jisung minho'nun bu rahatlığından acayip rahatsiz oluyodu. böyle düşüncelere ve ağlamaya boğulurken üstünü değişti ve yatağa atladı. bütün günde ordan çıkmama planı kurmuştu.
okulda
jeongin,seungmin,felix... kısacası minho dışındaki herkes jisung'u merak ediyorlardı.
minho koridorda yürürken jeongin,felix ve seungmin minho'nun yanına yöneldi.
seungmin: minho jisung nerde?
minho: uzun anlatamam şimdi.
jeongin: minho çabuk söyle bir şey mi oldu daha doğrusu yaptın?
felix: söyle hadi zorla söyletme.
minho: yoksa ne yaparsın tatlı civciv?
felix ve diğerleri buz kesilmişti. jisung minho'dan hoşlanırken minho felix'e yürümüştü. tam felix konuşmaya başlıycakken jay uzaktan belirdi ve yanında jungwon da vardı.
jay: noluyo burda jis nerde?
minho: Allah'ım ne kıymetli çocukmuş.
seungmin: ARKADAŞIM HAKKINDA BÖYLE KONUŞAMAZSIN
felix: EVET HEM ZATEN HAYATINI MAHVETTİN ŞİMDİ DE UTANMADAN KONUŞUYOSUN BURDA.
jay: arkadaşlar biraz saki-
jeongin: JAY NASIL YAPALİM NASIL HE SÖYLE MİNHO ŞİMDİ DEFOL GİT OKULDAN SONRA JİSUNG KÖTÜ OLDUĞUNU SÖYLERSE ASIL O ZAMAN GÖRÜŞCEZ OLM.
jungwon onlara sarılıp sakinleştirmeye çalıştı. jay ise minho'ya gitmesini söylüyordu.
minho bu sözler söylenirken susmuştu çünkü kendini kötü hissetmişti. ilk kez bunu yaşamıştı ve bu duygudan nefret etmişti.
minho arkadaşlarının yanına gitti ve onlarla bi süre bakıştı ve sessizligi hyunjin böldü.
hyunjin: aga sana inanmiyorum ya sen harbi nasıl bi şerefsizsin.
minho: olm sanki öldürdüm mk çok abartmadiniz mı sizce?
chan: olm çocuğun annesi babası yeni öldü ve sana güvenip seni evine aldı neyin kafasındasın he?
changbin: dedoş haklı yaşlı falan ama yani. bu arada bu konu tatsızlaştı artık senin arkandan dün çok sövdük.
minho: eyw
chan: bu konuyu sonra konuscaz kantine gidelim hadi.
herkes onaylar bi bakış atti ve kantine doğru yöneldiler. minho kantine giderken yüzünü yukarı kaldırmamıştı çünkü herkes ona bakıp bi şeyler söylüyordu. minho ilk kez boylesine çaresiz kalmıştı. "sadece mal bi çocuk bana bunları mı yaptı itibarımı yerle bir etti" diyip sinirleniyordu. kantine vardıklarında en köşeye oturdu.
minho: peki tüm okul nerden biliyo bunu yaptığımı?
chan: okul grubunda senin evden gülerek çıktığını ve evden ağlama sesi duyduklarını atmışlar.
minho: tahmin etmiştim
chan: keşke başka salaklıklarını da tahmin etseydin.
minho bunu duyduktan sonra yere bakmaya başladı ve kafasını kaldıracak yüz bulamadı. hyunjin saçma şeyler söyledi ve konuyu değiştirdi.
hyunjin: arkadaşlar şey...
chan: ney?
hyunjin: ben aşık oldum sanırım baya platonik takıntılı oldum.
changbin: kendinde söyledin biz buna aşk değil takıntılı sapıklık diyoruz.
hyunjin: konuştu yine Türkçe hocası.
changbin: heralde yani~
chan: noldu minho aklına tüm okula rezil olduğun ve herkesin sana sövmesi mi geldi?
hyunjin: chan tamam sakin o kadar da üstüne gitme
changbin: hyun sorumdan kaçamazsın kim o ?
hyunjin: şey ya jisung'un sınıfından felix...
minho bunu duyunca gözlerini falçatı gibi açtı ve bir anda ağzına doğru bi yumruk attı. kimse ne olduğunu anlamamış bir şekilde minho'ya bakıyordu. chan minho'nun kolundan tutup dışarı çekti. diğerleri ise peşinden geldi.
chan: noluyo olm sana sen iyi misin?
minho: sanmiyorum.
hyunjin: noldu ki?
changbin: söz kızmıycaz.
minho: boşverin...
minho ağlamaklı olmuştu kendisini hiç böylesine kötü hissetmemişti ama ağlayarak kendini daha çok rezil edemezdi.
chan: olm söyle hadi
minho: ben jisung'dan hoşlanıyorum.
★★★★★★★★★★
ehehe sonunda itiraf ettirdim
♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
like my cat~ [minsung✓]
Humorkesinlikle dakik olan jisung'un bağırması ve minho'nun ona sataşması ona zorbalık yapması peki jisung karşılık verecek mi yoksa olay büyüyecek mi?