0.4

158 31 12
                                    

"cennete ve cehenneme gidecekler"

Pazar günü Seungmin eve gitmişti, ilk iş olarak abisiyle konuşmayı umuyordu ancak abisi o gece boyunca eve gelmedi. Anneleri hepsine oldukça sinirliydi bu yüzden tüm gün somurtup hepsine kan kusturdu. Seungmin ise tüm bu olanları odasından çıkmayıp ders çalışmak üzere bir fırsat olarak kullanmıştı.

Ertesi gün okula geldiğinde okulun ilk yarısı oldukça sakindi. derslere girmiş, arkadaşları tarafından cumartesi gecesi olanlar üzere sorguya çekilmişti. Jisung başta kendisine onları orada bırakıp gitmesine kızsa da sonrasında Minho ile ikisinin arasında geçmiş olabileceklere dair teoriler üretmeye başlamıştı. Oğlan her ne kadar hiçbir şey olmadı, sadece bana yardım etti zaten Chris'in arkadaşı o yüzden bana sahip çıktı dese de sevgili arkadaşının kurgularına engel olamamıştı.

Okulun ilk yarısı bu şekilde geçerken  yarının son dersinin de bitmesiyle hepsi kafeteryaya doğru koşuşturmuştu.

Yemeklerini alıp bir masaya geçtiler. Yongbok gözlerinden kalpler çıkarak pudingine bakarken sevgilisi gülümsemiş ve kendininkini de onun tepsisine koymuştu.

Jisung'un yemeğinden ilk çatalı almasıyla Seungmin boğazını temizleyerek dikkatı kendine çekti. Herkes ona napıyorsun dercesine bakıyordu. O ise arkadaşlarına ellerini uzattı dua etmek için.

Hepsi gözlerini devirse de şu an bunu tartışamayacak kadar açlardı. Bu yüzden oğlanın elini tutup hızlıca bitmesini beklediler sadece.

"Tanrım." Seungmin'in cümleye başlamasıyla arka masadan alaycı bir gülüş yankılanmıştı. Seungmin bununla birlikte o tarafa dönmüş ve gülen çocuğa "Ne gülüyorsun?" demişti.

Çocuk onu aşağılayacı bir şekilde süzerken seungmin yutkunmuştu. Bir cesaretle karşılık vermişti ancak o bu tarz şeylerin çocuğu sayılmazdı pek.

"Abinin günahlarını iki yemek duasıyla kapatamazsın, hepiniz onun yüzünden cehennemde yanacaksınız."

Seungmin çocuğun Chris hakkında konuşmasıyla birlikte kaşlarını çatmıştı. "Ne diyorsun sen? Düzgün konuş."

"Yanlış mı? Abin Veronica Tucker'ı hamile bırakmadı mı sonuçta? Hem de evlenmeden."

"Kimsenin günahı seni ilgilendirmez? Kim sana sevap ile günahı sayma hakkı veriyor?"

Çocuk tekrar gülmüştü. "Abinin yaptıklarını böyle mi aklayacaksın?"

Seungmin derin bir nefes aldı, daha duyduklarını hazmedemezken bir de bu çocukla tartışmaya devam ediyordu. Üstelik o kimseyle tartışmazdı bile. Şu an bu çocuğa bakıp ona karşı gelebilmek bile onun için bir mucize gibi bir şeydi.

Değişiyordu.

Artık eski pısırık Seungmin hali yoktu sanki. Şimdilerde daha cesurdu.

"Kimseyi aklamaya çalışmıyorum, herkese açık görüşlülükle yaklaşıyorum sadece. Kimsenin dinini nasıl yaşadığını yargılamak bana düşmez."

"Hepiniz cemaatten atılmalısınız. Sen ve tüm ailen. Abin böyle yaptıysa kim bilir sen ve küçük kardeşin neler yaparsınız."

"Kes sesini." diye bağırmıştı arkadaşına bırakmadan Yongbok. herkes onun bir andaki yükselişine şaşırırken Jisung ve Jeongin ayni anda kalkıp sinirleri yeterince gerilen ikiliyi kafeteryadan çıkarmaya çalışmıştı.

Gereksiz birkaç laf dalaşının daha ardından sonunda dörtlü kafeteryadan çıkmıştı. Çıkmalarıyla birlikte Jisung Seungmine döndü.

"Chris, birini mi hamile bırakmış."

priest - 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin