Peki demişti. Bir 'salak' kelimesi nelere sebep olacak bilmiyordu.
Gününü yine aynı şekilde bitirmiş mesaisi bitdiği için eve dönüyordu. Acaba Azra evde ne yapmıştı? İşe gitmeden önce hem kahvaltıyı hemde öğle yemeğini hazırlıyordu.
Akşam yemeğinide birlikte yerlerdi hep. Ama bu gece farklı olucaktı.
Eve girip Azranı Tv seyr ederken bulmuştu. Zaten günü ya çizgi film seyr etmekle ya da resim yapmakla geçiyordu. Arkadaşı yoktu ki.
'Televizyon mu izliyormuş benim bitanem?'
Azra Lalenin sesini duyar duymaz yerinden zıplayıp, Laleyi kollarıyla sardı.
'Seni Çok özledim '
'Canım' diyip Azrayı kucaklamış ve qıdıklıyarak odalarına götürmüştü.
'Azra, bu akşam benim randevum var, ablacım'
Azra şaşırmıştı. Hiç bir zaman ablası iş yemeğine ve ya randevuya gitmemişti ki. Yanlız bırakmamıştı onu.
' Ben akşam evde yanlız kalamam abla. Korkarım'
Sonlara doğru sesi zayıf çıkmıştı. Lale kardeşinin başından öptü.
' Merak etme Azram. Yanlız olmayacaksın. Görüşeceğim adama senden bahsetdim. Gelemeyeceğimi ve kardeşimi yanlız bırakmak istemediğimi söyledim. O da bana senin için birini göndereceğini söz verdi. Hem çabuk dönücem. Tamam mı?'
' Neden bu randevuya gitmek zorundasınki?'
Lale kardeşinin bu sorusuna affalladı. Ve hafifçe güldü.
'Ablan bi kabalık etdi. Şimdide cezasını çekiyor meleğim'
Bu lafı söyleyip saate baktı. Son 1 saat kalmıştı Fıratın gelmesi için.
Yerinden sanki bir İngiltere kraliçesi gibi ayağa kalktı dizlerini kırıp söledi.
' İzninizle şimdi hazırlanmam lazım, hanımefendi'
Azra ablasının bu haline kıkırdadı.
Lale yataktan kalkıp dolabını açtı. Elbisesi annesinden kalmıştı. Eski olduğunu hiç belli etmiyordu.
Sade, uzunkollu,dekoltesiz dizlerinde biten dar bi elbiseydi.Siyah olması ayrı hoşuna gidiyordu. Saçını açık bıraktı. Ayaklarına da sözde iş için aldığı ama hiç giyemediği topuklularını giymişti. Makyaj yapmayi pek sevmezdi ama bu sefer kendini sade ama şık makyajla tamamlamıştı. Muhteşemdi. Belki de hayatında yaşayacağı ilk ve son akşam yemeğiydi. Tadını çıkarmak istedi.
Telefonu çaldığında ekrandaki bilinmedik numaraya baktı. Kimdi ki şimdi bu?
'Alo?'
'Kapıdayım.'
Fıratdı.
' Ablacım, ben çıkıyorum' diyip Azrayı yanaklarından öptü
'İyi eylenceler Abla'
Kapıyı açar açmaz karşısında bi kadın ve arabaya yaslanmış şekilde bekleyen Fıratı gördü.
'Bu kadın bu gece kardeşinle ilgilenecek' diyen Fıratdan başkası deyildi.
Lale başıyla onayladı. Kadın kapıdan içeri geçtiğinde Azraya dönerek göz kırpıp el salladı.
'Biraz abartmışsın sanki' dedi Fırat.Bu kadını kıskanıyor olamazdı. Ama kapalı ve dekoltesiz olan bu elbise darlığıyla vücut hatlarını ortaya sermişti.
'Deyiştire bilirim diyeceğim ama bundan başka elbisem yok ve yanında da kot ve t-shirt'le gidemem.'
Kafasını sallayıp arabanın kapısını açtı.
Lale otururken arabanın muhreşemliğinin farkına vardı.Gözleri kapılarına kaydı. Acaba Azra ne yapıyordu? Tedirgindi. O kadar eve dalmıştı ki arabaya binen Fıratı bile fark etmedi.
'Merak etme Gülten çok iyidir. Kardeşinle iyi anlaşacağına eminim.'
'Teşekkürler'
30 dakika sonra şık bir restorantın önünde durmuştu araba.Yol uzaktı. Anahtarı valeye verip Lalenin elini tuttu. Bu haraketi Laleyi şaşırtmıştı. Ama restoranın içine girdiği anda gözleri kamaştı.Elini unutup buraya odaklandı. Çok güzel yerdi.
'B-bu çok fazla' diye geçirdi içinden. Kendi masalarına geçtiklerinde oturmuş yemek sifarişi vermişlerdi.
Yemekte Fırat Laleye kendisinden bahs etmesini istemişti. Lale de anlatmıştı. Sebepsiz yere güveniyordu karşısındaki adama.Restorandakı nerdeyse hemen hemen her kesin gözü Laledeydi. Sinirden ellerini sıkmıştı. Ama yinede Laleye belli etmiyordu.
Yemekleri bitdiğinde kalkmış arabaya binmişlerdi.
Fırat Laleyi istiyordu hemde hemen şimdi. Ormanlık alana geldiklerinde pembe bi yalanın zarar vermeyeceğini düşündü.
Yumruğunu direksiyona vurup söylendi.
'S.ktir. Bozulacak zamanı buldu.'
Lale gözlerini kocaman açmış Fıratı izliyordu.
'Ne yani? Yolda mı kaldık? Birilerini arasana? Burada kalamayız.'
'Tamam sakin ol. Arayacağım ama şoförümün diger arabayla gelmesi uzun sürecek.'
' Kaç dakika?'
'Belki 1. Bilemedin 2 saat'
Lale tedirgindi ve korkmuştu. Arabada oturub bu korkunç ormanda mı bekleyeceklerdi saatlerle?Fırat telefonda kimlese konuşub bitirdiğinde arabadan dışari çıktı. Lale de yanlız kalmamak için onun yanına gitdi.
Her yer sakindi. Ve oldukca soğuktu. Fırat bunu anlayıp Laleye ceketini verdi.
' Sen üşürsün ama' diyip ceketi geri vermek istediğinde.
' Ben üşümem' diyen ses Fıratındı.
Ceketi Lalenin omzuna koymuştu ama ellerini çekmemişti.
'Lale' dedi kendisinin bile zoe duya bileceği bir tınıyla.
'E-efendim' Bu kadar yakın olmaları Laleni titretmişti.
'Benim ol' diyip Lalenin dudaklarına yapışması nerdeyse aynı anda olmuştu.