12. BÖLÜM Kaçak sevgilim

32 3 3
                                    

"Kalk Naz, kalk!" Bir bağrışma gözlerimi açtım. Benin yaşlarımda olan bir kız beni yatağından çekiştirip kaldırmaya çalışıyordu. Noluyor,Naz. Bilmiyordum. Beni bir arabaya bindirdi. Yüzüne baktığımda bana birşey anlatmaya çalıştığını anlamıştım. "Seni aldatıyor, Naz" yüzündeki şaşkınlık artmıştı. Afallamıştım. "Anlamadım!?" Dedim hafif yüksek çıkan bir ses tınısıyla. "Efe Naz, Efe!" Nolduğunu gerçekten anlamıyordum beynim yanmıştı. Bu kız kimdi? Nasıl evime girmişti? Ve bana nasıl Efe hakkında böyle şeyler söyleyebiliyordu?. Ben bu kızı tanıyorum,Naz. Hani senin bilekligin düşmüştü ve bu kız sana o bilekliği yerden alıp sana vermişti. Evet hatırlamıştım. Araba bir anda güçlü bir frenle durdu. Kız bana bakıp "Arabasına inersen ne demek istediğimi anlarsın" dedi bu sefer sakin çıkan bir sesle. Arabanın kapısını açmıştım. İnecektim. En fazla ne olabilirdi ki? Arabadan bir ayağımı dışarıya atıp yere bastım. Arabanın kapısını kapattım. Okulun önüne gelmiştik. Etrafima bakınırken Efe'yi görmüştüm. Bence Efe'yi gördüğün için değil şimdi gördüğün şey için şaşırmalısın, Naz. Gözlerim dolmuştu sarışın, uzun boylu ,ince belli ,ince ve uzun bacaklı bir kız koşarak kollarını Efe'nin boynuna dolamıştı. Efe'nin elleri kızın beline dolanmış kendine iyice yapıştımıştı dudaklarını birbirlerine yaklaştırmıştılar. Devamını görmemek için gözlerimi kapatmıştım.

Bir ses geldi kulağıma, bir melodi sesi. Gözlerimi korku dolu bir şekilde açtım.

Rüyaymış,Naz. Gözlerimi kamaştırmıştı ama melodi sesi devam ediyordu. Acaba halâ rüyadamısın, Naz?. Kafamı melodi sesinin geldiği tarafa doğru çevirdim. Uyanmışsın, Naz. Ama telefonunu artık açman gerekiyor. Telefonumu elime almıştım ekranında Yağız yazıyordu. Saat sabahın yedi buçuğu ne istiyorum acaba. Bunu telefonu açarak öğrenebilirsin, Naz. Telefonu açtım. "Hele şükür kızım ya!" Sitem ederek açmıştı Yağız. "Yağız..." dedim ağlamaklı çıkan bir sesle. Noluyor, Naz." İyi misin, Naz?" Diyerek kendinle olan sohbetimin arasına girmişti. O rüyadan sonra iyi olmazdım "Değilim, Yağız..." dedim. "Kapıyı aç, çabuk!" dedi endişeli bir ses tınısıyla. Kedimi durdurmaya çalıştım. Dıttt dıtt sesiyle telefonun kapandığını anlamıştım. Ne ara eve gelmişlerdi,Naz.

Koşarak kapıyı açtım. Hepsi gelmişti. Efe'yi görmüştüm. Kendimi durduramadığımı gözlerimdeki yaşların aktığını yanaklarımdan akan damlalarla anlamıştım. Yağızbir adım atarak bana sımsıkı sarılmıştı. Kendimi daha fazla tutamamıştım hıçkıra hıçkıra ağlıyordum." Geçti güzelim sakin ol, bak biz buradayız" huzur veren sesi çok güzeldi Yağız'ın. Ondan ayrılmıştım hemen ardından. Çağan sımsıkı sarılmıştı. "Ne oldu, sana böyle" dedi sarılışından daha sıcacık bir ses tınısıyla. Bende ayrıldım onlar benden bir cevap beklerken, ben ise "geçin içeriye dışarıda kalmayın" demiştim hepsi anlık şok geçirmişti.

Çoktan içeriye girip koltuklara oturmuştular bile. Geldi geleli Efe'nin yüzüne dahi bakmamıştım. Ama bana seslenişiyle sona ermişti. "Naz, lavabo nerede?" Diye sormuştu. Anlatmaya dahi direncim yoktu hem zaten bende onlara birşeyler ikram etmiş olurum diye "Gel, götüreyim" dedim. Sanki karşındaki düşmanın, Naz. Salondan uzaklaştık. Lavabo mutfağın bir kaç adım uzağındaydı. Elimle lavaboyu işaret edip "Burası" dedim. Sesim buz gibiydi az önceki gibi. Gözlerini gözlerimden çekmemekde kararlıydı. Ancak ben de onunla göz teması kurmamakta kararlıydım. Çocuk senin hiç birseyin olmuyor, Naz. Ne bu kıskançlık?. Ne alaka ya ne kıskançlığı ben mi kıskanmıştım, güleyim de boşuna gitmesin. Niye kıskanacak mışım onu Allah Allah ya!

Karanlığın Aydınlığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin