İlk Kan( Tanıtım)

88 7 3
                                    

Kitabın ilk bölümüne hoşgeldiniz. İlk kitabım olduğu için biraz acemiyim yazım hataları ve mantıksal hataları mazur görün lütfen.
27/04/2024 23.32

İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, Yanlış insan ders, mükemmel insan iz bırakır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi insan mutluluk,
kötü insan tecrübe, Yanlış insan ders,
mükemmel insan iz bırakır.
Mevlana




Karanlık, ormanın her köşesini sarmıştı. Ay ışığı, yüksek ağaçların arasından sızarak, yer yer toprağa düşen gümüşî lekeler bırakıyordu. Her adımda, kuru yaprakların hışırtısı ve uzaktan gelen hayvan sesleri, geceye eşlik eden bir senfoni oluşturuyordu.

Komiser Neva, elindeki fenerin titrek ışığında, kaybolmuş bir çocuğun izini sürüyordu. Her ne kadar bu, onun yüzlerce kez yaptığı bir iş olsa da, bu sefer içinde tarifsiz bir his vardı. Belki de bu, şehri kasıp kavuran seri katilin işiydi. Belki de bu, onu yakalama şansıydı.

Birden, bir çıtırtı duyuldu. Neva, aniden durdu ve nefesini tuttu. Feneri, sesin geldiği yöne doğrulttu, ama hiçbir şey göremedi. Sadece karanlık ve sessizlik vardı. Ya da öyle sanıyordu. Çünkü o, ormanda yalnız değildi. Bir gölge, ağaçların arasında, sessizce onu izliyordu. Ve bu gölge, avını bekleyen bir avcı gibi, sabırla zamanını kolluyordu.

Neva, içgüdüsel bir hareketle, tabancasını kemerinden çıkardı. Gözleri, karanlığın içinde bir hareket arıyordu. Her şey, bir anda olmuştu. Bir yandan, kayıp çocuğu bulmak için zamanla yarışırken, diğer yandan, kendi hayatının tehlikede olduğunun farkındaydı. Orman, sakin görünse de, her an tehlike barındırıyordu.

Bu sırada, şehirdeki polis merkezinde, genç dedektif Aylin, kayıp çocuk vakası üzerinde çalışıyordu. Masasının üzerinde dağınık bir şekilde duran dosyalar, fotoğraflar ve notlar, bu karmaşık bulmacanın parçalarıydı. Aylin, Neva'in ormanda yalnız olduğunu biliyordu ve ona yardım etmek için can atıyordu. Ancak, bu gizemli katili yakalamak için daha fazla ipucuna ihtiyaçları vardı.

Aniden, telefonu çaldı. Arayan, yeni katılan dedektif Emre'ydi. Emre, katilin geçmişi üzerine yaptığı araştırmalarda önemli bir bulgu keşfetmişti. Katilin çocukluğunda yaşadığı travmalar, onun psikolojisini derinden etkilemiş ve bu karanlık yola sürüklemişti. Emre, bu bilgileri Aylin ile paylaşmak için sabırsızlanıyordu.

Ormanda, Neva hâlâ tehlikenin farkındaydı. Gözleri, ağaçların arasında bir hareket yakalamıştı. Yavaşça, sesin geldiği yöne doğru ilerledi. Kalbi, göğsünde hızla atıyordu. Ve o an, bir gölge hızla hareket etti. Neva, tetiğe parmağını koydu. Ancak, gölge bir insan değil, bir hayvandı. Bir geyik, korkmuş bir şekilde kaçıyordu.

Neva, rahat bir nefes aldı. Ancak, bu rahatlama kısa sürdü. Çünkü, bir gölge daha vardı. Ve bu sefer, gölge hareket etmiyordu. Sessizce, onu izliyordu. Neva, bu gölgenin, aradığı katil olduğundan emindi. Ve o an, avcı ile avın rolleri değişti. Neva, avını takip etmeye başladı. Ormanın karanlığı, onların gizli dansına sahne oluyordu.

Neva'nın adımları, kararlı ve sessizdi. Her hareketi, yılların tecrübesiyle şekillenmişti. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, her bir ağacın, her bir yaprağın, ormanın her bir parçasının, bu gizemli oyunun bir parçası olduğunu hissediyordu. Katilin izini sürerken, kendi geçmişiyle de yüzleşiyordu. Çocukluğunda yaşadığı zorluklar, onu bugünkü güçlü ve kararlı kişi yapmıştı.

Merkezde, Aylin ve Emre, katilin profili üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Her yeni bilgi, onları bir adım daha yaklaştırıyordu. Emre, katilin çocukluğunda yaşadığı bir olayı keşfetmişti. Bu olay, katilin psikolojisini derinden etkilemiş ve onu bu karanlık yola itmişti. Aylin, bu bilgileri derinlemesine inceleyerek, katilin bir sonraki hamlesini tahmin etmeye çalışıyordu.

Ormanda, Neva katilin izini kaybetmemek için çaba sarf ediyordu. Her bir iz, onu bir adım daha yaklaştırıyordu. Ve nihayet, bir kulübeye ulaştı. Kulübenin kapısı aralıktı ve içeriden hafif bir ışık sızıyordu. Neva, tabancasını sıkıca tutarak, yavaşça kapıya yaklaştı. Nefesi, buzdolabı gibi soğuktu. Kapıyı iterek içeri girdiğinde, gördüğü manzara karşısında donup kaldı.

Kulübenin içi, eski mobilyalar ve tozla kaplıydı. Bir köşede, yıllar öncesine ait bir fotoğraf albümü duruyordu. Neva, albümü eline aldı ve sayfaları çevirmeye başladı. Her bir fotoğraf, katilin geçmişine bir pencere açıyordu. Ve o an, Neva, katilin kim olduğunu anladı. Bu, onun hiç beklemediği biriydi.

Merkezde, Aylin ve Emre, Neva'ten haber alamadıkları için endişelenmeye başlamıştı. Aylin, Neva'in son konumunu takip ederek, ormana doğru yola çıktı. Emre ise, merkezde kalarak, katilin profili üzerinde çalışmaya devam etti. Her ikisi de, bu gizemi çözmek için zamanla yarışıyordu.

Ormanda, Neva, katilin peşindeydi. Ancak, bu sefer, katil de onun peşindeydi. Her bir adım, bir sonraki hamleye hazırlık gibiydi. Ve nihayet, Elif ve katil, yüz yüze geldi. Gözlerindeki bakış, yılların getirdiği acı ve öfkeyi yansıtıyordu. Neva, katili yakalamak için hazırdı. Ancak, katilin de kendi planları vardı.

Bu, sadece bir av değil, aynı zamanda bir hesaplaşmaydı. Her iki taraf da, geçmişin gölgeleriyle yüzleşmek zorundaydı. Ve orman, bu hesaplaşmanın tanığı olacaktı. Silahlar ve bıçaklar ortaya çıkacaktı.








İlk bölümler 600 kelime ve üzeri olacak ama 6,7. Bölümlerde 1000 kelimeyi geçecek okuduğunuz için teşekkürler.

Gölgenin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin