9

997 46 24
                                    

Uykumdan uyanmamı sağlayan telefonumu gözü kapalı bir şekilde açtım.

"Sedo!" Barış, arkadan konuşan arkadaşına kızmaya başladı.

"Yaa, oğlum bi sus ya... "

"Şey ya, Sedef? "


"Eee? "


"Halısahada maç var, bizim adamımız eksik, seni çağırayım dedim. "


"Gelemem ben. "


"Ya, nolur lütfen.... Hadi be! "


"Yok, gelemem, ders çalışıcam. "

"Bak bak, yıllardır bir tane kitap kapağı açmamış, şimdi açası tuttu, of hadi ya... "

"Gelmiyorum."

"Ya,Sedef! Bi kerecik ya..
bi kerecik. "


"İyi, bunun karşılığında benim kârım ne olacak? "


"Eee, ne yapayım Sedef? Rüşvet mi vereyim? "


"Rüşvet istediğimi kim söyledi, karşılığında bir hediye bekliyorum. "


"Tamam, çabuk parkın oradaki sahaya gel. "

"Tamam gelirim bi 10 dakika ya falan. "


"Allah'ım sabır, kızım çabuk bir de 10 dakikaya gelirmiş, aynen. "

Telefon yüzüme kapanınca, hızla elimi yüzümü yıkayıp, şort ve tişörrtümü giyip, çıktım.

*

"Aha bu mu? "

Barış bana döndü,

"Evet."

"Selam."

"Selamün aleyküm, diyeceksin. "

"Başladı, Albert Einstein görünümlü;Barış Alper. "

"Hayatım, ne komiksin bu günlerde sen... " bana gözlerini belertip,arkadaşına topu nereye koyması gerektiğini söyledi.

Bir dakika.... Hayatım mı? Ne alaka lan şimdi? Bu çocuk yine bir işler çeviriyor da, bakalım ne halt edecek.

Barış, beni omzunun altına alıp, kimin hangi takımda olduğunu saymaya başladı.

"Emre, Kerem, Hamza, Eyüp, Sedef, Samet, Semih, Berat, Eren, Alican, Kaan"

"Ben, Muko,Enis, Gökdeniz, Vincent, Dorukhan, Mert, Mert Hakan, İsmail, Efe. "


Adını az önce Barış'tan öğrendiğim, Berat adlı çocuk itirazla kolunu kaldırdı.

"Ebeninki, kanka, siz real madrid biz Bursaspor"


"Ağlama lan, geç takımına. "

Hakem ıslığı çalınca; Berat topu bana attı, rakip takımdan bir oyuncu bana doğru koşmaya başlayınca topu ileriye doğru sürmeye devam ettim. Berat bana bırak diye arkamdan bağırsada tek odağım kaleydi, bilirsiniz ki ben isteyince her boku becerebiliyorum. İyi ki varım! Topu ağlara gönderdikten sonra koşarak Barış'ın yanına gittim. Gülerken gözleri kısılmıştı. Bu manzarayı ömrüm boyunca izleyebilirdim şakam yok!

"Ne oldu pek bir keyfin yoook! "

"Tamam abim, sensin abim. Geç git be! 20.dakika 5.gollerini yiyecekler! "

"Allâh Allah, niyeymiş o? Nesin sen Ronaldo falan mı? Paşamdaki özgüvene bak, sanırsın şehzade. Babası, evde padişah olarak onu bekliyor. "

"Aman be! Kavga etmeyin yeter! Kulak bu da... "

Kerem, Barış'ın koluna girip, bana seslendi.

"Yerini al, çabuk. "

Top Barış'tan, Efe'ye geçince Efe topu kaybetti ve topu alan ben oldum. Topu köşeye yakın olan Kerem'e attım. Kerem hızlı olduğu için kimse onun önüne geçemedi bu yüzden skor 2-0 oldu.

*

Maç sonu, Barış'ın takımını 3-2 yenmiştik.

Barış soluklana soluklana, su içerken yanına oturdum.

"Eee, hediyem nerede? "


"Çok mu, istiyorsun hediyeni? "

"Evet! "

Elindeki şişeyi yere bırakıp, çenemi kavradı. Elini belime yerleştirip kendisine daha çok bastırdıktan sonra beni öptü.

...

Bu bölüm icime hic sinmedi amk ya... Yorgun oldugum ıcın boktan boka salladım tutarsa falan diye.
Boşverin oylesine okuyun bu bolumu

Bu Gece Bizim Olsa | Barış Alper Yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin