Yayınlanma Tarihi: 29.04.24 19.10
Okuduğunuz tarih ve saat:
İyi okumalar♥️
Demirhan'ın attığı son mesajı görüldüde bırakıp biraz düşünme ihtiyacı hissetmiştim. Demirhan'ı severdim. Hep olmasını istediğim abimdi o benim. Gidip gitmemek konusunda kararsızdım ama buraya döndüğümden beri ilk defa benimle buluşmak istemişti. Bunu yok sayamazdım.
Oturduğum yataktan kalkıp üstüme bir crop altıma da şort giyip hızlıca hafif bir makyaj yapıp zaten düzleştirmiş olduğum saçlarımı elimle düzeltip salonda oturan babaannemin yanına gidip dışarıya çıkacağımı söyledim.
Evden çıkıp iki alt sokakta olan Ophelia'ya doğru yürümeye başladım. Ophelia önceden bizim buluşma mekanımızdı. Her gün saatlerce orda vakit geçirir bıkmadan kutu oyunları oynardık.
Birkaç dakika sonra Ophelia'ya ulaştığımda daha fazla vakit kaybetmeden içeriye girdim. Cam kenarında oturan Demirhan'ı görüp yanına gittim.
"Selam." Demirhan beni görür görmez oturduğu yerden ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı.
"Hoş geldin."
"Fazla vaktim yok Demirhan. Ne konuşmak istiyorsan konuşalım. Sonra gideceğim hemen." Demirhan bu dediğimle bana kısa bir bakış atıp konuşmaya başladı.
"Çok özlemişim seni." Bunu farkındaydım. Mahalleden ayrıldığımda bana en çok kızıp kırılan kişilerden biriydi Demirhan. Papatyayla sık sık konuşmuş olsam da Demirhanla da Emirhanla da arama mesafe koymuş ne aramalarına çıkmış ne de mesajlarına cevap vermiştim. Demirhan bunları umursamıyor olsa da Emirhan'ın bana hâlâ kırgın olduğunu farkındaydım. Döndüğümden beri hepsi bir şekilde iletişime geçmiş benimle konuşmak istemiş olsa da Emirhan asla bunun için uğraşmamıştı.
"Ben de seni özlemişim." diye karşılık verdim ona.
"Nasılsın? Nasıl geçti hayatın burdan gittikten sonra?" Tam bir hayal kırıklığıydı. Gittiğim yerde hiç arkadaş edinememiş, tanıştığım herkesi kardeşlerim dediğim ekiple karşılaştırıp durmuş ve işin sonunda tek başıma kalmıştım. Burdakilerin samimiyetini kimsede bulamamıştım.
"Bunları konuşmaya gelmedim ben Demirhan?"
"Niye geldin peki Aşina? Kaç senedir konuşmuyoruz biz seninle? Sen de biliyorsun ki buradan gittikten sonra yaptıklarını konuşmaktan başka konuşacak bir konumuz yok." derken sesi sinirli çıkmaya başlamıştı ve ben Demirhan'ı hiç bu kadar ciddi görmemiştim.
"Abimi özledim diye geldim ben." dediğim sırada garson gelip siparişlerimizi almıştı.
"Sen o abini buradan çekip giderek silmedin mi Aşina? Gittiğin yerden hiç haber vermeyerek onu yok saymadın mı?" deyip derin bir nefes alıp devam etti. "Biz nasıldık biliyor musun? İlk başta gittiğini kabullenemedik hiçbirimiz. Bir sabah uyandık ve gördük ki Aşina yok. Gitmiş. Geri dönersin diye bekledik biz. Bizi habersiz bırakmaz dedik ama sen giderek aramızdaki tüm iletişimi kopardın."
"Ben..." Ne diyeceğimi bilememiştim o an. Kendince haklı belki ama ben de haklıydım bunları yaparak. "Ben iyi değildim. Gerçekten iyi değildim. Babamın annemi aldattığını daha yeni öğrenmiştik ve neye nasıl tepki vereceğimi bilememiştim. Burdan uzaklaşmak istedim. Babamla, burasıyla bir alakam kalsın istemedim."
