Tanıtım.

48 8 12
                                    

Arkadaşlar öncelikle bir kaç açıklamada bulunup öyle bölüme geçmenizi istiyorum,kurguyu daha iyi anlamanız için.Burada başrol kadın karakterimiz Azərbaycanlı ve aileside haliyle.Dialogları Türkçe yazıyorumki anlayabilesiniz.

Ve lütfen oy verip yorum yaparak kitapıma destek olun.

Öpüldünüz

Bu kitapdaki her bir karakter ve olaylar tamamen kurgu ve hayal ürünüdür.

Bu kitapdaki her bir karakter ve olaylar tamamen kurgu ve hayal ürünüdür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12 Ekim 2000/Lənkəran

Tesadüf mü?Yoksa kader mi?

Eyvazlı ailesi mutlu bir şekilde konuşup,gülerken hiç kimse derdini hatırlamıyordu.Herkes bir birine gülümseyerek sohbet ediyor,gelinler ve anneler mutfakta hem sofraya yemek taşıyor hem de bazen sohbete atlıyorlardı.Herkes mutluydu.Onlar zaten hep mutlu olurlardı,çok nadir dertlenir sonra hemen bir birlerini üzmemek için sahtede olsa bir gülümseme kondururlardı dudaklarına.

Dert derlerdi ama dert demekde utandırırdı onları.Çünki dert demeye bin şahit isterdi dertleri.

Evin büyüğü Meryem hanımın en küçük oğlu askerdi.Yusif.Herkes gülerdi fakat bir dert,bir sorun vardi daim yüreklerinde.Sıkıntı hissederdiler kalplerinde ama onu görmezden gelmeye çalışırlardı.

Bir kişi hariç.

Karısı Aytac.

İki yıldır evliydi Yusif.Aytac herşeye rağmen kabul etmişti Yusifi,istersen geri dönme Vatan için fakat ben seni kabul ediyorum demişti.Sevmişlerdi bir birlerini okul yıllarında.Sonrada hiç ayrılmamıştı elleri,kalpleri.Hiç kopmamıştı.

Yusif asker olanadek.

Bir anda tersine döndü dengeleri.Elleri ayrılmak zorunda kaldı,kalpleri ayrı düştü.Hasret girdi araya,özlem girdi.Bu yüzden daha fazla uzatmadılar hiç birşeyi.Evlendiler.Öyle minik bir nikah değil,davul zurnayla evlendiler.

Şimdi ise Yusif'i bekleyen bu aileye yeni bir fert daha geliyordu.

Kızı.

İki yıldır evlilerdi ve Aytac tam tamına dokuz aydır hamileydi.Doğuma üç beş gün kalmıştı neredeyse.Yusif gelecekti bir haftaya.Öyle demişti.

Meryem hanım da erken evlenmişti.İki oğlu bir kızı vardı.Çok şükür oğullarının mürvetini görmüştü ve iki torunuda vardı.Biri yanında diğeri ise yoldaydı.Yusifinden bir parçası.

Masaya yemekler dizildi.Salata,pilav,dolma,kebap derken donatılmışdı sofra.Çoğu zaman böyle sofra kurar,oturup konuşup eğlenirlerdi.Oğulları onunla birlikte yaşıyor,kızı öğretmen olararak çalışıyordu.Eşi ise dokuz yıl önce vefat etmişti.İş yerindeyken kafasına tahta parçası düşmüş,malaasef Eşref bey hayata tutunamamış,gözlerini bu dünyaya kapamıştı.

EkimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin