[bölüm 5]
(Yukarıdaki muzik ile dinlerseniz daha çok tadı çıkar)
Pazartesi sabahı...;
Chuuya saat 06.30 da kaltı. İlk iş olarak banyoya gitti; küvetin musluklarını açtı ılık bir su olacak şekilde ayarladı. Küveti köpükle doldurdu ardından giysilerini çıkardı ve küvete yavaşça oturdu eline bir tane sigara yaktı..
O sırada dazai ilk kalktığında ağzına ağrı kesici atıp basının ağrısını durdurmaya calışır sonra ise oturup sadece somurtmak ile meşgul olurdu.Kendine gel huzuru çok uzak yerlerde arıyorsun, huzur sorun olmaması değil soruna rağmen ayakta kalmanın verdiği hissiyattır. Sorun olmayınca huzurlu dediğin işleri yapınca örneğin "kuş sesi dinlemek" gibi cidden huzurlu hissedermiyiz? Yoksa sadece boş boş öten kuşlar gayet normal diyip geliştirir miyiz? İşte sorunlarımız bir kuşun belkide acı belkide nefret belkide sevgi dolu ola bilecek çığlıklarına muhtaç hale getirir ve bundan gelen tatmine huzur deriz. Sorun olmazsa huzurda olmaz sadece huzuru çok uzakta arıyorsun.
Yağmurlu bir sabah acı dolu çimenlerin hoş kokusu sadist olan insana güzel geliyordu. Dazai her zamanki gittiği çiçekciye gitmek için hazırlandı normalde özen göstermesi kendisine her tarafı dağanık saçları dahi 1 kes taranmamış şekilde giderdi ama bu sefer aynanın yanına geçti, elinde yatağını aldı ve hafif bir şekilde taramaya başladı. Sonunda saçını taraya bilmişti dazai kapıya doğru yürüdü kapıyı açıp evden adımını atı. Yağmur onun gözüne farklı gözüküyordu. Bu sefer bir sulu boya gibiydi çiçekler boya yağmur ise boyanın renklendirmesini sağlayan su. Dazai gülümsedi çiçekciye doğru yürümeye başladı, etraftaki insanlara baktı gülümsüyorlardı...? Nolmuştu ki sanki gülümsüyorlarsa? Dazai kendi varlığını hissettiği yere doğru gidiyordu bu sefer o da gülümsüyordu.
Büyük bir heyecanla çiçekçinin kapısını açtı, açar açmaz Chuuya ile karşılaştı
"Tahmin edeyim bu gün buraya gelmiş olan yeni çiçeği isteyeceksin. Al!"Chuuya Dazai'yi hafta sonu sadece pazar günü görmüştü. Onu yine her gün görecek olmak onu mutlu eti ve çiçeği Dazai'ye uzattı;
"Bu bir pembe kamelya."
(Soukoku official artlarda yer alır ve
birisine duyulan içten özlemi simgelemektedir. Uzak mesafeyi sevenler için mükemmeldir)
/kaynak: https://www.tumblr.com/soukokucchi/179786697199/red-camellias-symbolize-love-passion-and-desire/"Yine kamelya... Neden sürekli kamelya geliyor?"
"Bence şans ama senin tabirin ile tanrının işi ola bilir."
Dazai kıkırdayarak;
"Tanrı neden bana bu kadar güzel bir şeyi versin ki?"
"Her çiçek güzel gözüküyor da ondan gerizekalı!"
"Çiçeği değil.."
"Hm?"
"Bir melekten kutsal bir güzelliğin var. Benzetmesi olmayan adeta şairi olmayacak kadar güzel bir şiir gibi. Senin güzelliğin hiç bir güzellik algısında uymaz adeta hiçbir güzellik algısı senin kadar güzel olamaz. Adeta bir tanrı gibi kusursuz."
Chuuya yavaşça kızardı;
"Benim hakkımda böyle düşündüğünü bilmiyordum..."
"Sadece şaka yaptım(!)"
Chuuya aniden kaşlarını çattı ve sinirli bir sesle;
"Gerizekalı! sersem! Aptal!"
"Belkide yapmamışımdır?"
"Sus be çiçeği al ve git hadi"
"Sende gel"
"İşteyim gerizekalı"
"Ak sakallı çılgının bunu dert edeceğini sanmıyorum"(Chuuya'nın patronu)
"Kovulursam senin suçun."Dazai Chuuya ile yavaşça evinin bahçesine doğru yürüyordu
Chuuya şemsiyesini tutuyor Dazai ise ıslanıp yağmurda dönüyordu
"Çocuk gibi dönüyorsun o pembe kamelyaları düşürür isen sana yedirtirim"
"Denediğini görmek isterim~"
"Pff salak"
Dazai halla dönmeye devam ediyordu 10-14 dakika sonra sonunda bahçeye vardılar, Dazai büyük bir mutlulukla bahçeye girdi Chuuya onu bu kadar mutlu gördüğü için açıkça mutlu idi. Dazai ıslak toprağa oturdu ve onu kazmaya başladi. Chuuya yere oturmak istemiyordu Dazai bunu fark edince trençkotunu çıkarı ve katlayıp yere koydu. Chuuya yı oturması için işaret eti
![](https://img.wattpad.com/cover/366951763-288-k883386.jpg)