duru
semih
oncelikle
gunaydin
sonralikla da
cok ozur dilerim ya
gercekten ozur dilerim
dun gece icin
salak salak seyler yazmisim
rahatsiz etmisim seni
bir de ustune bosu bosuna endiselendirmisim falan
kizlar soyledi
gercekten kusura bakma
aklim gitmisti biraz
hafif sarhostum🤏
neyse iste
dedigim gibi rahatsizlik verdigim ve ugrastirdigim icin uzgunum
08.34
semih
geldin mi
duru
ne
semih
geldin mi diyorum tesise
duru
ha evet mutfaktayim
kahve yapicam
semih
iyi
bekle orda
yanina geliyorum
.......
Duru'dan
"ne gerek vardı şimdi buna saçma sapan geriyor ortamı gelme işte niye geliyosun ne güzel mesajla hallediyodum ben olayı
hayır niye yan-"
"tch tch tch aşkımdan deli divaneye dönmüşsün kendi kendine konuşmaya başlamışsın anlaşılan"
aniden arkamı döndüğümde elim kahve makinesine çarpıp ufaktan yanmıştı ama-
oha
yuh yani
cus
karşımda kapı pervazına yaslanmış, kolları bağlı, büyük ihtimalle yeni antrenmandan çıkmış, yüzündeki haylaz gülümsemesiyle gördüklerinden ve duyduklarından kesinlikle zevk alan bir semih kılıçsoy duruyordu
üstüne yapışan siyah antrenman tişörtü ve nemli saçlarıyla gerçekten fazlasıyla iyi görünüyordu
bir şeyler demişti, demeye devam ediyordu
ama hiç birini duymamıştım, algılayamamıştım
dinlememiştim bile
odaklanmak çok zordu
zaten dünden sonra utanıyorum
bir de gelip bilmiş bilmiş konuşmasına gerek var mıydı gerçekten
"heyy duru dinliyor musun sen beni"
"ne ha şey evet niye dinlemiyim ben seni.
ya sen niye geldin ki ne gerek var
işinin başına dönsene"
"baya dinliyomussun gerçekten duru
tam olarak neden geldiğimi anlatmıştım"
al iste
rezillik
YETER YETER
"gülme salak salak. Elim yandı ondan odaklanamadim söyle niye geldin"
"elin mi yandı"
cümlemin bitmesiyle sırıtan yüzünün düşmesi ve hemen kaşlarını çatıp ellerimi tutması adil değildi
hic değildi
bilerek yapıyordu
baya baya bendeki etkisini biliyordu
ve bilerek yapıyordu
şuracıkta bayilayim sonra da ömrü boyunca benle dalga gecebilsin diye yapıyordu
ama yer mi anadolu çocuğu
"neresi yandı han- duru elinle ilgileniyoruz ya, yanan benim yüzüm değil senin elin. Eline bak durucum. Yüzümü daha sonrada doya doya inceleyebilirsin"
"ya yok bisey, sen öyle birden şey yapınca bende birden şey yaptım öyle olunca olan oldu da küçük bisey yani onemi yok parmaklarımın ucu dokundu sadece"
birden elimi ellerinden çekince yüzündeki o ukala sırıtış gider diye düşünmüştüm ama bilin bakalım kimin karşısında şu an öncekinden bile daha büyük bir sırıtışa sahip bir semih kılıçsoy duruyor
