13.BÖLÜM - ESKİSİ GİBİ DEĞİL

72 8 0
                                    

Dargın durduğumuz her gün,
mutluluğumuzdan bir parça
yitirmiştik.

~ Dostoyvski

Hayat acımıyor. Güçlü olsan bile, azimli olsan bile acımıyor. Seni çaresiz bırakmak istiyor sanki, seni kendisinden soğdurmaya çalışıyor sanki. Senin tutunduğun ipi kesmek istiyor sanki. Benim tutunduğum ipi kesti, yokuş aşağı düştüm ben fakat zirveye ulaşmak için tekrar tırmandım. Şimdi ise tekrar yokuş aşağı düştüm.

Helikopterdeydik. Helikopterin içinde cam kenarına pusmuş bir şekilde gökyüzüne bakıyordum. Tam tamına 5 şehit vardı.

İntikamlarını aldık ama.

Kim bilir aileleri nasıl durumdaydı askerlerimin? Benim küçükken çektiklerimi, şimdi askerlerimin ailesi çekiyordu. Ben çok kez yaşamıştım ama masum ailelerin yaşamasını istemiyordum.

Bugün de kendini düşünmüyorsun.

Ne zaman düşündüm ki? Ben kendimi unutmuştum. Küçükken çocukluğumu yaşayamamışım, olgunlaşmıştım ben küçük yaşta. Tüm sevdiklerim gitmişti benim. Kimin yüzünden? Benim!

Deme öyle. Kader bu, herkesin alnın da ne yazıyorsa öyle ölür.

Yorulmuştum. Ama hayattan. Artık her şeyi akışına bırakacaktım.

Gökyüzüne dalmam ile omzuma birinin battaniye koymasıyla, gözlerimi gökyüzünden ayırıp yanımda oturan kişiye döndüm.

"Korkutmak istemedim." dedi Göktunç. Üzgün ela gözleri ile kahvelerime bakarken. Bakmakla yetindim. "Üşüyorsun ondan üstüne koydum." dedi ve devam etti, "Vücudun titriyor." dediğinde elinin avuç içini alnıma koydu. "Ateşin var gibi." dedi. Avuç içini alnımdan çektiğinde kafamı yine gökyüzüne çevirdim.

Birkaç saat sonra ise Hakkari'ye varmıştık. Hepimiz teker teker helikopterden indik. Karşımızda Kemal Albay duruyordu. Rütbelerimize göre sıraya girdik. Aralarında en yıpranmış olan bendim nerdeyse.

Kemal Albay hepimizde göz gezdirdiğin de bende bir kaç saniye beklemişti. Sonra, "Sizler dağılın. Ulunur benimle gel." dediğinde hepimiz, "Emredersiniz komutanım." demiştik.

Onlar askeriyenin içine girmek için oraya yönelirken Göktunçla gözlerimiz en fazla 5 saniye bakıştı.

Kemal Albay karşımda bana mahcup bir şekilde bakıyordu. Bunu görebiliyordum ama karşıdan başka birisi görse anlayamazdı.

Bende ona sırtımda battaniye ile, dudağım patlak ve sakat bir şekilde bakıyordum. Bana yaklaşarak iki kolunu açıp sarıldı. Sarılmayı sevmezdim ailem bu dünyadan gidene kadar...

Sakince Albayın sarılmasının bitmesini bekledim. Geri çekildiğinde gözleri dolmuştu. Gözlerimin içine baktığında daha da dolmuştu fakat göz yaşlarını tutamadı.

Eski Ulunur yoktu. Bunu görebiliyordu Albay.

"Ne oldu sana böyle Ulunur? Ne yaptılar sana da böyle duygusuz bakıyorsun kızım?" dedi. Bende bilmiyordum. Belki de çok hızlı kırılan kalbim vardı.

KURŞUN BETERİ (ARA VERİLDİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin