"Biziz"

55 8 0
                                    

Bugün güzel bir gün olucaktı. Buna inanıyordum.Geçen gece olan tüm saçmalıkları unutmuş gibi yapıcaktım. Doğru değildi, biz sarhoştuk. Yani tamam çok değildik ama kendimizde olduğumuz da söylenemezdi.Şimdi tek yapmam gereken sıcak yatağımdan kalkıp herşeyi unutmuş gibi yapmaktı.

Hazırlanıp çıktım. Yol boyunca olanları düşündüm. Beni öpmüştü.. Bu çok yanlıştı. Biz, biz hiçbirşey değildik. Arkadaş demek bile doğru değildi. Sahiden biz neydik? İki yabancı mı? Okula geldiğimde her sabah yaptığım gibi kahvemi alıp sınıfa çıktım. Bu sefer Deniz kendi yerinde oturuyordu. Geldiğimi görünce biraz daha sola kaydı.

"Günaydın Gözde" dedi. Gülümsüyordu, gerçekten mutluydu.

"Günaydınlaar bayan trip" dedim gülerek.

"Bunu yüzüme vurmaya devam etmezsin umarım, ben yanlış anlamışım.. Özür dilerim" dedi. Aslında haklı olabilirdi. Ama şu ödev gününe kadar tam anlamıyla öğrenemicektim.

Hoca geldi ve hemen arkasından içeri Egemen girdi. Yine siyah giyinmişti! Neydi bu siyah tutkusu bu çocuğun?

"Ooo Egemen Beyler, siz geç gelmediniz biz erken gelmişiz." dedi hoca.

Sınıf güldü. Egemen ise hiç takmadan yerine oturdu. Geçen hafta 2 devamsızlık yapmıştı. Daha ilk haftadan yapması cesaret ister açıkçası, geçerli bir nedeni olmalıydı. Anıl'ın yanına oturdu. Birşeyler fısıldaştılar. Sanırım nerelerde olduğunu sordu.

Ders bitince bahçeye çıktık Deniz'le. Açıkçası korkuyordum. Özgür'ü görürsem hiçbirşey yaşanmamış gibi davranıcaktım ve bu hiç kolay değildi. Tam bunları düşünürken Deniz düşüncelerimle konuşma anımı kesti.

"Anlat bakalım, şu muhteşem doğum günü partisi nasıl geçti?"

Söylemeli miydim olanları? Karar verememiştim.Sadece "Güzeldi" dedim.

"Hadi ama benden saklıyor musun, neler oldu, nasıldı?"

"Hayatımdaki en kaçık partiye katıldım ve gerçekten çok güzeldi Deniz. Orada olmanı çok isterdim." dedim

"Sevindim senin adına, peki Özgür nasıldı?" dedi bana muzip bakışlar atarak.

"Özgür.. O da iyidi. İyi anlaştık. Beklenenin aksine birlikteyken gerçekten eğlendik."

Söyleyememiştim. Böyle birşeyi Beste'ye rahatlıkla söyleyebilirdim. Çünkü o benim en yakın arkadaşımdı. Hem de okul dışındaydı. Tarafsız bakabilirdi ya da taraf tutabilirdi. Bunda bi sakınca yoktu. Ama Deniz? O okul arkadaşımdı. Ve bildiğim birşey varsa okul arkadaşları hep daha tehlikelidir.

"Kızlar adım mı geçiyor ben mi yanlış duydum yoksa?"

Lanet olsun! Lanet olsun! O an yerin dibine girmek istiyordum. Özgür'den kaçarken Özgür'e yakalanmaktı bu.

"Gözde'de tam şu muhteşem partiyi anlatıyordu" dedi Deniz. Deniz'in Özgür'ü bu kadar sevmesini anlayamıyordum. Onunla olmamı en çok isteyen kişilerdendi. Tehlikeli olmasına rağmen hep arkamda durmuştu.

"Eee ne anlatıyordu bakalım?" dedi Özgür. Bana bakıyordu ama merak etme aramızda der gibi bakıyordu.

"Çok eğlendiğinizi, gerçekten anlaşabildiğinizi falan. Buna çok sevindim Özgür. Aranızdaki sorunları hallettiğiniz için mutluyum." dedi Deniz

Ben ise sadece kafamı bir sağa bir sola çeviriyordum.

"Evet, anlaştık" dedi Özgür gülerek. Piçlik yapıyordu.

"Neyse bayanlar, benim bir sigara yakmam gerek. Dedikodunuza devam edebilirsiniz." diyerek gitti. Sırrımızı tutuyordu ve bu Özgür'e güvenebileceğim anlamına geliyordu. Şimdilik..

Ders zili çaldığındaysa Tarih dersi olduğu aklıma geldi. Takvimi hazırlamış olmalıydı hocamız. İşte herşey bugün başlıyordu.

"Gençler 3 gün sonra grup ödevlerini sunmaya başlıyoruz. İlk grup çok şanssız olucak. Üzgünüm ama yetişmeli" dedi.

Takvimi elime aldığımdaysa ilk grubun "EGEMEN VE GÖZDE" olduğunu gördüm. Bu bizim bahtsız kaderimiz miydi? 3 gün! Nasıl yetişicekti?

Defterimden bir sayfa kopardım ve top haline getirdim. Egemen'e fırlattım. Arkasını dönüp bana baktı.

"Biziz" dedim.

İçinden küfür eder gibiydi gerçekten canı sıkılmıştı ve sanırım o da şansımıza saydırıyordu. Önüne dönüp kağıda birşeyler yazdı. Top haline getirdi ve bana attı.

"O zaman yarın bize gel istersen."

Deniz sol tarafımdan kağıda bakıyordu, hissediyordum. İşte bir kez daha iki kişi arasında kalmayı yaşamıştım. Kafamı kaldırıp tamam anlamında salladım. Deniz'in durumunu çözmek içinde konuşmam gerekiyordu zaten. Bu konuyu halledebilirdim. Denize baktım ve "senin için" dedim. Canı sıkılmış görünüyordu ama önüne döndü. Yapıcak başka çaremiz olmadığını biliyordu.

Okul bittiğinde hızlıca okuldan çıktım, kimseyi görmek istemiyordum. Eve gittim. Annem koltukta oturmuş, televizyon izliyordu.

"Nasıl geçti okul kızım" dedi.

"Sıkıcı" dedim ve devam ettim. "Yarın Egemenlere gitmem gerekiyor, tarih hocamız lanet bir ödev verdi." dedim

Canımın sıkkın olduğunu anlamıştı.

"Sadece ödev için gidiyorsun Gözde" dedi. Bu imalı bir cevaptı.

"Evet anne" dedim. Konuyu değiştirmeliydim. Arkadaşının nasıl olduğunu sordum.

"Ah, şey o iyi değil. Gözde, en yakın arkadaşım dediğim kişi kansere yakalandı ve ben napıcam bilmiyorum. Güçlü olmak istiyorum ama elimde değil. Onu öyle görünce tüm gücüm elimden alınıyor sanki."

Çok üzülmüştüm. Hayatın kısa olduğunu bir kez daha düşünmüştüm.

"O seni güçlü görmek ister anne. Toparla kendini ve hep yanında ol." dedim. Çantamı alıp odama çıktım. Ortam duygusallaştığında kaçmak yaptığım en iyi şeydi.

Vee tarih ödevi için biraz araştırma yapmaya başlamalıydım.. Yarını ne kadar hızlı geçirirsem kardır.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin