Arabayla çağlaların evine doğru gidiyorduk. Aselin doğum günüydü. Asel çağla ve cesurun kızıydı. 4 yaşına gireceği için çağla parti düzenliyordu. Cesur çok güzel bir baba olmuştu. Çağla'yla gelecek hayalleri kuruyordu. Hayallerini gerçekleştirmek için önce okuyup iş sahibi olmuştu. Çağla'yla evlendiği günden beri yüzü hiç asık değildi. Geçmişte yaptığı hatalarının hepsini telafi etmişti.
Uzun süren yolculuğun ardından eve varmıştık. Kemerimi açıp arabadan indim. Alaz yanıma gelip kocaman hediye kutusunu elimden aldı "ver bebeğim ben taşırım" dedi. Sürekli iltifat ediyordu ve her iltifat edişi ilkmiş gibi hissettiriyordu.
Evin bahçesinden içeri girdiğimizde pembe elbisesi,prenses tacı ile bize doğru koşan aseli gördük. "Dayııı"diyerek geliyordu.Asel alazı çok seviyordu. Alaz sürekli onunla oyunlar oynuyordu. Kendi küçüklüğünü asele de yaşatmamak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yeri geldiğinde anne ve baba oluyordu ona.
Elindeki hediyeyi çimenlere bırakıp dizlerinin üstünde durup "aşkım"diye sarıldı küçük kıza. Bu hallerini gülerek izliyordum. Sarılırken yanağına ve boynuna kokulu öpücükler bırakıyordu. Asel alaz boynunu öptüğünde gıdıklandığı için gülüyordu. Alazda gülmesi için karnını gıdıklıyordu. Küçük kız bağırarak gülüyordu.
Bu hallerini çok kıskanmıştım. Bende artık sarılmak istiyordum. Kollarımı önümde birleştirip alt dudağımı büzerek "bana sarılmayacak mısın?"diye sordum. Alaz aseli bırakıp hediyeyi tekrardan aldı. Asel bana doğru yaklaşırken ona doğru eğildim. Boynuma sarılıp yanağımı öptü."Ohhh"dedi. Bu haline gülüp bende yanağını öptüm. "Mis gibi kokuyorsun"dedim. Güldü. "Asi saçların kıvır kıvır ya bak bende öyle istedim annem yaptı"dedi. Elini tutup döndürdüm ve elbisesi ile saçlarını inceledim. Ağzımı açıp "çook güzel olmuşsun prenses gibi"dedim. "Elbisemi babam aldı"dedi. Kucağıma alıp "öyle mii"dedim. Alazın elindeki kocaman paketi farketmişti. Paket pembe kurdaleliydi. Aselin en sevdiği renk pembeydi. Çağla gibi cıvıl cıvıl şeyleri çok seviyordu.
Saçlarını geriye doğru atıp "aaa benim hediyem mi"diye sordu. Alaz sinir etmek için "hayır çağlaya aldım"dedi. Alaza bakıp gülerek omzuna hafif vurmuştum. Gülüp kızın yanağını öptüğünde "şaka yaptım tabiki senin"dedi. Asel gülmüştü. Hediyenin onun olmasını istiyordu çünkü alazla kocaman bir hediye almıştık. "Ama sonra açıcaksın tamam mı"dedi. Parmaklarıyla kızın küçük burnunu arasına aldı. Asel "tamam ama çok heyecanlıyım kalbim çıkacak"dedi. Çok heyecanlıydı nefes nefese kurmuştu. Bu hali çok tatlıydı. Alazla gülüp yanağını öpmüştüm "yerim o kalbini"dedim daha çok öperek. Alaz bu halimizi gülerek izliyordu. Gözleri parlıyordu.
Çağla yanımıza geldiğinde "nerede kaldınız ya hadi yardım edin"dedi. Çağla alazın kucağındaki hediyeyi alıp içeriye doğru götürdü. Asel kucağımdan inip alazla elimden tutarak çekiştirmeye başladı. "Hadi gelin pastama bakın"dedi. Alaz elini omzuma attıp içeriye doğru ilerledik.
Mutfağa girdiğimizde asel sandalyenin üzerine çıkıp ayakta durdu. Alaz tezgaha yaslanıp çağlaya döndü "yamanlar gelmiyor mu"diye sordu. Çağla "gelicez dediler ama daha ortalıkta yoklar"dedi. Onlar konuşurken biz aselle pastanın kenarında kalan çilekli kremayı yiyorduk. Asel gülerek parmağında kalan kremayı ağzıma doğru getirdi. Çağla bize doğru gelip "ne yapıyorsunuz siz bakayım"dedi. Bende yandan çağlaya bakarken aselin parmağındaki kremayı emiyordum. Alaz gözlerini kısıp gülerek beni izliyordu. "Annecim bitirdin pastayı yeter yiyeceğiz tamam"dedi. Bahçeye bakan pencereden misafirlerin geldiğini görünce küçük kızın minik elinden tutup sandalyeden indirerek "hadi bak arkadaşların geldi gel karşılayalım"dedi.
Çağla gil mutfaktan çıktığında alazla tek kalmıştık. Masaya yaslandığımda alaz bana doğru yaklaştı. "Bende bir bakayım şu pastanın tadına"dedi. "Alaz çağla kızacak bak"dedim göğüsünden hafif ittirerek. Alaz yüzüme doğru yaklaşıp "ağzında tat kalmıştır"diyip dudaklarımı öptü. Dilini ağzımın içinde gezdiriyordu. Yanağından tutarak daha çok bastırdım kendime. Elleri ince belimde geziyordu.
