hastane

267 13 43
                                        

cenanın dilinden...

hastaneye varmıştık. benim birşeyim yoktu ama arif geldiğimizde çok kötü durumdaydı. doktor hiç birşey söylememişti.

selen ve oğuz bizden önce çıktıkları için onlara birşey olmamıştı.

10 dakika önce bütün ekip buradaydı ama emre birşey olursa ararız diyerek çoğu kişiyi yollamıştı. şuan selen,oğuz,emre ve ben vardık.

...

"-arif güloğlu'nun yakınları sizler misiniz?" dördümüzde aynı anda evet diyerek ayağa kalkmıştık.

"-nesi oluyorsunuz?" üçü birden arkadaşımız demişti. doktorun bakışları bana döndüğünde hiç çekinmeden "-erkek arkadaşıyım." demiştim.

doktorun garipseyen bakışlarını umursamadan söyleyeceklerini dinlemeye başlamıştım.

"-ciğerleri kötü durumda ama tedaviyle halledilecek birşey yalnız... sık sık kontrole gelin demişiz? arif bey'e söylenmedi mi bu?"

nefesim ciğerlerime batmıştı. arif bana gideceğim demişti. gelmiyormuş. onunla buraya gelmeliydim...

"-söylemiştik ama... sorun nedir doktor?"

doktor derin bir nefes alıp; "-arif bey lenf kanseri." demişti. onun tek bir nefeste söylediği benim nefesimi kesmişti.

emre titreyen sesiyle; "-içeri girebilirmiyiz?" demişti. doktor onaylayınca dördümüz birden içeri girmiştik.

emre ve oğuz arifin yanındaki sandalyelere oturmuşlardı. bir sürü teselli verici söz söylüyorlardı selen baş ucunda durmuş,oda aynılarını söylüyordu.

ama ben şuan arifin ölebilme riskiyle burun burunaydım.

çaresizlik nedir deseler bu anı anlatırdım. korku nedir deseler bu anın bir fotoğrafını gösterirdim. bütün kötü duygular için bu anı anlatabilirdim...

ve ben,cenan adıgüzel o kadar babasının ölümüne,anne sevgisizliğine,istismara,şiddete,zorbalığa,dışlanmaya,sevilmemeye,o dönme dolaptan aşşağı atılışıma karşı bile omuzlarım dik bir şekilde karşı gelen ben, arifin öleceği düşüncesiyle ilk defa omuzlarımı indirmiştim.

düşüncesi bile ölümden beterdi...

herkes konuşmuştu, yanındayız demişlerdi ve emreyle oğuz arife kıyafet getirmeye gitmişlerdi. selende onlarla gitmişti.

içeri girdiğimizden beri ayakta duruyordum. kafamı eğdiğim yerden kaldırıp arifin yüzüne baktım. benim enerji dolu bağırıp çağıran arifim nerdeydi?

yüzünden renk uzaklaşmıştı,gözlerinin ışığı sönmüştü,omuzlarıda düşmüştü. zar zor nefes alıyor gibiydi.

sarsak adımlarla yanına oturdum. merakla yüzüme bakıyordu. "-arif... ölme lan."

bunu söylememle ikimizinden gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

"-arifim özür dilerim hırkayı kendine tutmalıydın. benim yüzümden oldu. ne olursun ölme arif."

hıçkırarak ağlıyordum şuan. arif ensemden tutup beni göğsüne çekmişti.

şuan ona moral vermem gerekirdi ama olmuyordu,yapamıyordum. deli gibi ağlıyordum şuan. o ölmesin. Allahım. o ölmesin ben herşeye katlandım ama bu çok fazla...

sa gençler kendi yazdığınız kitaba ağlandı mı...

bölüm nasıldı sizce?

okuyan herkese teşekkürler hepinizi çok seviyorum 🥹😻

begonvil~arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin