BÖLÜM 13

85 12 13
                                    

2 AY SONRA

FREEN'İN GÖZÜNDEN

O olay üzerinden 2 ay geçmiş ve biz aşıklar şehri Paris'e yerleşmiştik. Paris'e yerleştikten kısa bir süre sonra bebek sahibi olmaya karar vermiştik. Bebek için en iyi hastaneyi ve doktoru araştırmış ve bulmuştuk.

Bebeği Becky doğurmak istiyordu ama ona kıyamazdım o yüzden ben doğurmak istedim. Zorda olsa Becky'i ikna ettim. Biliyordum o da bana kıyamıyordu.

Bebek için uygunluğumu öğrenmek istiyorduk. Bu yüzden de öğrenmek için hastaneye gittik heyecanla.

"Sizin sıranız, doktor hanım sizi bekliyor." dedi, sekreter ve odaya geçtik.

"Tetkikleriniz elime ulaştı ve ayrıntılı inceledim." derken dosyalarıma bakıyordu.

"E-evet. Bebek için uygun muyum?" dedim heyecanla.

"Tetkikler uygun olduğunuzu gösteriyor Freen Hanım. Anne sahibi olabilirsiniz." dediği anda Becky de bende sevinçle yerimizden fırlayıp birbirimize sarıldık.

"Zaman kaybetmeden tedaviye başlayalım doktor hanım." dedim.

7 AY SONRA

Tedavilerin üzerinden 7 ay geçmiş ve ben 6 aylık ikizlerimize hamile idim.
Biri kız biri oğlan iki bebeğimiz olacaktı.

Kızımızın ismi Sun, oğlumuzun ismi ise Rain olacaktı.

Hastaneye rutin kontroller için gidip eve geri dönüyorken arabayı sahil kenarına çekti Becky.

Emniyet kemerini çözüp, koltuğu hafifçe yere yatırdı ve yanıma yaklaştı. Dudağıma tutkulu bir öpücük kondurdu sonra.

"Çok özledim seni karıcım." diyerek tekrar dudaklarımızı birleştirdi ve biz arabada öpüşmeye başladık.

"Kucağıma gelmeni istiyorum." diyerek beni kucağına aldı.

Elleri göğüslerimdeydi.

"Git gide büyüyorlar." diyerek yavaşça okşamaya başladı göğüslerimi.

Dudakları boynuma doğru yol çizdi ve sert ve tutkulu öpmeye başladı.

"Bu kokun beni sarhoş ediyor." diyerek kokumu içine çekti.

"Becky, hamile olduğumu unutma." diyerek dudaklarımızı tekrar birleştirdim. Göğüslerimde olan elleri kalçalarıma doğru yol çizdi.

"Unutmam karıcım. Bebeklerimize zarar vermem ben." diyerek hafifçe sıktı kalçamı ve dudaklarımdan inilti çıktı.

"Seni çok seviyorum karıcım." diyerek kendini bana bastırdı.

"Bende seni çok seviyorum güzeller güzeli sevgilim." diyerek boynuna öpücükler kondurdum.

Ellerimi göğüslerine götürdüm ve bende okşamaya başladım. Her okşayışım da Becky inliyordu.

Becky'nin zaafı idi göğüsleri ve bunu bilerek üstündeki gömleğin önünü açtım ve göğsünün birini südyeninden dışarı çıkartıp okşamaya başladım. Okşamam bitince koltuğu biraz daha yatırdık ve dilimle göğsüne daireler çizmeye başladım.

Göğsü ağzımda iken arabanın içi Becky'nin iniltileri ile doluyordu ve bu durum oldukça hoşuma gidiyordu.

Bir süre seviştikten sonra toparlanıp evimize geçtik ve yatağımıza doğru geçtik. Bugün çok yorulmuştuk.

SABAH

BECKY'NİN GÖZÜNDEN

"Kalk Becky! Kalk!" diyerek bağırdı Freen.

"Ne? Ne oldu? İkizler mi geliyor?" diyerek yataktan fırladım ve yatağın ucunda bulunan bebek çantasını kucakladım.

"Doktorun numarası neydi? Doktor bende ne diye kayıtlıydı? Offff, en iyisi ambulansı aramak ama ambulansın numarası kaçtı! En iyisi benim götürmem. Gel kucağıma." diyerek yanına geldim.

Benim halime kahkahalarla gülüyordu Freen.

"Hahahaaha hahahahaha. Aşkım çok tatlısın yaaa! İkizlerin geldiği yok daha 2 ay var unuttun mu?" diyerek gülmeye devam ediyordu.

"O zaman ne diye bağırarak uyandırdın beni!? Korkudan kalbim yerinden çıkacaktı." diyerek çantayı yere koydum ve sakinleşmeye çalıştım.

"Oyy ben senin o minnoş kalbini yerim yerrr." diyerek öpücük kondurdu göğsümün üstüne ve televizyonu gösterdi.

"Canım bitter çikolatalı pasta ve dondurma çektiii baak!" dedi.

"Bu muydu yani aşkım yaa! Hemen gider alırım." diyerek kapıya doğru yönelmiştim ki beni durdurdu.

"Böyle mi gideceksin almaya. Hahahahajaja, sabah sabah gülmekten karnım ağrıdı yaa," diyerek gülüyordu.

"Ne varmış halimde?" diyip kendime baktım. Az kalsın gecelikle çıkacakmışım dışarı.

"Kurtarıcı meleğim benim." diyip Freen'in dudağına öpücük kondurdum ve üstüme uygun bir şeyler giyip evden çıktım.

Pastane evin altında olduğu için şanslı idim. Bitter çikolatalı pasta ve dondurmayı alıp hemen Becky'nin yanına geçtim.

"Al bakalım siparişlerini küçük hanım." diyip dolaptan su alıp içtim.

"Teşekkür ederiz biricik annemizzz!" diyerek sevinçle önce pastasını yemeye başladı.

Bir iki dilimden sonra bana doğru döndü.

"Sende tadına bak çok güzel tadı vaaar!" diyerek pastadan bir dilim alıp çatalla bana uzattı.

Yanına yaklaşıp dudaklarından öptüm.

"Ummhh.. Gerçekten çok güzelmiş tadı." diyerek gülümsedim.

"Pastanın tadı dudaklarında iken daha tatlı ama burnunun tadına da bakmak lazım diyip ufak bir şekilde ısırdım ve öpücük kondurdum.

"Pasta çatalın ucunda ama sen dudağımı ve burnumu öptün. Gerçi burnumu ısırdın." dedi Freen.

Telefonu alıp ön kamerayı açtım ve ona doğru tuttum gülerek.

Bu sefer gülen taraf bendim.

"Hahaahjajaja. Pastayı çataldan mı yoksa yüzünden mi yesem bilemedim, bende yüzünden yemeyi tercih ettim." diyerek kahkaha attım.

"Ayyy! Her yerime bulaştırmışım!" diyerek masada bulunan ıslak mendili alıp yüzündeki bulaşıkları silmeye başladı.

"İki değil 3 çocuklu bir anneyim beeen! Duy Parisss! 3 ÇOCUKLU BİR ANNEYYİMMM!" diyerek Freen'in yanaklarını öptüm.







Aşk OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin