lee jisung

25 2 6
                                    

minho: ben giyinmene yardım ediyim.

jisung: gerek yok hem baş dönmem geçti ben sana i$ki içmiycem dedim beni dinlemedin.

jisung kendi kendine böbürlenirken minho jisung'un yanına gitti.

jisung: üstünü giy de uyuyalim 2-3 gün sonra okul var

minho: yaa ama ben tadını tam alamadım~~

jisung: hadi hadi kedicik

minho jisung'a kedi gibi bakıyordu gerçi daha çok yavru kediydi. jisung dayanamayıp minho'nun yanağına bi öpücük kondurdu.

jisung: hadi giyin sevgilim

minho üstünü değiştikten sonra jisung'un yanına geldi. kedi gibi jisung'a yaklaşmaya ve kendini sevdirmeye çalışıyordu.

jisung: hadi kedicik uyuyalım

minho kafasını sallamakla yetindi. minho kendini hemen yatağa yattı. jisung bi süre ona baktıktan sonra üstüne geldi. bi sure bakıştılar. daha sonra minho jisung'un dudağına baktı ve jisung'u öptü. jisung'da minho'nun göğüsünde minho'ya karşılık veriyordu.

/hayal edin biraz hep foto mu bulcaz/

jisung bi süre sonra minho'nun göğüsünde uyuya kaldı. minho'nun jisung'la farklı fikirleri vardı. minho jisung'un belindeki elini aşağı doğru indirdi. daha sonra jisung'un istemediğini düşünerek elini tekrar jisung'un beline götürdü.

minho: iyi geceler bebeğimm

jisung: |hafif gülerek| iyi geceler sevgilimm

minho: sen uyumadın mı!

jisung minho'nun bu yüzüne çok gülmüştü. tam minho'nun üstünden kalkarken minho jisung'u belinden kendine çekti ve sarıldı.

jisung: ama böyle rahat edemezsin ki

minho: olsun edemiyim uyu sen

jisung "tamam" der gibi başını salladı ve kafasını minho'nun göğüsüne koydu.

sabah olduğunda jisung bir anda yerinden kalkıp telefona baktı.

jisung: yarın okul var ağlıycam ya

minho: ağlama sincap

jisung: günaydın kedicikk

minho: günaydın minik sincapp

jisung gülüp aşağı indi. mutfakta yemek yapmaya başladı o sırada minho kendine gelmeye çalışıyordu. minho işlerini halledip aşağı indi ve jisung'un beline sarıldı.

kafasını jisung'un omzuna koydu ve sallanmaya başladı. jisung kafasını yana çevirip minho'ya baktı. sevgilisini yavru bir kedi gibi görünce dayanamayıp öpmüştü

jisung: ne yemek istersin sevgilim?

minho: karımı yemek isterdim.

jisung: karın mı, kim o?

minho: tanıştırayım lee jisung

jisung bunu duyunca kızaran yanaklarını saklamaya çalıştı. minho onun bu tatlı hâline güldü.

minho: karıcığım ben bugün dövüş kursuna gidicem sen gelicek misin?

jisung: benim dövüşüm pek iyi değil ama

/yalan?/

minho: yalan? /JSJDJDJDSUDJDUSJDH/

jisung: yaw bi kere oldu, o da ani durumlarda Allah'ın verdiği bi güç

minho: bebeğim gece s$viştik şimdi imanlı imanlı konuşuyosun

jisung buna çok gülmüştü. o kadar gülmüştü ki az kalsın yemeğin altını yakıyordu.

jisung: hadi masaya sevgilim

minho: eline sağlık bebeğim

jisung minho'ya tatlı bi gülüş yaptı. jisung için bi tebessüm ama minho için unutamadığı bi gülüş olarak hayatında kalacaktı.

yemekten sonra jisung salona geçmişti ve elindeki telefonla ilgileniyodu. minho, jisung'un yanına gelince bir anda jisung telefonunu kapattı. minho ne olduğunu anlamadan ona baktı.

minho: noldu sincabim?

jisung: bi şey yok sevgilim

★★★★★★★★★★

★★★★★★★★★★

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


omg

like my cat~ [minsung✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin