8

467 47 5
                                    

Dün Kaan'a sarılışımdan sonra benden numaramı istemişti. Vermekte bir sakınca görmediğim için numaramı vermiştim. Daha sonra beni arabasıyla eve bırakmıştı.

Şimdiyse uyanmış, bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra yeni aldığım yüz maskelerini deniyordum. Aramızda kalsın, sadece fotoğraf çekmek için almıştım.

Maskeyi yüzüme sürdüğümde aynadan nasıl göründüğüne baktım. Maske yüzüme oturmamıştı çünkü kocamandı! Allah aşkına, kimin yüzüne tam uyuyordu bu maskeler?

Benim olmadığı kesin.

Maskenin burun, çene ve alın kısımlarını kıvırıp yaptığımdaysa güzel durmuyordu, o yüzden başka bir paket açtım. Buysa hayvan desenli tatlı bir maskeydi ama içeriği için aynı şeyi söyleyemezdim.

Hemen fotoğrafı çektikten sonra maskeyi çöpe atarak yüzümü yıkadım. Kendi yüz maskelerimden birini yüzüme yaydıktan sonra telefonumu da alarak banyodan çıktım. Maskeden tam verim alabilmek için bir süre beklemesi gerekiyordu.

Babam evde yoktu, abimde arkadaşlarıylaydı muhtemelen.

Evde yalnız olmanın zevkini doruklarına kadar yaşamak zorundaydım! Ama önce maskenin kurumasını beklemem gerekiyordu.

Salonda ki geniş koltuğa uzanır biçimde oturduktan sonra Sare'yi, yani best friendim hanımefendiyi arıyordum. Çünkü zamanımı bir şekilde geçirmem için ona ihtiyacım vardı.

Telefon çaldıktan sonra arama meşgule düştüğünde ona içimden söverek başka birisini aramaya koyuldum. Ve bum! Şanslı kişimiz Yağız'dı.

Görüntülü arama yaptığım için telefonu yastığa yaslamıştım, arama yanıtlanana kadar ekranda kendimi seyretmiş, değişik pozlar vermiştim.

Telefon Yağız tarafından açıldığında onun uyku dolu boğuk sesini duydum. "Balın arama uyuyacağım."

Bana konuşma fırsatı tanımadan yüzüme kapattığında hemen üstten bir arama gelmişti. Kaan

Yüzüme zafer gülümsememi kuşanıp telefonu açmam bir olmuştu. Gözlerimin önüne Kaan'ın esmer ve yakışıklı yüzü geldiğinde maşallah demeden duramadım. Maşallahtı.
Ancak o benim yeşil ve gri renginin karışımı bir yüzle görmeyi beklemiyor olmalı ki, yüzümü gördüğünde kaşlarını çatmış ve konuşamamıştı.

"Ya Kaancığım!" diye cıvıldadığımda dikkatini çekebilmiştim.

"Balın, yüzüne ne oldu?"

"Güzellik maskesi yaptım, nasıl olmuş?" diyerek kameraya yaklaştığımda güldü.

"Gerek yok bu şeylere sen zaten güzelsin." Kalbim eriyerek bedenimi terk ettiğinde ağzımdan kaçan 'yiaa' nidasına engel olamamıştım.

"Ee ne yapıyorsun?" Hız kesmeden sorularını sıraladığında yalnızlığım ve terk edilmişliğim yüzüme bir tokat misali çarptı.

Pardon.

"Abim ve babam yok, evde tek kaldım, maskenin süresinin dolmasını bekliyorum. Sen ne yapıyorsun?" dedim.

"Evdeyim ben de, bugün izin günüm."

Mesleği neydi ki?

"Senin mesleğin ne ki?" diye sordum merakla.

"Diş doktoruyum ben." diye yanıtladı sorumu büyük bir gururla.

"Hm, güzelmiş." Güzel değildi.

Sabahtan akşama kadar milletin ağzını kurcalamanın neresi güzel olabilirdi? Ben olsam dayanamayıp kusardım sonra da bir güzel istifa ederdim.

"Ee sen ne olmak istiyorsun?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Balın'ım Ben AyolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin