Bölüm 4🎨

37 9 3
                                    


Sabah alarmının sesi ile uyandım, saati kontrol ettim 5, erken ama çok değil, hızlıca kahvaltı hazırladım, sofrayı topladım, saçımı yaptım, güzelce giyindim ve saat 7, 1 saat kitap okudum saat 8, hızlıca evden çıktım ve okula girdim. Şu lanet yer, hemen bitsin diye dua ettiğim nadir yerlerden biri. Sırama oturdum ve karşımda Erdem'i gördüm. Sabah sabah Evren mi çekilir?
-Selam, ne haber? Sana bir şey soracaktım da...
-Go away, I don't want to see you!
Uzun süre İngilizce dersine girmeyeceğim bu ne ya? İstemsiz olmuştu ama Erdem yüzüme öyle bir bakmıştı ki artık hep yapasım gelmişti.
-Ne? Dün ne yaptın sen?
-Defol git, seni görmek istemiyorum!
-Neden sinirlisin?
-Git dedim! Kimseyle -özellikle seninle- konuşmak istemiyorum. Sabahın körü bu ne ya? Biri der soru soracağım, biri der bugün konumuz şu susun ya!
Arkadan neşeli bir ses bizim tartışmamızı böldü.
-Gorilonca! Neden mesajlarıma cevap vermedin?
-Ben...
Elimi çantama attım ve telefonumu aramaya başladım.
-Hayır, olamaz! Gerçekten mi? Bugün mü? Daha kötü ne olabilir?
-Ne oldu Gonca?
-Evet Gorilonca ne oldu?
-Telefonum yok.
-Eminim evdedir.
-Haklısın ama o bana bugün lazımdı! Önemli bir işim vardı ne gerek vardı buna?
-Neden?
-Batı'ya mesaj atmam gerekiyordu! Yani görüşeceğiz ama bunu konuşmamız gerekiyordu.
-Emin misin, çıkmadığınıza...
-Yok, evliyiz haberiniz yok. Hatta ben hamileyim çocuğumuz var, hatta adı "Mavi'den saklı kalan çocuk". Beğendin mi? Beğenmediysen gene olur, ama bu sefer "Mavi'nin bildiği çocuk" olur adı. Bak bunu beğendin değil mi?
Sesim yarı alaylı yarı ciddi olduğu için Mavi rahatsız olduğumu anladı ve sustu.
-Tamam ya ne dedik?
-Her neyse gidin başımdan...
-Gonca sana bir şey soracağım. Yani zaten çok sinirlisin ama sormak istiyorum.
Dediğim gibi, sabah sabah Evren mi çekilir?
-Sormanı istemiyorum!
-Önemli!
Tamam inatçı keçi sor ama mantıksız bir şey olursa bu sefer süs çiçekleri yerine mezara sokarım kafanı. Ben ne kadar sakinim ya.
-Tamam...
-Gel benimle!
Kolumu çekiştire çekiştire bahçeye indim. Acaba "Ya bırak kolumu acıyor." Desem benimle uğraşmaktan vazgeçer miydi? Evren Erdem Ertekin ile bahçeye zorla indim. Derin bir nefes alarak başladı. Şarkı söylerse şaşırmazdım.
-Batı gerçekten sevgilin değil mi?
-Değil! Neden merak ediyorsun?
-Pekala, ne kadardır tanışıyorsunuz?
-Çok olmadı...
-Onu gerçekten tanıyor musun?
-Neden Batı hakkında bu kadar çok soru soruyorsun? O seni ilgilendirmiyor bile! Batı ile ilişkimden sana ne? Batı'yı ya da beni bu kadar önemseme! Seni ilgilendirmiyoruz! Batı'yı sen nereden tanıyorsun?
Bana endişeli bir şekilde baktı.
-Gonca, onu gerçekten tanıyor musun? Sana ne dedi bilmiyorum ama bu kadar güvenme ona.
-Nereden bilebilirim? Bana anlattığı kadarını biliyorum! Sen nereden tanıyorsun Batı'yı?
-Beni neden sevmiyorsun? Sana kişisel hiçbir şey yapmadım. Kötü bir tanışma oldu sadece, bu kadar nefret etme benden.
Bu soruyu cevaplarsam çok üzülürdü aslında üzülmesini önemsemiyordum ama o beni çok önemsiyor gibi göründüğü için konuyu değiştirdim.
-Neden sadece senin sorularına cevap veriliyor? Ben neyim? Süs çiçeği mi?
Süs çiçeği demem onu yediği dayağa götürmüş olmalı ki yüzünü buruşturdu.
-Tamam, Batı... onu nereden tanıdığımı söyleyemem, fakat onun hakkında fazla soru sormamın nedeni... senin nasıl olduğunla ilgili yani demek istediğim sana nasıl davranıyor? Gonca, sana her şeyi yapabilir onu dinleme ve ona uyma. Nasıl davrandı sana?
-Sevgili değiliz fakat iyi, istediğin cevabı verdiysem görüşürüz!
Hızla arkamı döndüm ve okula doğru yöneldim. Arkamdan bana baktığına emindim, onunla hatta Mavi'yle uğraşacak halde bile değildim. Sırama oturdum ve arkamdan bir ses geldi.
-Gorilonca Evren sana ne dedi?
-Boş yaptı, her neyse Mavi Boya bu son ders ders değil mi?
-Hayır değil.
-Hadi bakalım hızlı geçsin...
-Merhaba! Gençler...
Onun sözünü beklemeden kafamı sıraya koydum, dersleri böyle dinleyerek nasıl genetik mühendis olacağımı bilmiyorum. Sonra aklıma Batı geldi, acaba derslerini benim gibi mi geçiriyordu yoksa gerçekten dinliyor muydu? Şu an dersi neydi? Arkadaşı var mıydı? Okuldan mı kaçtı? O hangi gün bilgisayardan dersi olduğunu söylememişti, acaba bugün müydü? Nasıl hissediyordu? İTÜ iyi bir yer miydi? Mutlu muydu? En önemli soru, ben neden dersin ortasında onu düşünüyordum? Batı'yı boş verdim ve uyudum.
-Gonca? Gonca? Gonca!
-He!
-Gene mi uyudun sen?
-Evet, uyumuşum...
-Böyle giderse üniversiteden mezun olamazsın! Finallerde göreceğim seni! Hem finallerin iyi geçse bile bunun daha ikinci dönemi var!
-Ne zamandan beri yaşam koçusun Mavi Boya?
-Artık derslerimi önemseyeceğim!
-Arkanda Evren var!
-Hani, nerede?
-Sinekmiş çalışkan kız.
-Her neyse, zaten vazgeçtim.
-Amanın harika. Dersten mi Evrenden mi?
-İkisi de!
-Her neyse, ben uyuyacağım.
-Gorilonca, bana birini ayarlasana...
-Olmaz, uyuyacağım.
-Neden?
-Uyuyacağım.
-Benden daha mı önemli?
-Evet, uyuyacağım.
-Ciddi misin?
-Hayır ama uyuyacağım.
-Kalk!
-Uyuyacağım.
-Ne yapıyorsun sen ya?
-Mavi, sana iki saattir uyuyacağım diyorum!
-Ama yarın ayarla.
-Yarın da uyuyacağım.
-Ama yarın Batı ile buluşuyorsun ve şimdi sondan bir önceki ders.
-O zaman uyumayacağım.
-Tamam çıkmayanlar, ben gidiyorum.
-Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine.
-Ne?
-Bilmem, diyesim geldi.
-Demeyesin gelsin Gonca.
-Mavi, hadi sen git Evren'e yürü ya bana ne işin var.
-Peki, gidiyorum ama kollarında gelirsem kızma.
-Ne yaparsan yap Boya Kutusu.
İçten gülümsedi. Gerçekten. Arkasına döndü ve bahçeye doğru koşmaya başladı. Kafamı sıraya koydum. Uzun süre hareket etmedim. Sarsılmak yada onun gibi bir şey olmasını bekledim ama olmadı, gerçekten uyuyabilecektim ve bu mutlulukla gözlerimi kapattım.

SORGUSUZ 1/ BOYA FIRÇASI /TEXTİNG/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin