Okuduğunuz tarih ve saat:
İyi okumalar♥️
(Emirhan'dan)
Aşina'nın mesajlarından sonra sinirlenip evden çıkarken Uzay'ı aramış ve basketbol sahasına gideceğimi söylemiştim. Bir sorun olduğunu anlamış ve hemen geleceğini söylemişti.
Aşina'ya sinirliydim. İki buçuk senenin sonunda geri dönüp nasıl tekrardan konuşmak isteyebiliyordu? O benim en yakın arkadaşımdı ve bir sabah buradan çekip giderken bizi ne halde bırakıp gittiğini düşünmediğini kabullenemiyordum. O gittikten sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ettiğimizi mi sanıyordu? Ya da geri döndükten sonra olanların hiçbiri yaşanmamış gibi davranmamız mı gerekiyordu?
Basketbol sahasına doğru yürürken Aşinaların evinin önünden geçerken gözüm her seferinde olduğu gibi yine terasa çarptı. Hafif bir mum ışığı terası aydınlatıyordu. Aşina her zamanki gibi orda oturuyor olmalıydı. Umursamadım ya da umursamıyormuş gibi davranmak istedim. Ta ki o sözleri duyana kadar.
Sanma acıtmaz dünya seni o kafeste
Her gün aynı tebessüm her gün aynı beste
Küçük, sarhoş musun?
Kaçılacak yerin yoksa aynalar bile hüzün
Aşılacak dağlar önünde bak yolların uzun
Küçük, mutsuz musun?
Bak oyuncaklar var önünde deste, deste
Hevesle yanan mum sönmez güçsüz bir nefeste
Sen korkma yeniden doğar güneş
Orada ne kadar o şekilde dikilip Aşina ile birlikte şarkıyı dinledim bilmiyorum. Aşina gitmeden önce her akşam o terasta oturur bu şarkıyı dinler hayallerimizden bahsederdik. Tüm o günler geçmişte kalmıştı şimdi.
Daha fazla orada dikilmemin bir anlamı olmadığını fark edip basketbol sahasına doğru yürümeye devam ettim. Sahaya geldiğimde Uzay tribünlere oturmuş beni bekliyordu.
"Bu saatte buraya geldiğine göre bir derdin var." diyen Uzay direkt konuya girmişti. Bunu yaparken de cebinden paketini çıkarmış içinden bir tane alıp yakarken paketini bana uzatmıştı. İçinden bir tane alıp yaktıktan sonra olanları anlatmaya başladım.
"Aşina mesaj attı. Konuşmak istediğini söyledi." deyip sustuğumda Uzay devam etmemi beklemiş, bir şey söylememişti. "Bunca zaman sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyor olması sinirimi bozuyor. Bir anda bizi silip gittiğini unutamıyorum. Onu da anlamaya çalışıyorum, kötü bir zamandan geçiyordu ama biz ona destek olurduk, hep olduk."
"Destek oluyor olmamız Aşina'ya yetmemiş belli ki kardeşim. Haber bile vermediğine göre. Onu da geçtim gittiğinde iyi olduğuna dair bir mesaj bile atmadı hiçbirimize. Olum ben onun sevgilisiydim lan. Yaşadığımız her şeyle beraber beni de siktir etti bir anda. Çok düşündüm biliyor musun, biz mi bir şey yaptık da gitti diye."
"Ben de olum lan ben de. Nerede hata yaptık diye düşünmekten kaç gece uyuyamadım ben. Hiçbir şey yapmamıştık, tek yaptığımız daima onun yanında olmaktı. Bunların hiçbirini hak etmemiştik lan biz." dediğimde derin bir nefes aldı.
"Siz yapmadınız da ben yaptım." Soran gözlerle onu baktığımda devam etti. "Hani hep sorup duruyorsun Aylin ne alaka, sevmediğin hâlde niye sevgili oldun diye. Sırf Aşina'nın canı yansın diye sevgili oldum. Kendi gözleriyle başkasına sarıldığımı, öptüğümü gördükçe canı yansın istedim. Canı yanan yine ben oldum ama. Ben onu hâlâ çok seviyorum, yine eskisi gibi olalım istiyorum. Kabullenemiyorum da ama. Tüm bu siktiğimin şeylerini yaşadığımızı kabullenemiyorum. Gurur mu dersin inat mı bilmiyorum ama bir şeyler engel oluyor ona karşı bir adım atmama." deyip sustu. Uzay kardeşim olabilirdi ama bu bir kızın duygularıyla oynayabileceği anlamına gelmiyordu. Tam bunu söyleyip tepkimi ortaya koyacağım sırada arkamızdan gelen sesle susup söylemek istediğim her şeyi içime attım.
"Bensiz toplantı mı planladınız şerefsizler." deyip yanımıza oturdu Demirhan.
"Kardeşin geri döndü ya onu konuşuyorduk." deyip ters bir bakış attım Demirhan'a. Aşina döndüğünden beri ona en ılımlı davranan oydu ve bu hâli beni delirtiyordu.
"Sonunda döndü lan. Çok özlemişim onu." dediğinde az önce ettiği itirafın altında ezilen Uzay lafa atladı.
