ou.

998 45 5
                                    


Duru'dan

Arabadan inmiştik. Semihle vedalaşmak icin sarılacaktım ki beni durdurdu

"ben de geleyim mi? Hem kızlara da selam veririm. Sanırım aycadan dilemem gereken bir özür var"
elini ensesine götürüp hafif bir utançla konuştu.
Şu an o kadar tatlı gözüküyordu ki
Şeytan diyor ki çek kolundan götür bir ağacın arkasına...
ama yok
şeytana uyamazdım
özellikle bana yarım saattir nerdesin mesaji atan kızları her seferinde 5 dakikaya geliyorum diye geçiştirmişken daha fazla bekletemezdim

birlikte okulun kafeteryasına ilerlemeye başladığımızda
gördüğüm kişiyle içimden ufak bir küfür ettim.
o da bizi gördü
ama yapmasını beklediğim gibi herhangi bir salaklık yapmadı
kafeteryaya ulaştık ve kızların yanına oturduk kızlarla selamlaştığımda benim ardımdan semih konuştu

"günaydın herkese"

ceylin "günayyydın enişte" diyerek bağırdığında amacını az çok tahmin edebiliyordum
birkaç kişiye duyurabilmişti sesini
ama duyurmak istediği zaten 1 kişi vardı
onun da bizim oturduğumuz masaya utanmadan, gözlerini çekmeden, dik dik bakmasından duyduğunu anlamıştım

benim her şeyden habersiz bebeğim ufak bir kahkaha atıp çak yapmıştı ceyline
umarım bu aptal çocuk semihi üzecek veya sinirlendirecek bir saçmalık yapmazdı

semih elifle de selamlaştığımda sıra aycaya gelmişti

"ayca"

"efendim semih"

"ayca ben özür dilerim ya gerçekten, ama öyle yapmam gerekiyordu"

"senin özür dilemen gereken bir şey yok semih, sana bisey demiyorum ben"

"tamam emrecan adına da özür dilerim"

"kimse adına özür dilememelisin semih. Kendisi kendi özrünü dileyebilmeli. Ama işte karakter meselesi. Biz senden razıyız enişte"

"teşekkür ettim ayça, ee ne içiyorsunuz alıp geleyim" diye gülümseyerek, tatlı tatlı sormuştu

"semih gerek yok" diyip elimi elinin üstüne koydum

"lütfen Durum" diyip ayaklanmıştı

"tamam ben de seninle geleyim" ben de ayağa kalkacaktım ki beni durdurdu

"otur sen güzelim" diyip alnımın kenarından öptü
biraz utanmıştım
uzaklaştığını gördüğümde kızlara döndüm ve sohbet etmeye başladık

yaklaşık bir dakika sonra arkamda bir beden hissetmemle semihin bir şeyini unutup geri döndüğünü sanmıştım ama maalesef arkama döndüğümde en son görmek istediğim suratla karşılaştım

"konuşabilir miyiz"

"hayır efe"

"duru konuşmamız gerek"

"gitsene sen arkadaşım, dayak mı yemek istiyosun"

"ceylin sen karışma lütfen" dememle efe karşımda ukalaca sırıtmaya başlamıştı

"evet ceylincim sen karışma lütfen"
sonra bakışlarını bana çevirdi
bir elini masaya bir elini oturduğum sandalyenin arkasına koyup üstüme edildiğinde çok fazla rahatsız olmuştum
iğrenç bir konumdaydık
insanlar yanlış anlayabilirdi
diğer insanlari siksinler
semih bunu yanlış anlayabilirdi
yerimden aniden kalkmamla sandalyem yere düşmüştü
oluşan gürültü nedeniyle birkaç göz bize döndüğünde efe onlara eliyle bir şeyin olmadığını işaret edip özür dilercesine gülümsemişti
aynı zamanda sandalyeyi düzeltip iki adımda tekrar yanıma gelmişti

Menajerimi Ara | Semih Kılıçsoy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin