"Dedoşum hayır tabii ki,"
"Doğru söyle kız, yerime başkasını koydun mu?"
"Aşk olsun Salih Paşa sen beni ne sandın? Bak sen de haklısın bu engelli abim karışsaydı öyle olabilirdi ama işte..."
"Balın!" Abimin böğürmesiyle odamın kapısını kapattım. Duyuyordu hayvan.
"Vallahi kırarım o sıpanın bacaklarını!"
"Kırarsın dedem, topuğuna da sıkarsın oh. Adam olur belki."
"Yok be Bal kızım, senin abin adam olmaz."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Ama beni göremeyeceğini fark edince durdum.
"Anaa, abi demişken bu öz ailenin 6 erkek çocuğu varmış dedoş."
"Maşallah,"
Dedem ile biraz daha konuşup kapattım telefonu. Bu öz aile meselesinden onunda haberi olmuştu ve şimdi arayıp durum raporu istiyordu.
Dedem emekli askerdi, ben küçükken onunla beraber temkil verirdim komutanlara, öyle böyle derken askeriyenin yeni belası olmuştum.
Ehe.
Salona doğru inmeye başlamıştım ki babamın odasının kapısının açık olduğunu gördüm. Babamın odasının kapısı her zaman kapalı olurdu. Babam buna çok dikkat ederdi.
Adımlarımı oraya çevirdim ve kapıyı biraz daha araladım.
Babam içeride yatağa oturmuş ağlıyordu. Kaşlarımı çatarak odaya girdim ve kapıyı arkamızdan kapattım.
Babam sesi duyduğunda kafasını kaldırıp bana baktı.
Islanmış kirpikleri, kızarmış gözleri ve titreyen ellerini gördüğümde hızla yanına oturdum.
"Baba! Baba iyi misin? Ne oldu?"
Bana gülümsedi ve ellerini dizine vurdu. Başımı dizlerine koyup uzandım. Elleriyle saçlarımı okşamaya başlarken konuşmasını bekliyordum.
"Mahkeme,"
Saçlarımda ki eli durduğunda ona baktım. Bana çok büyük bir şefkatle gülümsedi.
"Seni onlara verme ihtimali çok yüksek, biyolojik abin Ömer avukatmış, araştırdım onu çok başarılı. Mahkeme evinde kalmana karar verse bile, hafta da iki gün onlarda kalmak zorunda olacaksın. Yani..."
Yanağımın üzerine bir damla yaş düştüğünde dolan gözlerimi tutamadım. Gözümden bir damla akarken babam konuşmasını sürdürdü.
"Her türlü seni alacaklar. Gördüm, o adamın gözlerinde ki o azmi gördüm kızım. Senin baban olacak, beni unutturmaya çalışacak, seni alacak."
Kafamı dizlerinden kaldırarak yüzünü ellerimin arasına aldım. "Baba, sen benim babamsın, benim babamsın. Anlıyor musun? O adam her ne yaparsa yapsın, ne olursa olsun ben senin kızınım. Kimse seni unutturamaz. Sen de abim de her şeyimsiniz benim. İnsan her şeyini unutur mu?"
Gülümsedi ama hâlâ göz yaşları akıyordu. "Sen hâlâ benim küçük nazlı kızımsın."
"Öyleyim baba, üzme kendini."
Yanaklarımdan öptü, alnımı öptü, saçlarımı öptü, ellerimi öptü. Babam bugün kaybetme korkusuyla karşılaşmıştı. Tabii, ben de.
"Hadi kalk bakalım, yeter bu kadar duygusallık."
Gülerek ayağa kalktı. Gerçekten, babam bipolar olabilir miydi?
"Bize bir şey olur mu güzel kızım? Olmaaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balın'ım Ben Ayol
HumorBalın, 17 yaşında deli dolu bir çocuktu. Onu seven babası ve abisi ile yaşıyorken bir anda bebekken karıştığını öğrenirse? #trip-1 #espri-6