~ Günümüz ~
Bu yağmuru daha fazla hissetmek istemediğimden eşyalarımı toplayıp eve doğru yürümeye başladım.
Yürürken arkamdan birinin geldiğini hissedip aniden arkama döndüm fakat kimse yoktu. Eski şeyleri düşününce psikolojik oldu heralde. Çok umursamayıp yoluma devam ettim.
Yağmur daha da artıyordu. Hem daha fazla ıslanmamak için hemde içimdeki sıkıntı arttığı için koşmaya başladım. Koşarken sanki hâlâ arkamdan biri geliyormuş gibi hissediyordum. Kafamı hafif çevirdiğimde yanılmadığımı fark ettim.
Koşmaya devam ettim. Adamın haberlerdeki o katil olduğunu düşündüm ama ne maskesi vardı ne de başka birşeyi. 35-40 yaşlarında, sarhoş gibiydi.
Adam daha da hızlanmıştı. Kalp ritmim hızlanıyordu. Koşuyordum sadece koşuyordum. Nefesimin yettiği, dayanabildiğim yere kadar koşuyordum.
Bu sefer olamazdı. 14 yıl önce olanın tekrar olmasına izin veremezdim.
Bir anlığına gözüm karardığından yavaşlamıştım. Arkama baktığımda adam yoktu. Nasıl yani ya eskiyi düşününce kafayı yemiş olamam heralde. Az önce burada peşimden koşan bir adam vardı. Neler oluyor ya?
" Bu aralar olanlar hiç hayra alamet değil. Saçmalığa bak " diye söylenirken eve doğru yürümeye devam ettim. "Nereye kayboldu bu? Polise gidip durumu anlatsam mı acaba. Ya da boşversene daha çıkmaz karşıma heralde" dedim. Bunu demekle birinin saçıma asılması bir oldu.
- " O kadar emin olma prenses."
- " Sen kimsin be? Bırak beni "
- " Şşş. Yaramazlık yok. Bence tanısan seversin beni. " Dedi. Arkam dönük olduğu için topuğuna bacağına sert bir tekme atıp kaçmaya başladım.
Acıyla yerinde sendelediğinde " gel lan buraya kaltak geberteceğim seni " diye bağırarak peşimden koşmaya başladı.
Tüm gücümle koştuğum için önümdeki taşı görmemiştim ve takılıp düştüm.
Ona baktığımda pis pis sırıtarak yanıma geliyordu.
" Uzak dur benden"
" Ne oldu küçük hanım benden kaçabileceğini mi sandın " deyip yüzüme sert bir tokat attı. Aldığım darbeyle yüzüm sertçe kaldırıma çarptı. Kafamı kaldırdığımda hala sırıtarak bana bakıyordu.
"Bunu sen istedin"
"Yaklaşma bana şerefsiz" dediğimde üzerime gelip boğazıma yapıştı. Nefes alamıyordum. Konuşmaya çalışsam da olmuyordu. Bırakması için ona vurmaya çalışıyordum fakat gücüm yetmiyordu.
Tam bilincim kapanırken adam beni bırakmıştı. Ama yediğim derbeyle ve nefes alamamanın etkisiyle gözüm kapanıyordu. Yavaş yavaş her yer siyaha bürünüyordu. Birinin beni kucağına aldığını hissettim bir yandan da "anlaşıldı. Sen başıma daha çok bela olacaksın küçük hanım " diyen bir ses duydum.
***********
Gözümü açtığımda bizim hastanede olduğumu gördüm. Verda ve Kübra da koltukta uyuyorlardı.
Boğazım kurumuştu. Sanki günlerdir su içmemiş gibiydim. Komidine uzanıp suyu almaya çalıştığımda Kübra ve Verda sıçrayarak uyandılar.
Uyandığımı görünce ikiside bir anda başıma üşüştüler. Kübra bir anda bana sarıldı." Arya, iyi misin?" Verda da arda arda sorularını sıraladı.
" Ya kızlar bi sakin olun yok bişeyim gayet iyim ben."
Kübra " belli belli çok iyisin. Kızım akşamki hâlini görünce ödüm koptu " dedi. Verda da ona katıldı. " Evet bu arada aklım çıktı hemen anlatıyorsun neler oldu " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinden
Mystery / ThrillerÇocukken yaşadığı travmalar üzerine hayatı darma duman olmuş Arya Taşkının hayatından hiç bir zaman gizem eksik olmaz ve zamanla yaşadığı şeylerin bir tesadüf olmadığını öğrenir. Bunun üzerine olayları çözmeye çalışır.