"Seni uyarıyorum Louis.. ondan uzak dur. Balkonunun pervazlarından da!"
Louis'in dudakları yukarı kıvrıldı.
Karşında duran beş para etmez ve sahtekar adama güldü.
"Ondan uzak durmazsam en fazla ne yapabilirsin ki? Ben senin neler yaptığını biliyorken ve senden güçlü bir konumdayken?"
Tristan ona bilmişçe bakıyordu.
Hazel'ı kaybedemezdi ancak Louis'i onun yanında gördüğünde aklı başından gitmişti.
Öfkesini Louis'e belli etmek istemiyordu.
"Blöf yapıyorsun Louis.."
Louis derin bir nefes verdi.
"Blöf değil.. her şeyinden haberim var. Benimle onu rahat bırakman için sana izin veriyorum.."
Tristan biliyordu.
Louis bu tepenin en üst mertebesindeydi ve herkes ağzının içine bakıyordu.
Ona hayır derse elinde olan her şeyi kaybederdi ve yetmezmiş gibi hapisi boylardı.
Ancak Hazel'ı verirse, onun hayatını zindan edebilirdi.
"Onu bırakamam ona ihtiyacım var."
Louis delici bakışlarını ona dikti.
"O halde anlaşmaya varalım... onu görmene müsade edeceğim. Sen de onu bana vereceksin."
Louis konuşurken Tristan onun yakasını tuttu.
"Sakin ol şampiyon.. yoksa burda ölür gidersin kimsenin ruhu bile duymaz ve ne ölünü ne dirini bulamazlar.."
Tristan ellerini öfke ile geri çekti.
"O seni seviyor mu?"
"Bu seni ilgilendirir mi?"
Tristan ona garipçe bakıyordu.
Öfke ile desen değil,kızgınca desen değil.
"Seni sevmeyen birini zorla alı koymuşsun... sence beni sever mi?"
Dediğinde Tristan öfke ile soludu.
Louis istediği manzarayı şimdi elde etmişti.
"Seninle farkımız var Tristan.. ben onu seviyorum ve sevdiğimi koruyorum. Sense onu sevdiğini iddia edip ve ona işkence çektiriyorsun..."
Tristan onu eliyle iteklediğinde Louis kahkaha attı.
"Git ve ona sor... sana doğru istediği şekilde konuşabilen tek kişi o."
Tristan bir ona baktı ve ardından etraftaki silahlı bir orduya baktı..
Onu aşardı ancak onları ayırmak için planları elbette olacaktı.
"Anlaştık onu vereceğim, seni seviyorsa kendi sana gelecektir."
Louis kafa salladı.
"Gidebilirsin."
Tristan'ın boş safsatalarından kurtulmuştu.
Ancak Hazel'ı kurtarmanın ve şimdiden onu korumanın yollarını arıyordu.
"Andy?"
"Başardık..?"
Andy'e gülümsedi.
"Javad'ı ara bir kaç güne onu getireceğimi söyle."
Andy onaylayıp uzaklaştı.
Geriye Hazel'ın gelmesi kalmıştı.
Açıkçası, Louis dışarıda bir kafede onunla dudak dudağa basılacağını düşünmememişti.
Ancak tam zamanında olan olmuştu.
Louis uzun zamandır bir Mafya ile kurduğu dostluğunu hatırladı.
Adam yaşlanmıştı ve yerine geçebilecek güvendiği tek kişi kendisiydi.
Louis tüm gücünü kullanacağından emindi ve Hazel'ı o pislikten çekecekti.
Tristan'ın durmayacağını biliyordu.
Hazel ile ikinci planı devreye sokmayı başarmıştı.
Hazel'a, Tristan'a karşı oynamasını ve tatlı dilli olmasına devam etmesini söylemişti.
Bu sırada Hazel ve Javad uzun zaman sonra birbirini görmüştü.
Javad ise Hazel'a bir kaç gün onda kalmasını söyledi.
-- 2 gün sonra
Louis sabah telefonunun sesine uyanmıştı.
Javad arıyor yazısı ile kalkıp telefonu açtı.
" sabahın 4-ünde ne oldu?"
"Şey.. Louis!"
Javad'ın endişeli sesini duyduğunda hızla kalktı ve pantolonunu giyinmeye başladı.
"Anlat çabuk!"
"Hazel.."
Aniden durdu.
"Ona ne oldu? Bir şey oldu?"
"Hastanedeyiz şuan yoğun bakımda ama..."
Louis hızla evinden çıkarken gömleğinin önünü bile iliklememişti.
"Bana konumu at çabuk geldiğimde anlatırsın!"
Hızla telefonu kapattı.
Louis hangi gazla gitmişti bilmiyordu.
Hastaneden içeri yarı çıplak girdiğinde Javad ona yukarıdan aşağıya baktı.
"Nerede?"
"Odada.."
Louis odaya girdiğinde Hazel'ı uyurken ve yara bere içinde gördü.
"Ne oldu ona ?"
"Bilmiyorum, July ile markete gittik ve eve geldiğimizde evde değildi."
Louis onu dinlerken Hazel'ın saçlarını okşuyor ve elini tutuyordu, diğer kolu alçıdaydı.
"Sonra bize arama geldi hastanede olduğuna dair.. annesinin eski evinde bulmuşlar ve merdivenden yuvarlanmış ve kafası çarpmış dediler."
Louis düşünüyordu.
"Orada ne işi vardı? Durduk yere gece gece aklına orası neden geldi? Nasıl gitti? Neden gitti?"
"Telefonu bizde"
July ona telefonu uzattığında ellerinden aldı.
Telefonun şifresini biliyordu ve en son aramalardan Javad dışında bir numara buldu.
"Tristan olmalı.."
Dediğinde, Javad öfke ile bakıyordu.
"O mu yapmış?"
"Ona bilerek zarar verdiğine yemin edebilirim!"
Louis öfke ile doluydu. Zack'i aradı ve inceleme ekibine katılması için rica etti.
Telefon numarası incelemesi yapılmasını ve kaza olmadığını düşündüğünü söyledi.
Louis'in tek düşüncesi Hazel'in iyi olması ve Tristan'ı yok etmek istemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL
Romance"Her evrende birlikte miyiz?" "her zaman birbirimizi bulacağız" "Peki ya bu birlikte olduğumuz tek evren buysa?" "Peki ya sevginin işe yaramasının başka yolu yok mu?" "Peki ya burası birbirimizi bulduğumuz tek yerse? " "Ve eğer bundan daha iyi bir...