"Sen bizim senin yanında olmamıza izin vermedin. O sabah kalktığımızda nasıl bir şok yaşadık, haberin var mı senin? Bizim ne suçumuz vardı Aşina? Bizi kendinden uzaklaştırmana sebep olacak bir şey yapmamıştık biz. Yanında olup sana destek olabilirdik ama senin buna izin vermeni geçtim olanları bile çok sonra öğrendik biz."
"Mantıklı düşünemiyordum o an. Kendimi toparlayıp sizinle iletişime geçecektim ben ama tam o sırada Uzay'ın sevgili yaptığını öğrendim. Tekrardan hayatınıza girmeye hakkım yok diye düşündüm." derken gözlerim yaşarmaya başlamıştı bile. Kendimi bildim bileli hep duygusal biri olmuştum zaten.
"Lan Uzay sevgili yaptıysa yaptı. Bunun cezasını niye hepimiz çektik. Ben niye kız kardeşimi kaybetmek zorunda kaldım?" Demirhan git gide daha da sinirleniyordu. Ona hak veriyordum ama beni anlamak zorundaydı.
"Özür dilerim." Bu sefer gerçekten ağlamaya başlamıştım. Demirhan ayağa kalkıp yanıma gelip oturdu ve "Ağlama lütfen." derken gözyaşlarımı siliyordu. "Ağlaman için demiyorum bunları. Sadece cevap almam gerekiyor bunlara. Senin için o kadar çabuk vazgeçebileceğin insanlar mıydık biz?"
"Hayır Demirhan öyle değil." Daha fazla devam etmeme izin vermeyip bana sarıldı. "Diğerleriyle nasıl olursun bilmiyorum ama lütfen ikimizin arasına daha fazla mesafe koyma. Beni daha fazla kardeşimden ayrı tutma." dediğinde başımı sallamaktan başka bir şey yapamamıştım.
Diğerleriyle aram nasıl olurdu bilmiyorum ama ben gittiğimden beri Demirhan'ın abiliğinin eksikliğini yaşıyordum ve buna daha fazla tahammülüm yoktu.
Demirhan kendime gelmemi bekledi bir süre. Sonra sessizliğe dayanamamış olacak ki "Anlat hadi nasıldı hayatın?"diye sordu.
"İğrençti. Sürekli eksikliğinizi hissedip durdum." deyip bu konuda konuşmak istemediğimi fark edip konuyu değiştirmeye karar verdim.
"Emirhan nasıl? Geldim geleli benden nefret ediyormuş gibi davranıyor."
"Haklı değil mi sence de? Sen gittiğinde en çok o seni arayıp seninle iletişime geçmeye çalıştı. Senin yokluğun en çok ona koydu. Benim kız kardeşimdin belki evet ama onun da en yakın arkadaşı sendin. Emirhan ile benim aramdaki samimiyetten bile daha fazla samimiyetiniz vardı sizin." Öyleydi. İkiz olmalarına rağmen ikisinin arasında daima bir mesafe vardı. Karakter olarak çok farklı insanlardı. Olaylara bakış açıları çok farklıydı ve ben aralarındaki mesafeyi buna bağlıyordum hep.
Demirhan ne kadar dalgacı bir tipse Emirhan o kadar ciddi bir yapıya sahipti. Demirhan kendisine yapılan hataları umursamaz hemen affederdi fakat Emirhan hayatımda gördüğüm en kinci insandı ve kendimi ona affettirmem çok zor olacaktı.
Textinge kısa bir ara verdikten sonra bir sonraki bölümde texting bölümünde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Kızı ~ Yarı Texting
Literatura FemininaSonsuzluğum: Hani demiştim ya sana Sonsuzluğum: Vereceğin cevaba göre, hâlâ bir önemi varsa kim olduğumu söyleyeceğim, diye. Sonsuzluğum: Bir önemi kalmamış artık kim olduğumun. Sonsuzluğum: Sen benim kim olduğumu bilmeyi hak etmiyorsun. Aşina: Tele...