oh.

4.3K 97 29
                                    

semih
hazirim ben
herkes hazir ve burda
basliycaklar simdi
bir tek sen yoksun
sen nerdesin duru

duru
geliyorum ya
bir arkadasa selam vericem
bak dedigim gibi
istemedigin veya seni herhangi bir sekilde rahatsiz eden hicbir soruya cevap vermek zorunda degilsin
hatta kalkip gidebilirsin
hallederim ben
seni yedirtecek degiliz kardesim
ablan var yaninda

semih
hay senin ablani//
barisin yanindan ayrilabildin de aklina gelebildi kardesin//
4 ay var aramizda duru
abla sakasi sıkmadı mı

duru
ya ben mi dedim
babam dedi

semih
hasan baskana seni menajerim olarak vermesinin kotu bir fikir oldugunu soylemeliydim

duru
ya tabi tabi
sanki senin istedigini bilmiyorum
hem ne kotulugumu gordun semih
ask olsun

semih
olsun//
ya cabuk olsana
basliyolar diyorum
menajerim olmadan mi basliycam
ne barismis arkadas bir bitmedi selamin//

duru
geldim geldim dur
burda menajerin🫡

Semih kafasını kaldırıp mavilerini ömrü hayatında gördüğü en güzel kahvelerle birlestirince gülümsemesine engel olamadı
Aslında heyecanlı değildi. Semih için önemsiz şeylerdi bunlar. Birkaç soru soracaklar o da cevap verecekti sonra haber yapacaklar falan filan. Semih bunlari önemsemezdi. Tek derdi oynadığı toptu. En büyük dertleri; nasıl daha hızlı olabilirim, nasıl daha iyi çalım atabilirim, rakibime nasıl üstünlük kurabilirimdi...

Ta ki bir gün henüz altyapısında olduğu besiktasinin yeni başkanı Hasan Arat adına düzenlenen yemekte genç kızı görene kadar. Babasıyla birlikte o da herkesle tanışıyor ve el sıkışıyordu.
Semih yeni baskaniyla el sıkıştı ve sarıldı.

İlk görüşte aşka inanmazdi.
Hayır, ilk görüşte aşık falan olmadı zaten hatta tam tersine tepesinden sımsıkı toplanmış kahverengi saçları, sadece kumaşıyla bile marka olduğunu belli eden beyaz sıkı elbisesi, 100 metre öteden bile pahalı olduğunu belli edecek parfümünün kokusu ve kolundaki küçük, pembe, markalı çantasıyla birlikte genç kızın vasifsiz bir zengin çocuğu olduğunu düşündü.
Hani şu dizilerdeki sadece baba parası yiyen o cici kızlar.

Ama tabiki de önünde sahip olabileceği en büyük gülümseme ve ışıltılı gözlerle ona bakan bu kızın elini geri çevirmeyecekti. Hayır söz konusu bile değildi. Ailesi ona böyle öğretmemişti. Zaten bunu yapacağı bir sebebi de yoktu. Onunki sadece bir önyargiydi. Samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme takınıp elini sıktı ve selamlaştılar

"Merhaba Duru ben, Duru Arat"

"Semih... Kılıçsoy"

Duru sanki mümkünmüş gibi daha çok gülümsedi ve ardından semih genc2 kızın biraz yanında duran emrecana doğru gidişini izledi.

taş çatlasa 16-17 yaşında diye düşündü semih, çok genç duruyordu

"güzel kiz"

"ne"

"Duru diyorum çok güzelmiş hem yaşıtmışsınız"

"evet masallah" pek orali olmadan cevap verdi semih "yasitsak nolmus ege"

"yakışır kardeşime diyorum yani" gözünü kırpmayı da eksik etmedi demirege

Başkası söylese sinirlenecek olsada yakın arkadaşının cümlesiyle güldü semih.
Egenin şaka yaptığını biliyordu.
Ege semihin asla öyle bir şey yapmayacağını biliyordu
Çünkü semih hedeflerini en başından belirlemiş ve herkese açık açık gösteren bir çocuktu ve bu süreçte onu en ufak bir şekilde de olsa kötü etkileyecek, dikkatini dağıtacak bir şeye asla izin vermezdi.
Futboldan baska bisey düşünmüyordu. Buraya ailesine sözler vererek gelmişti. Ve ailesini üzmeye niyeti yoktu

Menajerimi Ara | Semih Kılıçsoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin