Kimsin Sen?

15 4 0
                                    

Bazen hayatımıza şans eseri insanlar girerdi. Ancak nedendir bilinmez, bu şansalar bazen kötü, bazen de en iyisi olurdu. Kötüyse, bu bize Tanrı'nın verdiği bir imtihan olarak kabul edilirdi, edilmeliydi. İşte sen, bu şansların en güzelisin...

Yeni ev heyecanı ayrıydı. Yeni yer, yeni başlangıçlar. Başlangıçlar ne de iyi gelirdi bazen insana. Bazı şeyleri değiştire bilmek. Huzurun ta kendisini bulmak gibi gelirdi bazen. Sahi, bu ev Tolga için çok mu iyi olacaktı?

Ertesi gün, Tolga'nın yeni evinin önüne siyah bir bmw e60 geldi. Berke bey, Tolga'nın eşyalarını getirmişti. Tolga ise yeni eviyle alakalı alış veriş yapmaya çıkmıştı. Artık Arda bey'i görmeyeceği için seviniyordu.

Evin düzenlenme işleri bittikten sonra Berke bey saatine baktı. Saat 12'ye geliyordu. Tolga daha gelmemişti. Telefonunu çıkarıp arayacağı esnada, evin kapısı çaldı. Hızlı adımlarla merdivenleri inip kapıya yöneldi. Kapıyı açtı. Gelen kişi Tolga'dan başkası değildi. "Evinize hoş geldiniz Tolga bey, bi ara hatırladın da anahtarı size vereyim, her zaman kapıyı tıklatdığınızda içeride ben olmaya bilirim." diyerek güldü. Tolga elindeki poşetleri havaya kaldırıp "Bana yardım edecek misin yoksa burda böyle sırıtmaya devam edecek misin?" diye sordu bıkmış bir sesle. Berke bey gülmemek için yanağını ısırıp poşetleri Tolga'nın elinden aldı. Onun geçmesi için kapının sağ tarafına çekilip poşetleri bi kenara koydu. Tolga salonun ortasına doğru, evin her tarafına bakarak ireliliyordu. Berke bey eğildiği yerden dikelip, "Bitmesine çok az kaldı. Biraz daha uğraşırsak bu gece burada kala bilirsiniz, Tolga bey." dedi. Tolga gülümseyerek "Bu gece Mert'i çağırmak istiyorum, sen işinle meşgul ola bilirsin." dedi memnun bir sesle. Berke bey başıyla onayladı. "Artık gide bilirsin." diye Tolga gözüyle kapıyı işare etti. "Geri kalanı ben hallederim." Berke bey gülümseyerek "Nasıl isterseniz, Tolga bey." dedi ve arkasını dönüp çıktı. Kapıyı tam kapatıcaktı ki bir anda dönüp "Anahtarı vermemi ister misiniz?" dedi. Tolga kapıya yaklaştı ve elini öne uzattı. Berke bey anahtarı onun avuçlarına bıraktı. "Allah'a emanet," deyip çıktı. Tolga elindeki anahtarı cebine koyup poşetleri aldı ve yukarıya çıktı. Yatağının çarşaflarını, perdelerini, halısını değiştirdi. Akşama kadar evle meşgul oldu.

İşleri bitirip kendisini yatağa bıraktı. Duvardaki saatine baktı. Saat 9'a geliyordu. Telefonunu çıkarıp Mert'i aradı. Uzanmış şekilde telefonu kulağına götürdü.

"Alo, Mert?"
"Selam kardeşim"
"Aleyküm selam, bu gece için bir planın var mı?"
"Yok, evdeyim. Ne oldu ki?"
"Müsaitsen seni yeni evime beklerim."
"Ne? Yeni ev mi?"
"Evet, her şeyden uzak olmak için yeni bir ev aldım ve seni davet ediyorum kardeşim."
"Sen büyüdünde yalnız başına bir eve  mi geçiyorsun?
"Beni sinirlendirmeyi bırak da atacağım konuma gel, geveze."
"Tamam tamam, 15 dakika içerisinde ordayım."
"Bekliyorum."

Telefonundan 2 pizza da sipariş verip cebine koydu. Odasının balkonuna çıktı. Cebinden çıkardığı sigradan bir dal alıp dudaklarının arasına götürdü. Çakmakla sigarayı yaktı ve büyük bir nefes içine çekti. Evinin önündeki boğaz'a dalmıştı gökyüzü mavisi gözleri.

Yaklaşık yarım saatdan sonra kapının tıklama sesini duydu. Aceleyle balkondan odasına, ordan da çıkıp aşağıya yöneldi. Hızlı adımlarla kapıya geldi ve kapını açtı. Gelen kuryerdi. "Siparişinizi getirmiştim," dedi.

Tolga gülümseyerek kuryerin elindeki paketi aldı ve içeri geçti. Sofrayı hazırlamaya başladı...

GÖKYÜZÜ MAVİSİ GÖZLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin