"Uraume'yi tanır mısın? Fenomen bir Kadın Calisthenics Sporcusu. Ayrıca eski bir arkadaşım." Sukuna yeni gelen potansiyel bir müşteriyi Megumi'ye tanıttı. "Yıkılana kadar aynı spor salonundaydık. Bir süre sporuna evde ve parklarda devam etmiş ama instagramdaki hikayelerimi gördüğünde yine bir spor salonuna yazılmaya karar vermiş. Ben de şiddetle burayı tavsiye ettim.""Memnun oldum Bayan Uraume." Megumi gülümseyerek kadının elini sıktı. Uraume, küt ve albino olduğunu belli eden beyaz saçları, fazla kaslı olmayan ama aşırı atletik olduğunu belli eden bir fiziği ile çok güzel bir kadındı. Ama soğuk birisiydi. Megumi'ye gülümsememiş, elini sıkmak bir zorunlulukmuş gibi davranmıştı.
Yine de Sukuna'nın yanına yakışabilecek bir kadındı. Megumi'nin aksine.
"Bu da Satoru. Uraume'nin abisi. O da Calisthenics sporuyla uğraşıyor." Sukuna daha umursamaz bir şekilde Satoru'yu tanıttı. Satoru da aynı Uraume gibi albinoydu. Kız kardeşinin kahverengi gözlerinin aksine deniz mavisi gözleri vardı ve bu kardeşleri birbirinden ayıran yegane şeydi. Aynı kardeşi Uraume ve arkadaşı Sukuna gibi uzundu. Hatta Sukuna'dan belki bir kaç santim daha uzun bile olabilirdi.
"Memnun oldum Bay Satoru. Siz de kayıt olacak mısın?" Megumi albino adama da gülümseyerek elini uzattı
"Kararsızdım, ama şu anda kayıt olmamak için bir sebep göremiyorum." Satoru güçlü bir şekilde Megumi'nin elini sıktı ve kardeşinin karşısındaki koltuğa oturdu.
"O zaman kayıtlarınızı yapalım. Bir aylık, üç aylık, altı aylık ve bir yıllık olmak üzere üç planımız var. Ayrıca pazartesi, çarşamba, cuma ve salı perşembe cumartesi, bir de hafta içi hergün ve cumartesi olmak üzere üç alt planımız daha var. Pazarları kapalıyız bu yüzden dinlenme gününüzü o güne ayarlamanızı tavsiye ederim. Fiyatları ise-"
"Altı aylık." Dedi Uraume Megumi'nin sözünü keserek. "Eski salonum yeniden açılana kadar buralarda takılmayı planlıyorum. Sonra zaten oraya geri döneriz, değil mi?" Uraume arkadaşı Sukuna ve kardeşi Satoru'ya onaylarcasına baktı.
Megumi gülümsemesini yüzünde zorlukla tutmayı becerebildi. Kadın içeri girdiğinden beri ters ve zorlu bir kişiliğinin olduğunu belli etmişti. Ama Megumi de müşteri kazanmak zorundaydı. Bu yüzden gülümsemesini bozmadı.
"Benimki bir yıllık olsun." Dedi Satoru cüzdanını cebinden çıkararak. Uraume tek kaşını kaldırıp abisine baktığında abisi umursamazca omuzunu silkti. "Oradaki bazı iri kıyım ve egoist heriflerle anlaşamadığımı biliyorsun. Değil mi, Sukuna? Eminim sen de biliyorsundur."
Sukuna sertçe, bıkmış gibi kafasını çevirdi ve Satoru'ya cevap vermedi. Megumi gibi beynini kullanan normal bir insan kolaylıkla fark edebilirdi; Sukuna ve Satoru'nun arası hiç iyi değildi.
Uraume kredi kartını ve kimliğini Megumi'ye uzattı. Kadının kimlik fotosu bile çok güzeldi. "Altı aylık haftanın altı günü olsun. Başka premium özellikler de varsa hepsini ekle ve kartımdan çek. Temassız var."
"Pekala..." Megumi kadının kartlarını aldı ve salona giriş kartını ayarlarken Satoru da kendi kartını masanın diğer yanına koymuştu. "Bir yıllık ve altı günlük. Premium ıvır zıvırları falan da varsa onları da çek. Madem bir yıl boyunca haftanın altı günü burada olacağım en azından her şeyden faydalanmalıyım."
"Premium özellik yok ama tüm müşterilerimiz salonumuzun her şeyinden faydalanabilir. Salonumuzu her isteğinizi karşılayacak şekilde dizayn ettik." Megumi kartları ikiliye uzattı. "Kaydınızı hemen yapıyorum. Bugün başlamak istiyorsanız soyunma odalarında üstünüzü değiştirebilirsiniz."
