Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın güzellerrimm.Öpüldünüüzzzz💋
Bu kitapdaki her bir karakter ve olaylar tamamen kurgu ve hayal ürünüdür.
Bölüm.3.SAVAŞIN BAŞLANGICI
Hırsızlık:para,mal mı çalmaktır,
Seadet çalmak,hırsızlık olmaz mı?
Victor HugoÖfke fazla tehlikeli bir silahdı.Öfkeyi ya avantaja çevirirdin ya da öfke seni ele geçirirdi.
Ve bende çoğu zaman ikinci seçenek üstündü.
Savcıydım ve başım sık sık belaya bulaşırdı.Yalan söyleyen bir çok suçluya şahit olmuş,hepsini konuşturmak için yeri gelmiş kuralları bile yıkıp geçmiştim.
Öfkem bana zarardı.Öfkem etrafımdaki her kese ve her şeye zarardı.Şu an komutanlığın koridorlarında,ayağımda koyu mavi stlettolarımla yürüyordum ve her adımımın koridorda yankıladığı tok ses her tarafımı sarmalıyordu.
Elimde ise beyaz güller.
Adliyeden bir hışımla çıkmış,dosyayı bulma işini Rafık'a devretmiştim.Öyle ki paltomu bile Rafık'da unutmuştum.Asla hiç bir şeyimi bir yerde unutmazdım ama son yaşadığım olay bütün hafızamı alt üst etmişti.Üstüne birde sinir eklenince,tuzu biberi olmuştu unutkanlığımın.
Yürüyordum da nereye yürüyordum bilmiyordum.Buraya çok kez gelmiştim onu görmeye ama şu an neredeydi bilmiyordum.Yanımdan geçen genç bir askeri durdurdum.
"Yüzbaşı Kara nerede?".soğuk ve sert sesimle genç delikanlı bir an duraksadı ama sonra hemen cevapladı.
"Yemekhanede.Timiyle birlikte."Başımı salladım ve dik duruşumu bozmadan yemekhaneye doğru ilerledim.İçimdeki öfke dinecek gibi değildi ama dinmeliydi.Öfke de,aramızdaki başka duygular da.Artık dinmeli ve bitmeliydi.
Yemekhanenin kapısına geldiğimde,demir kapıyı iki yana ittirdim ve gürültülü bir şekilde içeri girdim.Bütün gözlerin bana dönmesi umurumda bile değildi.Rezil mi olacaktım?Benim rezilliğimden katbe kat fazlasını yaşayacaktı.
Ben Esmer Eyvazlı.Canımı sıkanın,canını sıkmadan geri çekilmem.
Savaş mı?Âlâsını görecek.
Yenilgi mi?En güzelini yaşayacak.
Topuklularım üzerinde hızımı düşürmeden,onların her zaman oturdukları masaya doğru ilerledim.Hepsinin bakışları bana döndüğünde yüzlerindeki şaşkınlık ayan beyan seçiliyordu.Beşirin çitlediği çekirdek dudaklarının arasında kalırken,Halilin içtiği çayı yutamadığına an ve an şahit oldum.Yusuf abi beni görüp kafasını çevirdi umursamaz şekilde ama sanki o an kafasına dank edememiş gibi bakışlarını yeniden bana çevirdiğinde gözlerindeki şaşkınlık kendini açıkca belli ediyordu.
Her kesin gözü bana dönerken istifini dahi bozmadan oturan tek kişi o'du.Benim geleceğimden adı gibi emindi sanki.Öfkem daha da harlanırken sonunda masaya vardım ve elimdeki beyaz gülleri hiç düşünmeden onun çayının üzerine savurdum.Çay bardağı devrilip,içindeki çay elinin üzerine döküldüğünde benim elim onun yerine acıdı fakat bunu belli etmedim.
"Sıçtık."Sergenin isyanını umursamadan karşımdaki adama bakmaya devam ettim.
Gözleri,eline dökülen çaydan yavaşca beyaz gül buketine,ordanda yüzüme tırmandığında,burada olmama şaşırmış gibi değildi.Benden böyle bir atak bekliyordu ve bende onun beklediği atağı yapmıştım.Yanan sanki o değilmiş gibi,onu yakan ben değilmişim gibi öylece baktı yüzüme.Saçlarıma,tenime,ayağımdaki ayakkabılara kadar incelediğinde gözlerindeki parıltı görülmeyecek gibi değildi.Beni burada gördüğüne mutlu mu olmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ekim
Narrativa generale𝓐𝓼𝓴 𝓭𝓮𝓰𝓲𝓵 𝓶𝓲 𝓰𝓸𝓰𝓼𝓾𝓷𝓭𝓮𝓴𝓲 𝓽𝓪𝓵𝓲𝓼 𝓴𝓲𝔃𝓲)𝓥𝓪𝓻𝓪𝓬𝓪𝓰𝓲𝓷 𝔂𝓮𝓻 𝓮𝓵𝓫𝓮𝓽 𝓫𝓮𝓷𝓲𝓶 𝓴𝓪𝓵𝓫𝓲𝓶.♡