[bölüm 7] Dazai'nin doğum günü.. yağmur normalden daha az yağıyordu. Dazai yatağında sağa sola dönüyordu dönmesi sebebi ile başını duvara çarptı ve uyandı aniden acı içinde uyanınca biraz tilt olmuş bir şekilde etrafa baktı sonra gözü takvime kaydı.. 18 yaşına giriyordu..
[ Gelen linçleri düşünerek bir şey demek istiyorum. Chuuya'nın 18 yaşına girmesi seride daha uzun sürecek. Pedofili denilen şey 18 yaşındaki birinin 17 yaşındaki birine ilgi duyması değil. Reşit bireyin daha ergen bile olmayan bireylere cinsel duygular duyması yani pedofili ne romantik bir duygu nede 18 yaşındaki birinin 17 yaşındaki birinden hoşlanması. Zaten smut şeyler Chuuya 18 yaşına geçtiğinde başlayacak.]
Ailesi onun doğum gününü kutlandığı için Dazai o kadar önemsemedi bile. Yataktan kalktı odasının kapısına doğru yürüdü kapıyı açtı ve merdivenlerden aşağıya indi ailesi yine onu kahvaltıya çağırmamıştı.. Dazai doğum gününde bile umursanmadığı için sinirle kapıdan çıktı ve kapıyı çarptı annesi Dazai'nin arkasından baka kaldı. Dazai yolda sinirli bir şekilde yürüyordu çiçekçiye doğru adımlarını atıyordu çiçekçiye vardığında Chuuya'nın hâlâ o pembe gülü taktığını gördü ve gülümsedi içeri gülümseyen bir şekilde girdi. Kasaya doğru yaklaştı "Bu gün yeni çiçek varmı?" "Pff.. hayır ama sana hazırladığım yemek var." "Çiçek'ten daha güzel." Chuuya gülümsedi ve yemek kabını Dazai'ye uzattı Dazai yemek kabını aldı Chuuya sevinçli gözlerle Dazai'ye Bakarak; "Bu gün farklı gözüküyorsun?" "Bu gün doğum günüm" Chuuya gülümsedi "İyi ki doğdun gerizekalı" "Keşke doğmasaydım." "Salak salak konuşma gerizeka-" Dazai Chuuya'nın sözünü keserek; "Kimse seni umursamıyorken ailen bile doğum gününü kutlamıyor iken bu doğmanın ne anlamı var ki? Yaşadığını hissetmiyorsan cidden yaşıyor musun?" Chuuya üzülmüş bir ses ile; "Ailen kutlamaz ise ben kutlarım" "Nasıl?" "İşten izin alıp çıka bilirim zaten bildiğim çok güzel bir yer var.. orda kutlaya biliriz!" "Hayır teşekkürler" "Hayır kelimesini kabul etmiyorum al şu çiçeği ve akşam 20.30 da dükkanın önüne gel" Chuuya Dazai'nin eline buket bir çiçek veriyor "Bu çiçeğe ne kadar vermem gerekiyor?" "Ne parası gerizekalı! Git işte." Dazai kıkırdadı ve çiçekçiden çıkıp eve gitmeye başladı. .
.
.
Saat 20.30 Dazai evin kapısından dışarı çıktı. Bahçesindeki çiçeklere baktı ve çiçek dükkanına doğru yürümeye başladı yağmur bastırmaya başlamıştı ama o yinede şemsiye almıştı yanına. Sonunda çiçekçinin önüne varmıştı Chuuya orda onu bekliyordu, Chuuya'nın elinde ise Dazai'nin verdiği şemsiye. "Şemsiye almadın değilmi salak" "Dedim ya o günden sonra şemsiye kullanmıyorum" "Gerizekalı.. neyse şemsiyenin içine sokul hemen" Dazai Chuuya nın yanına yaklaştı ve şemsiyenin altına girdi sonra Chuuya Dazai'yi bir yere doğru götürmeye başladı "Nereye gidiyoruz?" "Bu gün havai fişek gösterisi var ve havai fişekleri en iyi göre bileceğimiz yer .... Kelebek bahçesi hem kelebek bahçesi olduğu için orada bir sürü çiçek var." "Ah oraya daha önce gittim" "Lanet olsun.." "Merak etme tek başıma gitmek seninle gitmekten güzel olmayacak" "Yine de.. yeni bir şey olmasını isterdim.. ne bileyim?.." "Yeni olması önemli değil önemli olan senin ile olması" Chuuya gülümsedi ve kızarmaya başladı "Öyle mi?" "Tabiki!" Chuuya daha çok kızardı ve gülümsedi rüzgar yoğunlaşıyor idi ama şu anda Chuuya dünyada bile değildi şemsiyeyi rüzgara göre çok hafif tutuğunun farkında bile değildi şemsiye elinden kayıp aniden uçurmaya başladı sonra Chuuya'ya elindeki boşluğu hisseti ve hemen uçuşan şemsiyeye doğru döndü "Ş-ŞEMSİYE!" Chuuya hiç bir şeyi umursamadan şemsiyenin arkasından koşmaya başladı. Dazai şaşkın şaşkın bir biçimde Chuuya'nın şemsiyenin arkasından koymasını izledi ve oda Chuuya ya doğru koştu "Hey! Sadece bir şemsiye!" "Hayır sadece bir şemsiye değil dazai!" Chuuya şemsiyenin arkasından koşmaya devam eti Dazai hâlâ chuuyayı takip ediyordu sonra şemsiye biraz daha havalandı Chuuya zıplayarak şemsiyeye yetişmeye çalışıyordu ve yanına Dazai geldi.. şemsiye yeterince yukarda idi ve daha da yukarı çıkıyordu o yüzden Dazai şemsiyeye yetişemezdi Chuuya şemsiyenin yeterince yukarı uçtuğunu fark ettiğinde bir bakıma yağmurunda artık bie fırtına haline geldiğini ve feci bir şekilde ıslandığını fark eti. Hüsrana uğrayan bir şekilde baktı Dazai bunu fark eti "Hey.. sadece bir şemsiye." Chuuya'nın gözleri dolacak gibi idi "Hayır sadece bir şemsiye değil! O benim için özel onu bana sen verdin hemde en ihtiyacım olduğu zamanda. Ve sırf sen bunun anlamlı hale gelmesi için her gün ıslanmayı seçtin!" "O zaman birlikte her gün ıslanırız. O şemsiyeyi özel yapan şey sana vermemdi ve sen hâlâ burdasın. Bir sorun göremiyorum?" Chuuya gülümsedi sonra başındaki çiçek ve önlüğündeki çiçek lekeleri aklına geldi "Yağmur bu çiçeği ucurup önlüğündeki lekeleri silmeden önce ben bunları çiçekçi dükkanına koysam iyi olucak beni burada bekle!" Chuuya başındaki çiçeği eline aldı ve önlüğünü çıkartıp katladı ve onuda eline aldı. Sonra koşarak çiçekçiye gitmeye başladı..
4-5 dakika sonra Chuuya cidden feci ıslanmıştı ama yinede koşuyordu ve sonunda Dazai'nin yanına yetişti biraz soluklandı ve aceleci bir ses ile; "Kelebek bahçesi her an kapana bilir yeterince geç kaldık acele etmeliyiz." Chuuya yine koşmaya başladı Dazai ise onu takip ediyordu.. ama yeterince geç kalmışlardı.. koşarak bile 30 dakika geç kalmışlardı. Chuuya kelebek bahçesine vardığında kelebek bahçesinin kapalı olduğunu gördü ve iyice hüsrana uğradı hem yorgunluk hem hüsran hissi ile yere çöktü "Lanet olsun neden her şey ters gidiyor! İlk başta şemsiye sonra da bu. Tek vere bildiğim buket bir çiçek. Senin için en iyi doğum günü olsun istiyordum böyle değil!" Dazai biraz duraksadı.. sonra Chuuya'ya baktı ve gülümsedi "İyide bu benim geçirdiğim en iyi doğum günüm dü zaten." Chuuya şaşkın ama hâlâ mutsuz bir şekilde bakarak sordu; "Nasıl yani?" "Tek verdiğin bir çiçek değildi Chuuya. Bana verdiğin emek ti. Sen bana bana verdiğin emeği ve önemi gösterdin ve bu bir kelebek bahçesini bırak en değerli elmastan bile daha değerli ve paha biçilemez. Bana cidden en iyi doğum gününü verdin!" Dazai Chuuya'ya kocaman gülümsedi. Chuuya'nın gözleri parlıyordu hafif ve yavaş bir şekilde yanakları pembeleşti ve gülümsedi. Sonra ayağı kalktı ve Dazai'ye sarıldı "iyi ki doğdun sersem.." Dazai içinin garip olduğunu hisseti ve sarılmaya karşılık verdi bir kaç dakika boyunca öyle kalırlar. . . . . Aradan 1-2 saat geçmişti Dazai artık eve varmıştı. Chuuya eve kadar Dazai'ye eşlik etmişti. Dazai eve vardığında yavaşça "görüşürüz" şeklinde elimi salladı, Dazai ise karşılık verdi ve evin kapısını açarak eve girdi. Merdivenleri çıkarak yukarı kata gitti ve odasına girdi odanın ışığını yaktı ve yatağında bir hediye paketi onun üstüne bir not ve elmalı turta gördü.. koşarak oraya doğru giti ve hediye paketini aldı üzerindeki notu okudu "Evde her şey var.. hediye bulmak gerçekten çok zor ama aklıma bir fikir geldi. Halla tuşlu telefon kullanıyorsun ve artık dokunmatik telefonlar iyice yaygınlaştı o yüzden bende sana dokunmatik bir telefon almak istedim. Hangi markalarla ilgilendiğini bilmiyorum o yüzden raskele aldım umarım beğenirsin. - annen" Dazai notu yavaşça okudu ve yüzünde bir gülümseme belirdi gerçekten çok mutlu olmuştu.. telefon için değil. İlgi gördüğü ve ailesi sonunda doğum gününü kutladığı için.
[Bölüm sonu]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.