Herkeseeeeee tekrarrrrr merhabaaaaaa.♥♥♥ Nasılsınızzzzzz?????? Umuyorum iyisinizdir.Öyle misiniz?????
Her neyse perşembe günü "hafta sonu yeni bölüm atabilirim." demiştim ve attım.Bu bölüm biraz hüzünlü olabilir.....Biraz da sert olabilir..... Anlamadıysanız okuduğunuz da anlayabilirsiniz☺
Lafı çok uzatmak istemem ama kitabım okunuyoooooooo.Bu beni her geçen gün çok mutlu ediyor.Okuyucu sayısı artması ve bölümlerimiz az çok beğenilmesi.Hepinize çok teşekkür ederim. :'))))
Hadi yeni bölümümüze geçelimmmmm sayın okurlarrrrrrr ♥♥♥♥☺☺☺
İyi okumalarrrr......
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Eğitimden çıkıp duş almaya gitmiştim. Soğuk suyun altına kendimi atmıştım. Hakkari kışları bir o kadar soğuk olsa da soğuk suyla yıkanmak insan vücuduna iyi gelirdi.Ben alışkındım tabii.Bunu normal bir insanla denerseniz hastalanma ihtimali çok yüksektir ama biz her zaman böyle eğitimlerden geçtiğimiz için alışkınız.
Soğuk su tepemden akarken kafamı aşağı eğmiştim.Bugün askerlerimi görmem lazımdı.Ne halde olduklarını görmek gerekiyordu,sözüm vardı onlara.Sözüm ölene kadar sürecekti tabi ondan sonra da devam ederdi onlar beni hiç görmez ama ben onları hep gözlemlerdim.
Su kafamdan aşağı akarken bu kadarın yeterliydi.Kaslarım gerginleşmişti.Havluyla etrafımı sardım duşa kabinden çıktım.Soyunma kabinlerinden birine girip askeri üniformamı giymeye başladım.
Soyunma kabininden çıktıktan sonra aynadan kendime baktım.Saçlarım ıslaktı.Saçlarımın ıslaklığını almak için havluyla kurutmaya çalıştım.
O sırada içeriye birisi girdi. Burası herkes için açıktı kadın,erkek girerdi.İlk buraya geldiğimde şaşırmıştım ama sonradan alışıyordu herkes.
"Saatler olsun Üsteğmenim." diyen sesin Göktunç'a ait olduğunu anladım. "Eyvallah,Göktunç Yüzbaşım." dedim bende ona. "Ne yapıyorsun öyle sen ya?" diye alaylı bir soru sordu." Ne yapıyor gibi gözüküyorum?" dedim bende alaya yatarak.Kahkaha attı tabii.Gülüş sesi yankılandı etrafa.
Havluyu kafamdan ayırıp aynanın karşısında elimle saçımı taramaya başladım.Tarak alamamıştım yanıma.Olsun demokraside çareler tükenmezdi.Göktunç Yüzbaşının kahakahası kaybolmuştu ona kaçamak bir bakış attığımda beni izlediğini gördüm. "Hayrola ne bakıyorsunuz öyle Yüzbaşım?" gözlerini benden kaçırdı tabii.
Kazağını çıkarmakla meşguldü bir de homurdanıyordu. "O gün niye o kadar gazladıysan az kalmıştı yenmeme." dediğinde " Seni zorlamadım,yarışmak istemişsin bende kabul ettim.Ayrıca bir tek sen kaybetmedin benimle yarışırken,bu konuda yalnız değilsin yani."deyip ordan uzaklaştım.
Yarasa Timi nerdeydi kim bilir?Ama bulurdum,hep öyle yapardım.Kaybolurlardı,ben bulurdum.Esir tutulurlardı,ben kurtarırdım.Yaralanırlardı,ben sırtımda taşırdım.Askerlerimin hiç birini arka da bırakamazdım.
Rastgele eğitim yapılan yerlere doğru ilerledim.Saçımı kolumdaki siyah tokayla topladım.Kamuflaj pantolunumun cebinden kar maskesini çıkarıp yüzüme taktım.Sadece gözlerim belliydi.Başıma bordo beremi yerleştirip,dik bir duruşla yürümeye başladım.
Karşıda bir Tim sıra girmiş,Timin karşısında ise bir komutan.Onlara doğru yürümeye başladım.Biraz daha yaklaşıyordum onlara.Evet,bu benim eski Timimdi.Yarasa Timi. Askerlerimi tanırdım ben,yüzlerinde maske vardı ama hepsini gözlerinden anlardım.Hepsinin yüz şeklini ezbere bilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN BETERİ (ARA VERİLDİ)
AcciónHayat, bazen sevdiklerinizi elinizden alır. Bu durumda ilk başta sorunlar yaşasakta gelecek günlerde kendi ayaklarımızın üstünde nasıl duracağımızı öğretir...