Love is a resistance.
( Aşk bir direniştir .)Tam şu an karşımda ki adamın kim olduğunu umursamadan onunla sevişecektim . Biliyorum sabah kalkınca hayatımın gidişatını değerlendirip tekrar depresyona girecektim . Belki sabaha bile kalmaz . Ama kesinlikle yaptığım şeyden köpek gibi pişman olacaktım . Bunu biliyor olmama rağmen durmayacağımı da biliyorum . Alkol hala damarlarımdayken bunu düşünüyor oluşum bile mucizeydi .
Arabadan ikimizde aynı anda çıktık . Savaş bir süre arabaya kollarını dayayıp bana baktı . Tam olarak ne içindi bilmiyorum ama bakışlarında ki ruhsuzluk beni ait olmadığım bir yerde zorla tutuluyormuş gibi hissettirdi .
-"yürü"
Bu gecenin kaçıncı emrini aldığımı saymayı unutmuştum artık . Aptal herif insan rica eder . Zaten gelecektim ama bu şekilde emir vermene ne gerek var ?
Yürüdüm .
Onun yürüşüyle birlikte bende arabanın önünden geçip onun arkasında başım dik bir şekilde onu takip ettim . O yürümeye devam ettiği bir sürede ben durup evi inceledim .
Bizim evimizden daha büyük olduğu aşikardı . Ev koyu giriye boyanmış kasvetli bir hava yayıyordu . İki katlı evin ilk katı tamamen griyken ikinci kat siyah düz çizgilerden oluşmaktaydı . Bu detaylar onu daha yumuşatırken belli ki evi iç bunaltıcı havasından kurtaramamış .
Girme bade o eve diyordu iç sesim . Yapma kaç kurtar kendini bu adamdan .
Savaş kapıya bir kez elinde ki yüzüğüyle vurunca etrafa sert bir ses yayıldı . Bu sesle bende evi incelemeyi bırakıp onun yanına doğru yol aldım . Tam sağına geçince bana yan gözle bakıp tekrar önüne döndü. Şu an birinin bize evi açmasını mı bekliyoruz ? Anahtarı yok muydu bu adamın ?
Kapının arkasından gelen ayak sesleri kulağıma iliştiğinde bütün bedenimi hatta ruhumu bile bir endişe kapladı . Düşününsene evli ve üç çocuğu varmış. Benimle sevişmek için kendi evine getirmiş .
Kapıyı siyah takım elbisesine rağmen üzerinde pembe önlük olan bir kadın açtı . Yaşı kırklara dayanmış kadını görünce içimden bir oh çektim .
-" hoş geldiniz Savaş bey kusura bakmayın masayı kuruyordum geç kaldım"
Güler yüzlü kadının tatlı sesinin aksine Savaş konuştu .
-" Bu gün izinlisin Gülten , hemen şimdi çıkmanı istiyorum ."
Benim için daha doğrusu bizim için mi gönderiyordu kadını . Şaşkınlığımı gizlemek için bende Savaş gibi kaşlarımı çattım . Neydi bu yaptığı ?
Kadın kafasını hafif sallayıp yana kaydı ve bizim geçmemiz için alan sundu . Savaş asker yürüyüşüyle eve girince daha yeniki topuklu sese inat yerler tok ses çıkarmaya başladı . Onun arkasından benim topuklu sesim gelince tam olarak onun evine adım attığımı anladım .
İçerisi dışarıya inat koyu gri yerine açık griye boyanmıştı . Bu adam bu korkunç havasıyla siyah bile yapabilirdi bunada şükür . Sol taraf salon olduğunu tahmin ettiğim geniş kapısız odaya açılıyordu . Sağ tarafta ise kapısı kapalı iki oda bir de mutfak olduğunu düşündüğüm oda vardı . Salon tam olarak üç oda kadardı . Sol tarafın arka kısmındanda yukarıya ulaşan merdivenler vardı .
Savaşla göz göze gelince hafif gülümsemeye çalıştım lakin ne ben becerebildim ne de onun yüzünde mimik oynadı . Bu tavırsız haline sinirlenip onu beklemeden sol tarafa doğru yönelip salon olan kısma geçiş yaptım .
Kesinlikle büyüklüğüne inat az dekorla mükemmel dizayn edilmişti bu oda . Stor perdelerine kadar her yer gri ağırlıklıydı . Televizyon büyüktü . Yanında küçük bir komodinin üzerinde oyun konsolu olduğunu tahmin ettiğim cihazlar vardı . Bu koca adamın pes oynadığını tahmin etmek zor .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANİLYA +18
Short Story-" Elinde ki yüzükle birlikte benim altıma yatamazsın küçük hanım..." Sağ elimde değerini yitirmiş yüzüğümü çıkarıp bar tezgahına koydum . Akına son vedamı içimden yaparken Savaş çoktan dudaklarıma gömülmüştü ... ๑๑๑...