"Nasıl bu kadar sakin davranabiliyorsun lan sen? Ölen kız kardeşinin yerine koyduğun kız bir anda çekip gitti sonra hiçbir şey olmamış gibi geri döndü. Hiç mi sinirli değilsin ona?" derken Uzay sinirlenmiş oturduğu yerden kalkıp bağırmaya başlamıştı. Şimdi daha iyi anlıyordum ki Uzay da yaptığı şeyin doğru olmadığını farkındaydı ve bu siniri Aşina'ya olduğu kadar da kendineydi.
Uzay'ın aksine Demirhan gayet sakin bir şekilde cevap verdi. "Mantıklı düşünün lan biraz. Bu kız gittiğinde on altı yaşındaydı. Babasının annesini aldattığını yeni öğrenmişti. Mükemmel sandığı ailesi dağılmış, kahramanı olan babasıysa ondan hiç beklemediği şeyler yapmıştı. Tamam ben de kızdım Aşina'ya ilk başlarda, ben de kırıldım bizi arkasında bırakıp gitti diye ama o yaşta bir kızın böyle bir şeyi öğrenip de doğru kararlar veremeyeceğini de farkındayım ben." Demirhan düşüncelerinde haklıydı belki ama hâlâ Aşina'nın bizi bırakıp gitmesinin mantığını anlayamıyordum.
"Ayrıca ben bugün Aşina ile buluştum. Konuştuk her şeyi, aramızdaki sorunu da hallettik. Siz nasıl davranmak istiyorsanız yine aynı şekilde davranmaya devam edebilirsiniz ama ben mantıklı düşünemediği bir dönem verdiği karar yüzünden Aşina'ya daha fazla tavır almayacağım."
"Ben ne bok yiyeceğimi bilmiyorum. Ben ona ne kadar kızgınsam o da bana o kadar kızgın Aylin'den dolayı. İstesem de eskisi gibi olmaz ki benimle artık. Eskisi gibi olmayı geçtim arkadaş bile olmaz benimle artık."
"Harbiden Aylin ne alaka kardeşim? Özünde iyi kızdır belki ama seni tanıyan herkes senin onunla bir işin olmayacağını bilir." diyen Demirhan'a derin bir nefes alarak cevap verdi Uzay. "Yaptım bir hata, sorgulama işte Demirhan."
"Bence de sorgulama Demirhan. Uzay aynı saat içinde yediği boku ikinci kez itiraf edemez." deyip konuyu getirmek istediğim yere getirdim.
"Olum madem kızı sevmiyorsun, madem sırf Aşina'nın canı yansın diye başladın bu ilişkiye niye hâlâ devam ediyorsun? Niye kızın duygularıyla oynuyorsun? Ne zamandır bu kadar şerefsizsin sen?" deyip Demirhan'ın da sorduğu sorunun cevabını vermiş oldum.
"Aynı şeyi ikinci defa yapmış olmana inanmıyorum Uzay ya. Aşina ilk gittiğinde sırf bir yerlerden duyar da üzülür diye Bahar ile sevgili olduğunda akıllandın sanmıştım. Hatırlasana kız başına ne işler açmıştı." deyip tepkisini göstererek Uzay'ın omzuna yumruk attı Demirhan. "Hak etmiştin kardeşim kusura bakma." Harbiden bu yumruğu hak etmişti.
"Uzay bu işi uzatıp da kızı kendine daha fazla bağlama kardeşim." dediğimde Demirhan da başını sallayıp beni onaylamıştı.
"Harbiden ne bok yiyorum ben hâlâ." deyip oturduğu yerden ayaklandı Uzay. "Aylin ile konuşmaya gidiyorum ben. Ayrılmak istediğimi söyleyeceğim." deyip yanımızdan ayrıldı Uzay. Demirhan bu sefer gözlerini bana dikti.
"Bakma bana öyle. Aşina ile hemencecik barışacak değilim. Tamam hâlâ onu sevip değer veriyorum ama sürünsün biraz." dediğimde Demirhan gülümsedi. "Aslında yine mi sigara içtin sen diye bakmıştım ama buna da okeyim ben." deyip yürümeye başlayınca onu takip ettim ben de.
"Ha bu arada." deyip arkasını dönüp bana baktı. "Yarın bir kızla buluşacaktım da üşendim. Benim yerime sen gitsene." dediğinde ciddi olmadığını farkındaydım. Aramızda bunun dalgası çok geçmiş olsa da ikimiz de bunu daha önce yapmamıştık. "Siktir git Demirhan."
İnsanın ikizi varsa derdi vardı valla ya. Ama bildiğim bir şey daha vardı ki Demirhan olmasa hayatım tahmin edemeyeceğim kadar tahammül edilemez olurdu.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Kızı ~ Yarı Texting
ChickLitSonsuzluğum: Hani demiştim ya sana Sonsuzluğum: Vereceğin cevaba göre, hâlâ bir önemi varsa kim olduğumu söyleyeceğim, diye. Sonsuzluğum: Bir önemi kalmamış artık kim olduğumun. Sonsuzluğum: Sen benim kim olduğumu bilmeyi hak etmiyorsun. Aşina: Tele...