"Salon, şirin görevlileriyle bir randevuya çıkma isteğimi de halledebilir mi?" Satoru'nun göz kırparak sorduğu sorunun karşısında Megumi kaşlarını çattı ve imzalamaları için iki kağıt ve iki kalem uzattı. "Salonumuz spor vaat ediyor, mucize değil."
Sukuna kahkahasını başarısız bir şekilde öksürükle kapatmaya çalıştı. Uraume ise abisine sinirle bakarak ayağını tekmeledi ve hızlıca imzasını atarak kağıdı geri uzattı. "Tanrım, bıktım senden." Satoru cevap vermek yerine eli ile ayağını tutarak homurdandı ve kardeşiyle aynı hızda uyduruk bir imza atarak kağıdı geri verdi.
"Soyunma odalarımız üst katta. İyi günler dilerim." Megumi odağını önündeki bilgisayara çevirerek iki kardeşle bağlantısını kesti. Uraume ise abisinden bıktığını homurdanarak onu üst kata çekeledi. Anlaşılan bu vaka albino çocuğun ilk vakası değildi.
Sukuna çocuğun masasının kenarına kalçasını yaslayarak kafasını çevirdi ve omuzunun arkasından onu izlemeye başladı. "Ağzının payını iyi verdin."
"Burada böyle şeyler sık sık yaşanıyor. Kadın üyelerimize sarkıntılık eden erkek üyelerimize affımız yok."
"Erkek üyelere sarkıntılık eden erkek üyelere?"
"Yazı tura atıyorum. Tura gelirse salondan atılıyorlar." Megumi alaylı bir ses tonuyla Sukuna ile dalga geçti. "Onlar da aynı şekilde muamele görüyorlar elbette."
Sukuna kahkaha attı ve masanın köşesinden indi. "Satoru'nun burada pek fazla bulunamayacak olması güzel olacak."
"İkinizin arasında bir problem var gibi. Birbirinizi dumbellar ile dövmeye çalışmazsınız, değil mi?"
"Tanrım, o bir Calisthenicsçi!" Dedi Sukuna hakarete uğramış gibi. "Eğer park demirinde akrobatik hareketler yapmayı bırakabilirse belki eline bir dumbell alabilir."
"Tabi, herkes Ryoumen Sukuna gibi bir vücut mankeni olamaz." Megumi tekrar Sukuna ile dalga geçti.
"Vücut mankeni değil, tatlım, Yunan Tanrısı." Sukuna'nın imalı ses tonu Megumi'yi odağını yine bilgisayara çevirmeye zorladı. "Her neyse," diye geçiştirdi Megumi, bilgisayarın üstüne daha çok eğilip kızarmış yanaklarını saklamaya çalışarak. "Senin antremana devam etmen gerekmiyor muydu?"
"Bir kaç hareket sonra koşu bandında koşacağım. Katılmak ister misin?" Sukuna omzundaki havluyu eline aldı ve koluna attı. Bunu yapmasında belli bir amaç yoktu bile. Sadece ellerinin boş durmasından hoşlanmazdı.
"İşlerim biterse katılabilirim." Megumi gözlerini bilgisayardan ayırmadan yarım yamalak bir söz verdi. Aslında bir kaç dakika içinde işleri bitecekti ve sadece soyunma odalarını dolaşıp dağınıklıkları toparlaması gerekiyordu ama kesin bir 'gelirim' sözü vermekten de çekinmişti nedensizce.
"Pekala. Kolay gelsin. Yardım edebileceğim bir şey olursa söyle." Sukuna gitmek üzereyken Megumi kafasını bilgisayarın üstünden hızlıca çekti. "Bekle!"
Sukuna şaşkınlıkla durduğunda Megumi fazla yükseldiğini fark etti ve ses tonunu biraz daha düşürdü. "Sana nasıl teşekkür edebileceğimi bilmiyorum. Cidden. Bu yüzden... Müsaitsen önümüzdeki pazar sana yemek ısmarlamak isterim. Ama bu sefer ben ödeyeceğim. İtiraz edeceksen hiç sormadım say."
"Peki. Olur." Sukuna itiraz etmeden hemencecik kabul etti ve Megumi'yi rahatlattı. "Haberleşiriz."
"Peki. İyi sporlar." Megumi gülümsedi ve Sukuna aletlerin yanına giderken bakışlarını tekrar bilgisayara çevirdi.
Hayır hayır, böyle bir ergen gibi davranmak hiç hoşuna gitmiyordu ama kendisine pek hakim olabildiği de söylenemezdi.
Azicik hikayeye degisik biseyler de ekleyek aq dedim ilk satoru ve uraumeyi ekledim 👍🏿👍🏿👍🏿 plan degismezse ileride suguru nobara maki ve yujiyi de eklemeyi planliyom ama bana belli olmaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gymrat / sukufushi
FanfictionSukuna'nın önemsediği iki şey vardı: kas kütlesini arttırmak ve spor salonunun sahibinin oğlunu tavlamak.