(bu bolumu bitirmeden yanlışlikla yayinladim ve su anda cok utaniyorum umarım kimse gormemistir)
[bölüm 8]
Saat 04.30
Dazai yatağında biraz sallanarak uyandı. arada bir gece çok erken saatlerde uyanna biliyordu ama ilk kes bu kadar erken uyandı. Kafasını çevirip tavana baktı. Düşünmekten ve tanrıyı sorgulamaktan kafayı yemek istemediği için gözlerini kapatı ve hayal kurmaya başladı zaten kim hayal kurmadan uykuya dala bilir ki?Yinede uyuya ma dı gözlerini açtı beyni zaten çok doluydu rahat hayal bile kuramıyor du. Bir süre gözlerini sağa sola çevirdi ve etrafa baktı boş gözlerle etrafa bakıyordu. Kendisini kendi haline getirmek için kafasını sağa ve sola salladı. Saat geç olsada 7/24 açık olan bir kütüphane vardı yani oraya gide bilirdi. Ayağa zar zor kalktı tuvalete doğru gitti tuvaletin kapısını açıp tuvaletin içine girdi lavaboya doğru yürüdü ve yüzünü yıkadı. Sonra havlu ile elini ve yüzünü iyice sildi tuvaletten çıktı. Saat geç olduğu vede üstüne yağmur yağdığı için soğuktuda Dazai kalın bir trençkot aldı ve merdivenlerden aşağı indi bir yandan trençkotu giyiyordu. 15 saniye sonra trençkotu giydi ve merdivenlerden indi kapıya doğru yürüdü ve dışarı çıktı yavaşça kütüphane doğru yürüdü. 15-30 dakika sonra kütüphaneye vardı kütüphane kapısını açtı ve kitap raflarına doğru yürüdü. Raskele bir kitap aldı ve kütüphanedeki taburelerden birinin üstüne oturarak kitabı okumaya başladı.. kitap okumak onu rahatlatmıştı.. zaman içinde uyumaya başladı..
Saat 05.45
Dazai kendini rüyaya kaptırmıştı rüyasında bir çıkış kapısı vardı ve etrafa simsiyah idi. Dazai oraya doğru koşuyordu çıkış kapısına elini uzatı ve açmaya çalıştı ama kapıya dokunduğu an 2-4 metre arkasında bir domuz belirdi ve kolları uzamaya başladı, uzun kolları ile Dazai'yi yakaladı ve onu kapıdan oldukça uzağa çekiyordu. Dazai uzaklaştıkça siyah yer çiçek bahçesine dönüşmeye başladı ve Dazai tamamen uzaklaştığında çiçeklerin hepsi soldu. Dazai'yi deşhete düşürecek bir şeydi hayatındaki en önemli şey çiçekleri idi ve belli domuzlar tarafından solmaya maruz kalmışlardı.
(Anlamadı iseniz Domuzlar ailesini çiçekler kendi ruh ve psikoloji sağlığını gösteriyor /lacey's referansı/)Dazai uykusunda sayıklıyordu, aniden kütüphane görevlisi oknu dürtü
(Görünüş: yuvarlak gözlük, çilek sarısı kıvırcık saçlar, kahve rengi göz, beyaz gömlek, lila rengi ayne, bol pantolon)
Kütüphane görevlisi kız fısıldayarak;
"Ahm... İyi misiniz? Sayıklıyordunuz..?"
"Sadece normal bir rüya."
"Pek normale benzemiyordu.."
"Benim için normal."
"Neden?"
"Çünkü hayatım iyi sayılmaz."
"Neden?"
"Ailesel şeyler.."
"İsterseniz anlata bilirsiniz."
"Pff.. umursanmamak ve benzeri"
"Benim ailemde beni hiç umursamıyor.. ama ben hiç sayikla madım."
"Ben mi çok abartmıyorum.."
"Bilmem... Hiç psikolojik destek aldınız mı?"
"Hayır.."
"Bence almalısınız."
"Ailem iyi karşılar mı bilmiyorum."
"Neden ailene göre yaşıyorsun be"
"..."
"Bırak ilgi vermesinler dünyanın sonu mu sanki?"
"Bilmiyorum.."
"Tabikide değil! Ben bir keresinde yaşım küçüktü 8-10 yaşındayım havale geçirdim annen hiç birşey yapmadı kendim zorla ateşimi düşürdüm ama hayat annem bana bok gibi davrandığında bitmedi."Dazai'nin yüzü şaşkın şekilde bakıyor
"Benim ailem hiç bir zaman böyle yapmadı.. 12 yaşımdan sonra ilgiyi kestiler."
"Benim ailem hiç vermedi bile. Ama bak hayat duruyor aile ilgi vermeyince."Dazai bir an durakladı sonra kıkırdamaya başladı.
"Oldukça asabileştin!"
"Seni samimi buldum çünkü"
"Hah.. öylemi?"
"Evet!"
Dazai kızarmaya başladı ve kızla konuşmaya devam eti..
.
.
.Saat 14:30
Dazai kızla saatlerce konuşmuştu aniden saate baktı.. çiçekçiye gitmek için kesinlikle çok geç kalmıştı.
"Şey.. benim şimdi gitmem gerek."
"Sorun değil güzel sohbeti! Bu arada ben meiko"
"Tanıştığıma memnun oldum ben Osamu ama çoğunlukla soyadım olan Dazai'yi kullanıyorum"Dazai Meiko'ya el salladı ve taburesinden kalktı; yavaşça kütüphanenin çıkış kapısına doğru yürüdü ve kütüphaneden çıktı.. yağmur dinmişti Dazai rahatça yürüye biliyordu...
.
.
.
Tahmini bir 15-20 dakika sonra Dazai çiçekçiye vardı ve kapıdan içeri girdi. Chuuya şaşkın gözler ile ona baktı
"Bu gün çok geç geldin.. neden?"
"Kütüphane'ye gitmiştim."
"Ama bu kadar geç sürmezdi.."
"Biri ile konuşuyordum"
"İlginç.. bu gün yeni çiçek olarak Sarı Glayör var"
(Sarı Glayör Kıskançlık ve isyan anlamlarını temsil eder)
(Kaynak: https://amp.onedio.com/haber/bircogunun-hangi-anlami-temsil-ettigini-bilmedigimiz-her-biri-digerinden-guzel-cicekler-ve-anlamlari-1105280)Chuuya Dazai'ye Sarı Glayör'ü uzattı Dazai yavaşça çiçeği aldı ve Chuuya'ya parasını verdi.. sonra chuuya sessizliği bozup
"Kimdi? Nasıl biriydi? Senle konuştuğuna göre beyinsizdir."
Dazai kıkırdayarak
"Sende benle konuşuyorsun!"
"Ama ben beyinsiz değilim! Şimdi cevap ver aptal!"
"Oldukça tatlı bir kızdı"
"Onun aklını parçalıyim kız olsam hayata sana yanaşmam!"
"Kıskanıyor musun?"
"Hiçte bile!"
"Eminin öyledir."
"Öyle zaten! Salak! Aptal!"
"Merak etme o kızı senden çok sevmiyorum"
Chuuya hafifçe kızarak;
"Pff sanki sevgine ihtiyacım var.."
"Yok mu?"
"... SİKTİR GİT HADİ EVİNE"
Dazai kıkırdadı;
"Nasıl istersen"[Bolum sonu]
(İki gun boyunca uyumadım..)
![](https://img.wattpad.com/cover/366951763-288-k883386.jpg)