ABİLERİM

11."PASTANE"

Kendimi durduramayıp büyük bir kahkaha attım.

"Gerçekten nasıl oldu o?" Dedim.

"O zamanlar babamla biraz aramız bozuktu bende ondan para almak istemiyordum. Kimsenin beni tanımayacağı ve eğlenceli olan tek iş palyaçoluktu. Birkaç o şekilde saatlik o işi yaptım. Sonra bir gün yanıma biri daha verdiler ama böyle iri yarı bir adam. Kendime kendime dedik bundan nasıl palyaço olacak diye. Ama çocuklara baktığında gözünün patladığını görüyordum. Neyse işte sonra sürekli benimle konuşmaya çalışıyor ama sürekli yani elinde ki şeyi "acaba nerede?" Diye bana soruyordu. Meğersem babanmış. Sırf benimle konuşabilmek için palyaço oldu." Dedi gülerek.

"Gerçekten seviyor hemde gerçekten."

"O palyaço olayından sonra ise iki ay peşimde koştu birde."

Güldüm. Allah'ım beni ne zaman böyle biri bulacak.

"Senin hiç oldu mu sevgilin?" Dedi yeşim hanım.

"Bir kaç kere çıkma teklifi aldım ama onlardan sonra da kimse bana çıkma teklifi etmedi."

"Niye anlat bakayım?"

"Ya bir gün ortaokuldayım. Çocuğun bir tanesi sırama kağıt bıraktı. Açtım okudum, o sırada dersteyiz tabi. Seni seviyorum işte benimle çıkar mısın falan yazıyor. Bende ilk kez çıkma teklifi almışım tabi. Ne yaptım tahmin edin."

Meraklı gözlerle bana bakıyordu.

"Kağıdı çöpe mi attın?"

"Keşke onu yapsaydım. Kağıda ana avrat küfür yazıp çocuğa verdim."(Bunu ben yapmıştım)

Elini ağzıyla kapattı. "Ay çok ayıp ama yazık olmuş çocuğa." Bir yandan da gülüyordu.

"Aman böyle işte o işler beni bulmuyor ne yazık ki."

"Elbet bulur merak etme. Önceden bende öyle düşünüyordum. Ama bak şimdi babanla 6 tane çocuğumuz var. Birde ben babana asla seninle evlenmem falan demişliğim var yani sen düşün."

Saatlerdir sohbet ediyorduk ve saat gece dörde doğru geliyordu.

"Nasıl birini istersin hayatında peki?" Diye sordu.

"Şimdi tip konusunda mı karakter konusunda mı?"

"İnan tip önemli değil kızım. Tanı eli yüzü düzgün olsun ama illa ki yakışıklı olacak deme çünkü kırk yıl sonra ikinizde buruş buruş olacaksınız."

"Yani doğru aslında."

"Hadi başka bakalım."

"Cesaretli olması, güvenilir ve dürüst olması. Yani onun yanında hiçbiri şey düşünmeyeyim. Ona karşı sonsuz bir şekilde güvenebilmeyi isterim. Birde bana güvensin. Benim ona asla ihanet etmeyeceğimi bilsin ve benden başka kimsenin sözüne inanmasın. Ve benim için herşeyi göze alsın."

"Umarım hayatına böyle girer kızım."

"Umarım yeşim hanım."

Bir süre daha böyle sohbet ettik. Kapı açıldı ve içeri Uraz girdi.

"Siz niye uyanıksınız?" Dedi şaşkınlıkla. "Saat daha beş buçuk."

"Açelya'yı uyku tutmadı bizde sohbet edelim dedik."

"Anne bu kızın dinlenmesi gerekiyor."

"Abartmana gerek yok iyiyim ben. Sadece halsizim o kadar."

"Dinlenmezsen halsizliğin devam edecek." Derin bir nefes verdi.