Geceleri çok güzel geçmişti. Kardeş-kardeşe karşılıklı yemek yemiş, çocukluk anılarından bahs edip gülmüştüler. Tolga her kesin yanında böyle çabucak çocuklaşmazdı. Mert, onu gerçekten mutlu eden biriydi. Gece Tolganın yeni evinde sızıp kalmış, sabah da evi toparlayıp ayrılmışlar.
Mert 2 saat önce gitmişti. Tolga odasının balkonunda kahvesini yudumlayarak boğazı seyr ediyordu. Bi' yandan da çocukluğunu, mutlu olduğu günlerini özlüyordu. Telefonundan gelen bildirim sesiyle tüm bu anılardan bir anda sıyrıldı. Mesaj Mert'dendi.
"Bu gün sınıfla buluşmamız varmış. Sınıf rehberimiz de olacakmış. Sana konum atarım. 1 saat içerisinde burda ol."
"O lanet olası kendini beğenmiş yine ne diyecek ki?"
Mesajın cevabı gecikmedi.
"İnan bilmiyorum. Hem biraz kalıp aradan sıyrılırız merak etme."
Gelen mesajla Tolga yüzünü buruşturdu. Sınıf rehberi olacak o despotu hiç sevmiyordu. Çünki o hep öğrencilerini sınıflandırırdı. Hepsine aynı değeri vermezdi. Tolga burada dışlanan taraf olmazdı ama o lanet olası rehber kendini övüp bitiremiyordu! Tolga böyle egolu insanları hiç sevmezdi. İsteksizce telefonuna yeniden döndü ve mesajı cevapladı.
"Tamam, sadece senin hatrına. O despota 5 dakikadan fazla katlanamam."
Telefonunu yanındaki koltuğa fırlatıp kalktı. Dolaptan bir kaç temiz kıyafet alıp duşa girdi. Soğuk bir duş aldıktan sonra dolabından seçtiği siyah Calvin Klein tişörtünü, kot pantolonunu ve deri ceketini giyerek banyodan çıktı. Aynanın karşısında saçlarını elleriyle düzeltti. Genelde hep taramaya üşendiği için elleriyle düzletmesi onun için yeterliydi. Kumral saçları ıslak olduğu için alnına yapışıyordu. Son kez kendine çeki düzen verip evden çıktı. Arabasına bindi. Çalıştırmadan önce telefonda Mert'in attığı konuma baktı. Pek de uzakta olmayan bir restoranı gösyeriyordu. Telefonu kapatıp yanındaki koltuğa attıktan sonra arabanı çalıştırdı.Yaklaşık 15 dakika sonra restorana varmıştı. Önünde durdu ve arabadan orayı izledi. Her kes içeride olmalıydı. Aslı ve Mete restoranın önünde bir şeyler konuşuyorlardı. 4 yıldır sevgililerdi. Ancak Tolga onları her gördüğünde iğrenirdi. Okulda başlayan aşkları anlamsız ve ergence buluyordu. Hem Aslı ve Mete her kesin önünde sarmaş-dolaş olmayı pek de sorun etmiyorlardı. Kahretsin! Her kesin önünde öpüştükleri de olmuştu! Gerçekten sanki bir-birleti varken kenardaki kimseyi görmüyormuş gibiydiler.
Arbadan inip restorana doğru ireliledi. Aslı ve Mete'ye başıyla selam verip içeri geçti. Tolga'nın bunlardan ne kadar nefret etse de temas bağımlısı olduğunu en iyi Mert bilirdi...
Restorana girdikten sonra başını etrafda gezdirdi. Bir süre sonra o despot hocayı yanındaki sınıf arkadaşlarını gördü. Hepsi bir-biriyle konuşuyor, gülüyorlardı. İsteksiz adımlarla masaya doğru yürüdü. Her kese başıyla selam verdikten sonra Mert'in yanındaki yerini aldı. Hocaya attığı tiksinti dolu bakışları gören Mert gülmemek için yanaklarının içini ısırıyordu. Tolganın sinirlendiğinde ne tür bir manyağa dönüştüğünü bildiği için kendini zor tutuyordu. Gülse onun cesedini buraya sereceğini çok iyi biliyordu. Çünkü Tolga okul zamanında bile girdiği davadan dövülmüş ya da kaybetmiş taraf olarak çıkmazdı.
Tolga onun güldüğünü anlamış olmalı ki dişlerinin arasından "Kes şunu!" diye tısladı. Mert ciddiliğine geri dönüp hocaya döndü. Bu zaman bizim çift de içeri gelip yerlerine oturdular. Hocanın "Çocuklar," diyen sesiyle her kes susup hocaya baktı. Hoca öksürerek sesini düzeltti ve sırasıyla çocukların her birine baktı. Bakışları Tolga'yı bulunca dudağının köşesi usulca kıvrıldı. Tolga'nın ondan nefret ettiğini biliyordu ve her fırsatta onu zorluyordu. Bakışları gören Tolga gözlerini devirdi.
Yine canını sıkacak bir şeyler olduğu belliydi.
"Okullar arası proje yarışmasına bizim okulda katılacak. Müdür Batu bey dün okulumuzun adını yazdırdı. Sınıf seçiminde ben sizi bizzat ön plana çektim. Sizin başaracağınıza adım gibi eminim. Ve bu görev için sınıftan bir grup devreye girecek. Bu grupta kimlerin olacağını dün gece uzun uzun düşündüm ve güzel bir karara vardım."Tolga konuşmanın başından beri sessizliğini koruyordu. Hocanın son sözleriyle her kesin meraklı bakışları onu bulmuştu. Her kes gruba eklenecek öğrencileri merka ediyordu. Sonunda Tolga'nın karşısında oturan, saçları be gözleri kömür siyahı olan kız merak edilen o soruyu sordu: "Peki, grupta kimler olacak ve tam olarak neyin projesi için çalışacağız?"...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ MAVİSİ GÖZLER
Genç KurguHayattaki her şeyden darbe yemiş bir çocuğun verdiği acı dolu savaş..