalıştım.Halsizleşmiştim.

"Devam edebileceğimi sanmıyorum." dedim derin nefes alarak.

"İlerde benzinlik var.Biraz sabret." dedi ve kaskı uzattı.Direnneye gerek yoktu.Zaten böyle durarak bir yere gidemezdik.Kaskı aldım ve kafama geçirdim.Arkasına bindim ve sarıldım.Gövdemide sırtına yasladım.Güvende hissetmemek elde değildi.Her ne kadar tehlikeli görünse veya olsada çoğu kişiden daha güvenliydi.Sonuçta daha adımı bile bilmezken birden fazla kez hayatımı kurtarmıştı.

"Geldik." dedi ve inip kaskı çıkardı.Ben hala motorda kalmıştım.Kaskı çıkarınca ona bakakaldım.Öyle bir sert ve çekiciydi ki..Siyah onda farklı duruyordu.Sanki girersen çıkamazsın fakat hala aynı saflığını korurmuşsun gibi.Nasıl başarıyordu bunu?

Kaskı çıkardım ve indim.Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ve hafiften salladım.Ona baktığımda beni izlediğini farkettim.Ama bakışlarını kaçırmıştı.Arkasına döndü ve yürümeye başladı.Bende onu takip ettim.Fakat neredeyse yan yanaydık ve tahminimce sevgili gibi gözüküyorduk.O baştan aşağı siyahtı ve bende siyahtım.İyi hissetmeye başlamıştım.Hafiften tebessüm ettim.

"Senin korkun pskolojik." dedi yandan bakarak.

"Olabilir.Küçükken kötü bir kaza geçirmiştim ve berabattı." dedim ellerimle oynarken.Cevap vermedi tabiki.Ne kadar bozulsamda önemsemedim.Tuvalete geldim,o ise başka bir yere gitmişti.Aynada yansımamı görünce inanamayıp aynaya tedirgince yaklaştım.Bu ben olamazdım.Gözlerimin altı hafiften çöküp morarmıştı yüzüm ise tabuttan kaçmış ceset yüzü gibiydi.Hemen suyu açtım ve yüzümü yıkadım.Kendime çeki düzen verdim ve çıktım.Biraz daha iyi gözüküyordum.Motorun yanına gittim ve Ural hala gelmemişti.Karnımda acıkmaya başlayınca büfeye gittim ve birkaç birşey aldım.Motorun yakınında olan banka oturup yemeye başladım.

Acaba nereye gitmişti?Üstelik motorda burdaydı.Merakıma merak eklenince yavaşca telaşa dönüştü.Yaklaşık 1 saatir onu bekliyordum ve artık dayanamayıp etrafa bakınmaya başladım.Uzakta  yıkık bir evden sesler geliyordu.Boş arsada tek başına korkunç görünüyordu ve bende gitmeye korkuyordum.İçimde nedensizce bir huzursuzluk yayılmıştı.Koşarak eve gittim ve camdan içeri bakınca altıncı hissimi tebrik ettim.Manzara mükemmel tehtitkardı.Ural yerde yatan birini kaldırmaya çalışıyordu.Diğeri ise yerde kanlar içinde yatıyordu.Telaşla içeri daldım ve "Lanet olsun!" diye mırıldandım...Polislerin siren sesleri geliyordu.Bu sahneyi bir kez daha yaşamıştım.Hemde Ural'la ama yerde yatan kişi bendim...

"Ural Ateş kimsin sen?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KuralsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin