★★★★★
Bir siber suçlu gibi hissediyordum kendimi. İki gündür elime ne sosyal medyayı alıyordum, ne de Akın'ın yayınlarına katılıyordum. Kendimi deşifre etmemekle iyi etmişim. Yoksa evime bir celp kağıdı geleceğine neredeyse emindim.
O gün neden öyle oldu anlamıyordum. Biraz da aslında heyecana kapılmıştım. Kaçıp gitmeyi, durup açıklamaya yeğlemiştim. Ama şimdi anlıyorum ki, çok büyük yanlış yapmışım. Ve tanıdığım Rüstem Akın Günyel de böyle yapardı. Onu suçlamıyordum. O kadar fazla sapık vardı ki, bir sürü kötü şey yapan; doğal olarak Akın da ailesini sapıklardan korumak istiyordu. Bir keresinde bir yayıncının evine bomba ihbarı yapmışlardı. Bir yayıncı için de hamile karısını dövüyor diyerek ihbarda bulunmuşlardı. Birisinin babasının evine de polis ihbarında bulunmuşlardı. Bu tarz saldırılar her zaman oluyordu. Bu yüzden Akın'ın bu kadar ofansif davranması beni şaşırtmamıştı. Bu yüzden kendimi ona nasıl kanıtlayabilirim diye düşünmüştüm. Ve nihayet buldum.
Bugün yayınına katılacaktım. Artık bu yükle daha fazla yaşamak isteniyordum. Hele ki, Akın'la mahkemelik olmak hiç istemiyordum.
Akın birkaç dakikaya kalmaz açacaktı yayın. Ne kadar yayınlara girmesem de, Akın'ın bu olan olaylardan sonra yayın açmadığını çok iyi biliyordum. İki gündür yayın açmıyordu ve insanlar da biraz tepkiliydi buna. Kimse bir anda neler olup bittiğini anlamadan Akın'ın öfkesine maruz kalmışlardı.
Yayın açıldığında Akın'ın biraz daha sakinlediğini görebiliyordum. Yanında yine Hakan vardı. Chat'ten birkaç kişiyle sohbet ediyordu. Daha fazla bekletmeden yazmaya karar verdim.
maviiix: Kendimi açıklamak istiyorum.
maviiix: Dc'ye alabilir mi modlar beni?
Chat hemen fark edip beni ifşalayınca bu Akın'ın da dikkatini de çabuk çekmişti.
"Bi Discord'a alsanıza." diyerek modlara seslendi hemen. Nihayet bağlanabildiğimde neredeyse heyecandan öleceğimi hissetmiştim.
"Hı-hım." diyerek sesimi temizledim önce, uzun bir sessizlikten sonra. Akın ise ellerini masanın üzerinde birleştirmiş beni bekliyordu. Öyle dingin ve sakindi ki, konuya nasıl başlayacağımı unutmuştum bi' an.
"Merhaba." demiştim kimse konuşmayınca.
"Merhaba." diyen tek kişi Görkem olmuştu. Ondan biraz cesaret alarak konuşmaya çalıştım.
"Biraz kesik kesik anlattım farkındayım." dedim özgüvenimi tekrar toparlarken. "Sanırım önce chat'e senin neden bu kadar sinirlendiğini anlatmalıyım."
"Anlat bakalım." dedi hafif laf sokan bir tavırla. Bu haliyle sinirli olduğunu kolaylıkla anlayabiliyordum.
"Akın'ın çok kullanmadığı ikinci bir ismi var." dedim boktan bir giriş yaparak. Aynen, şu an yayında olan 12 bin kişi de bunu bilmiyordu zaten. Ama burdan dönüş olmayacağı için de anlatmaya devam ettim. Akın ise ifadesiz yüzünü bozmuyordu hiç.
"Rüstem. Anne tarafından dedesinin adı. Ama annesi tarafından kimse kullanmaz. Onun gençlik lakabıydı Rüstü. Annesi de kullanıyor işte."
"Tüm gizli hayatımı döktüğün için sağol." dedi Akın, sert bir tavırla. "Bunu anlatmak sence benim aklıma gelmedi mi?"
Yutkunarak devam ettim.
"Bu bilgiyi benim nereden bildiğime gelirsek, kuzeni ya da akrabası değilim. Bunu kendisi de biliyor. Adım Beyzanur. 24 yaşındayım. Akın'ın zamanında Aydın'da yaşarken karşısındaki lojmanda oturuyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Off Stream | Yarı Texting
General FictionÇocukluk arkadaşı ünlü bir yayıncı olan Beyzanur, bir çılgınlık yapıp yayınına katılır ve RAG'la konuşma şansına sahip olur. UYARI!: Bu kitap Türkiye'deki yayıncıları ve yayın kültürünü anlatan bir kitaptır. Kitap içeriğindeki birçok şey, benzerlik...