2."Kim?"

6 1 0
                                    

"Uzun zamandır seni görmedim.."

Dedi James ve deri koltuğa oturdu.

"Evet, demek senin burası.."

Louis konuşunca eline içkisini alırken, göz ucu dans edenlere baktı.

Kumral olanı, şarkı başladığında içeri girdiğinden beri gözüne iliştirmişti.

Uzaktan onu süzerken, yavaş hareketleri, dudaklarıyla şarkının sözlerini mırıldanması ve bedenini kıvırışı dikkatini çekmişti.

"Arkadaşın bu mu?"

Göz ucu ile bakıp James'e sorduğunda James olumlu kafa salladı.

Dalgalı ve hafif kıvırcık saçları yüzünün bir yanını kapatmasına rağmen, o parlak yeşil gözlerini görebiliyordu.

İşin en ilginç yanı ise Louis kendi kendine hayret etmeye başladı, şuan tanımadığı biriyle göz teması kurmuştu ve bakışlarından etkilenmişti.

Gözlerini alamıyordu.

"Ah siz burda ne arıyorsunuz?! Çekil!"

sarışın kızı itekleyen yaşlı bir teyze öfke ile James'e doğru ilerlemeye başladı.

Kız düşmeden onu sıkıca tutan kumralın saçları savruldu.

Louis adeta kilitlenmiş gibi hissediyordu.

Onun güzel olduğu her halinden belliydi ancak yüzünün ve fiziğinin güzelliği diğer kadınları kıskandırırcasına güzeldi.

Ya da Louis kendini bakmaktan alıkoyamıyordu.

Sarışın kızla arka odaya ilerlemeye başladılar ve müzik sesi durunca Yaşlı kadın oturan üçlüye baktı.

"Sana söyledim! Bu adamlara güven olmaz James!"

"Maria Teyze yapma ama.. Louis benim kaç senedir en iyi dostum."

Maria yüzünü buruşturdu. Louis bu sırada etkisinden çıkamadığı gözlerin içerinden yeni sıyrılmıştı.

Maria bastonu'nu James'ın bacağına hafifçe vurdu.

"Başlatma dostundan! Javad içinde aynı şeyi söyledin sonra burayı polis bastı."

Louis kaşlarını indirip kaldırdı.

"Javad? Bizim Javad? Arap olan mı?"

Louis sorduğunda James kafa salladı.

"Onun yüzünden buralar kapandı ve işsiz kaldık. Aldığımız bir kaç kuruş bahşişti zaten.."

James Maria'ya güldü.

"Maria teyze sen öyle alıyorsun..çünkü iş yapmıyorsun aşkım."

"Ben taş gibiyim hala.."

James seslice güldü.

Bu sırada üzerinde parlak bir gömlek ve dar bir pantolon ile gelen kumral kız, James'a bakıp işaret verdi.

"Ne oldu?"

Louis sorduğunda James ona döndü.

"Evine gidiyor sanırım izin aldı"

Tam bu sırada James,Richard ve Maria aralarında tartışmaya başlamıştı.

Louis gözlerini kapıya ilerlemek üzere yürüyen güzelliğe dikmişti.

Bar taburelerinin önünden geçerken bir adamın onun kolunu tutmasıyla kendine çekmesi bir olmuştu.

"Ne yapıyorsun sen be?!"

Kızın sesi istemsizce yüksek çıktığında adam onu sıkıca kucaklamıştı ve dudaklarını kızın yanağına ısrarla bastırdı.

Ortamda sesle beraber koca bir sessizlik vardı.

James o tarafa gittiğinde, Louis ayaklarını kontrol edememişti ve arkasından onu takip etti.

"Bırak!"

"Beyefendi, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

"Bana ne?! Benim olacak diyorsam olacak.."

Kız ise yüzünü buruşturmuş dururken boşta olan elini kaldırıp saniye içinde bar masasında duran bira şişesini adamın kafasına geçirdi.

Louis'in gözleri kocaman açılmıştı ve James, kıza kızgınca bakıyordu.

"Ben senin bildiğin gibi kullanıp atabileceğin bir oyuncak değilim,terbiyesiz!"

Adam hızla kalkıp tokat için elini kaldırdığında, Louis arkadan adamın elini hızla tutmuştu.

"Kaşınma!"

Louis düz bir ifade ile dişlerini sıkarak cevapladı ve adam geri adımladı.

Kız kaskatı kesilmişti ve bir anda sadece dalgınca bakmaya başlamıştı.

-Flashback---

-14 yıl önce.

Elindeki sigarayı üfledi.

yanında duran kızın tuttuğu kül tablasına sigarasını bastırdı.

"Ah aptal erkekler! " dedi yaşlı ama süslü olan Maria.

"Bu kokuşmuş türlerin hepsi böyle işte. Bir kadını elde edene kadar ağız ishali, o kadını elde ettikten sonra da kabız herifin teki olurlar. Dil şaklabanı bu oğlan tehlikeli arzularını, aşk zannediyor galiba. Hâlbuki kadınlar kime aşık olacaklarını, kime aşık olmayacaklarını çok iyi bilirler."

Bu sırada ağlayan Diana hızla orayı terk etti.

Onları şaşkınlıkla dinliyordu 8 yaşındaki çocuk.

"Sen neden bakıyorsun?"

Bana bakıp konuşarak üzerine doğru ilerledi ve yanağına sert bir tokat attı.

Teyzesi Emily, önüne geçti ve kızgınlıkla Maria'ya baktı.

"O daha çocuk Maria!"

"Bu kadar pisliğin arasında ne arıyor peki?"

Emily Teyze, kız ağlarken sıkıca sarıldı.

"Sanki bilmiyorsun! Onu bırakacak yerim yoktu."

"Annesi ve Babası nerede peki bu veletin!?"

Maria sinirle baktığında Teyzesi daha da küçük bedene sarıldı.

"Onun Anne ve Babasının vefat ettiğini sana ne kadar anlatacağım! Çocuğu üzme.. o yeterince kırgın zaten."

Maria yukarıdan aşağıya yüzüne bakmaya başladı.

"O daha bir çocuk böyle yetişmeyi öğrensin! Bu gidişle buradakilerden farkı olmayacak ve Burası yetimhane değil Emily!"

Kadın hava ve edayla salondan çıkarken Emily teyze, kızın boy hizasına indi.

"Sen onu dinleme. Sen iyi bir çocuksun biliyorum. Söz veriyorum her şey iyi olacak."

--Flashbackend--

"İyi misiniz?"

James araya girdiğinde Louis bir adım geriledi.

"Honey? İyi misin?"

"Ha şey.. e-evet. Evet"

James hafif sinirle baktı.

"Üzgünüm James müşterindi belki ama buranın kuralları var."

"Haklısın ama müşteri her zaman haklıdır"

Louis, James'e baktı.

"Burada haklı olduğunu sanmıyorum. Mesaisi bitmiş bir işçi evine gidiyor olsaydı yine haklı sayılmıyordu James. Ayak üstü taciz."

Honey garipçe onun yüzüne bakıyordu. Ancak kaşları uzun bir süredir çatıktı.

"H-her neyse.. olan oldu."

Kız arkasını döndü ve hızla uzaklaşmaya başladığında Louis ağzını kapatamamıştı bile.

Güçlü bir karakteri ve yapısı vardı.

Louis ondan hoşlanmıştı, Honey ise o gözleri unutamayacağını biliyordu.

BALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin