asansör

396 25 54
                                    

arif'in dilinden...

ilk oynayacağım skeç için kulis,te hazırlanıyordum. oynayacağım skecin ismi "yokluk"tu. oyandığım rol kısada olsa ilk olduğu ve cenanda oynadığı için heyecanlıydım...

replikleri söyledikten sonra sahneden çıkmıştım. herkes güzeldi falan diyordu. biraz oturayım derken kafamı çevirmemle selenin oğuzu kenara çekmiş,sinirle biseyler fısıldadığını görmüştüm. birşeyler vardı ama ne.

cenanın dilinden...

son skeçten sonra artık eve gidecektik,yağmur yağıyordu ve salak gibi yürüyüş olsun diye yürüyerek gelmiştim.şemsiyem yada montum yoktu. sabah hava güzel olduğu için tişörtle gelmiştim. yağmur artmıştı.

"-heeeeeyyy." birinin seslenmesiyle arkamı dönmüştüm. seslenen arifti. gülümseyerek selam verdim. "-yürüyerek mi geldin?"
"-evet maalesef..." söylediğim şeyden sonra bileğimden tutup arabasına koşmuştu.

saçlarından süzülen yağmur taneleri yüzüne akıyordu ve o çok... herneyse,ne diyorum ben...

"-bin hadi çabuk daha fazla ıslanmayalım."
"-teşekkür ederim bu arada,sen olmasan ne yapardım bilemiyorum..."
alayla gülümsedi. "-ne yapardın canım alt tarafı yatak döşek hasta olurdun bu havada." bende gülümsemiştim.

eve varmıştık. asansöre bindiğimizde asansör 3.katta durmuştu. bi anlık sinirle tuşlara rastgele basmaya başlamıştım.

"-cenan..." arifin boğuk sesiyle ona doğru dönmüştüm. tek eli boğazındaydı,tek eliyle de duvardan destek alıyordu. ayakta durmakta zorlanıyor gibiydi.

telaşla kollarından tutup benden destek almasını sağlamıştım.

"-arif noldu iyimisin noluyo!"

"-cenan benim klastrofobim var."

söylediği şeyle iyice telaşlanmıştım. normalde asansörde kalınca oturup çalışmasını beklerdim ama işler farklıydı. arifi yavaş bi şekilde yere oturtup nefes alması için hafif uzaklaşmıştım.

"gözlerini kapat,sakinleşmeye çalış arifim."
ağzımdan bi anda çıkan kelimelerle arifin bakışları yerden bana doğru dönmüştü. gözleri kayıyordu,bembeyaz kesilmişti ve ağır ağır nefes alıyordu.

gözlerini kapatıp derin nefesler almaya başlamıştı. her an bayılacak gibiydi. ölmezdi değil mi? hayır o kadar da değil,abartma cenan

bir süre sonra gözlerini açtığında artık nefes bile almıyor gibiydi,ne yapacağımı bilmiyordum. telefonu açmayı denemiştim ama olmuyordu.

arif boynundaki elini yavaşça kalbine indirdiğinde gözleri kapanıp başı yanına düşmüştü.

telaşla arifin kafasını omzuma koyup arifi ayıltmaya çalısmıstım. çantasında belki birşey bulabilirim diyerek çantasının ön gözünü açtıgımda gözüme çarpan astım ilacıyla hemen ilacı çıkarıp arifin agzına tutmuştum.

bir süre sonra öksürerek yavaşça gözlerini araladığında göz göze gelmiştik. çantasından su çıkarıp biraz yüzüne sürüp birazda içirdikten sonra biraz doğrulmuştu.

"-iyimisin?" uzun zamandır kimse için böyle telaşlanmamıştım.

evet anlamında kafasını sallayınca rahatlamıştım. telefonun ekranını açıp saate bakmıştım. 18.29 du. biz çıktığımızda saat 15.47 falan olması lazımdı. 3 saattir asansördeydik ve kimse fark etmemişti cidden! ya arife birşey olsaydı burda!

kalkıp asansörün kapısına tekme savurmuştum.
"-açın artık şu asansörü!" arif ayağa kalkıp omzumdan tutup kendine çevirmişti. ne yapacak diye beklerken ayaklarının ucuna yükselip bana sarılmıştı.

arif güloğlu tam bu anda,asansördeyken,bi krizin eşiğindeyken,bana sarılmıştı

okuyan ve oy veren herkese çok teşekkür ediyorum. sizleri çok seviyorum. umarım bölümü beğenmişsinizdirrr😻💋💋💎🩵

begonvil~arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin