Hyunjin'den
Sabah Yeonjun'un evinde uyandım. Dün gece hatırladığım kadarıyla çok güzeldi. Chris, benimle çok güzel ilgilenmişti. Beraber yemek yemiş şarkılar söylemiştik. En önemlisi ona seks tablosu yapma fikrini kabul etmiştim. Bundan sonra her şey daha da güzel olacak gibiydi. Asıl hikaye başlıyordu sanırım.
Yataktan kalkıp tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Yeonjun okulda olmalıydı. Onun evi benim evimdi. O yüzden rahat olabiliyordum. Kendime birkaç bir şey hazırlayıp masaya oturdum. Telefonuma baktığımda yarım saat öncesine ait mesaj bildirimi gördüm. Chris'tendi.Chris-Hyunjin
chris HOCA bozuntusu:
Günaydın Hyunjin
Uyandın mı?
12.34hyunjin:
gunaydin hocam
uyandim
bir sorun mu var
gönderildi
13.04chris HOCA bozuntusu:
Ah, hayır.
Bir sorun yok
Nasılsın diye merak ettimhyunjin:
iyiyim hocam
dun gece icin tesekkur ederim
cok guzeldichris HOCA bozuntusu:
İyi olmana sevindim.
Gerçekten çok güzel bir geceydi/
Gerçekten çok güzel bir geceydi
hay anasını/hyunjin:
tekrarlamak isterim
görüldüchris HOCA bozuntusu:
Bu akşam nasıl?
Hem tablo üzerine konuşuruz
Ne dersin?hyunjin:
olur hocam
musaitim ben
saat kac gibichris HOCA bozuntusu:
Ben sana haber veririm
Şimdi derse giriyorum
Dikkat et
Ya da etme
Arkanda ben varım
*çevrimdışı*hyunjin:
NE/
NE DİYOR/
OLUCWM/
HOCWM SAKQ MISINIZ/
KALBİM CIKICWK/
SAKİN OL HYUNJİN/
CEVAO VWR/
siz de dikkat edin
*çevrimdışı*chris HOCA bozuntusu kişisini
Chris<3
olarak değiştirdinizElimdeki telefonu masaya koyup hızla çarpan kalbimle kahvaltımı yaptım. Bana neden öyle demişti bilmiyorum ama aşırı hoşuma gittiği kesindi. Kendime her ne kadar "O bir öğretmen Hyun. Tekrar aynı şeyleri yapamazsın." desem de bu adam mıknatıs gibi kendine çekiyordu beni. Ve ben bundan kaçamıyordum. Kahvaltımı yaptıktan sonra evime uğradım. Herkes işte olduğu için boştu. Üzerimi değiştirip çizim eşyalarımı aldım. Evde durmak istemediğim için çıktım ve her zaman çizim yapmak için gittiğim ağaçlık alana geldim. Burası bana huzur veriyordu. Ağaçların rüzgârda sallanan yaprakları ve onun sesi, uçan kelebekler, kuşlar, etrafta dolanan kediler... Her şekilde çok güzeldi burası. Ama en güzel olduğu zaman sonbahardı. Turuncu yapraklarıyla inanılmaz bir manzarası vardı. Her sene sonbaharda bu manzarayı çizmek âdetimdi artık. Adımın kazılı olduğu banka oturdum ve defterimi çıkardım. Bugün çizeceğim şey Chris'ti. Kendi tarzımda bir şeyler çiziktirmeye başladım. Gözümde bir melekti. O yüzden ona kocaman kanatlar verdim. Kendimi ise onun önünde diz çökmüş bir şekilde çizdim. Bu portreyi gerçekleştirmek istediğimi fark ettiğimdeyse çizim bitmişti. Çizdiğim en güzel resimlerden biri olabilirdi. Bunu ona gösterir miydim bilmiyorum ama görmemeliydi. Sigaramı içerken telefonum çaldı. Arayan Chris'ti. Sigaramın dumanını üfledikten sonra telefonu cevapladım. "Buyurun hocam." Kalın sesiyle bana cevap verdi.