not: telefonum bozuldugu için bi yerden sonrasına bilgisayardan devam ettim ve klavye kullanmasını pek bilmediğim için bazı noktalama işaretleri eksik olabilir kusura bakmayın iyi okumalar.
'' yeterince yağmur yağarsa güneş açtığında gökkuşağı çıkar.''
Fırtınalar çıkar, denizler taşar, gök birbirine girer. Yer küre inler, yer yerinden oynar. Sonra ne olur biliyor musunuz? Hiçbir şey. Herkes kaldığı yerden devam eder. Kimse yarattığı fırtınanın yıktığına bakmaz. Bir "özür dilerim" her şeyi tamir eder sanarlar.
O gök boşa mı yarıldı oysa? O dünya boşuna mı yıkıldı başımıza?
Veronica oğlanın önünde ezilip büzülüyordu. Oğlan ise kızın sonunda onunla konuşması yüzünden mutluluk duyuyordu sadece.
Onları mahallenin köşesinden ise Lia izliyordu.
"Özür dilerim." dedi kız, oğlan anlamlandıramadı tabii.
"Bu bebek senden değil, yalan söyledim." Chris duyduğu şeyle olduğu yerde birkaç saniye donmuştu. "Ne?" dedi sessizce.
"Yalan söyledim, birini suçlamaya ihtiyacım vardı ve seni suçlamak kolay olandı sadece. Özür dilerim işlerin bu raddeye geleceğini tahmin etmedim. Aldır diyip işin içinden çıkarsın sanıyordum."
Kız daha fazla bir şey demeden ayrılmıştı oğlanın yanından. Çocuk dakikalarca olduğu yerde durdu öylece. Bir anda o kadar çok şey öğrenmişti ki ne yapacağını bilememişti.
Her zaman yaptığı gibi evinin önündeki merdivenlere oturdu ve sigarasını yaktı.
Uzaktan ikisi izleyen Lia Veronica'nın evden çıkmasıyla Chris'in yanına gitmişti. Kız oğlanın mutluluktan havalara uçacağını düşünüyordu ancak oğlan hiç de onun beklediği gibi bir tepki vermemişti.
Chris Lia'nın geldiğini bile fark edememişti. Lia geçip onun yanına oturdu. "Ne oldu böyle?"
"Bebek benden değilmiş." dedi oğlan sadece. Belki de binlerce defa dilemişti bu bebeğin olmamasını hayatının tekrar eskiye dönmesini. Peki ya şimdi niye üzülüyordu?
"Ne? Nasıl yani, yalan mı söylemiş sana?" lia hiç bir şey bilmiyormuş gibi sorarken Chris sadece başını sallamıştı. sevinsene diyordu içinden kendine ancak yapamıyord işte.
lia ise neden böyle olduğunu anlayamadı bir türlü. Kurtulmuştu işte. Özgürdü artık. veronica belası sonunda bitmişti.
"Chris." dedi Lia yumuşak bir ses tonuyla, bu kimsenin alışık olmadığı bir şeydi. Oğlan yavaşça kafasını ona doğru çevirmişti. "Efendim."
"Ne hissediyorsun bu konu hakkında?"
Chris derin bir nefes vermişti. Eliyle yüzünü ovuşturdu. Başı ağrıyordu.
"Bilmiyorum. Aslında sevinmem lazım çünkü bu bebek hayatımda bir sürü şeyi değiştirmişti." bir süre durdu. "Ama sanırım üzüldüm. Baba olma fikri garip bir şekilde hoşuma gitmişti sanırım. Ailemin hep düzgün ebeveynler olmadığını düşünüyordum ve bu bana daha iyi olabileceğimi kanıtlama fırsatı gibi gelmişti."Kız elini oğlanın omzuna koymuştu. "Gerçekten iyi bir baba olacaksın. Ama şimdi değil. Kimse liseyi bile bitirmemiş bir baba istemez."
Oğlan güldü bu sözlerle. "Haklısın sanırım. ama yine de bir bebek sevmek fena olmazdı.'
'zamanı gelince bol bol seversin işte, hem veronicanın bebeği olmasa da olur.'
'niye sevmiyorsun onu bu kadar?' dedi chris.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
priest - 2min
Fanfiction"İnsanoğlu günahkar mıdır? Elbette günahkardır tanrım, elbetteki sen haklısın. Ancak bir insanı sevmek günah mıdır? Tanrım ben senin yolundan ayrılmak istemem, her daim senin izinden yürümek isterim. Ancak tanrım, ancak bir günah bu kadar güzel is...