4. BÖLÜM: Yaralar

26 3 0
                                    

Anıl Altınok...

Haykırış sesleri geliyordu, gitmedim. Alışması gerekiyordu. Zaaflarının yok olması gerekiyordu. Ve o bunu harfiyen yapıyordu.

Bunun için anne ve babasını öldürmüştüm. Güçlenmesi için, acı insanı güçlü yapıyordu, bunu ben babamdan öğrenmiştim.

15 yaşında babam annemi almıştı, 19 yaşında kız kardeşim elimden alınmıştı.

13 yıl önce...

Hava çoktan kararmıştı, annemin eve gelmesi gerekiyordu. Ses seda yoktu.

Kardeşim yanımda titriyordu, üşümesin kardeşim. Bana verilen battaniye olarak adlandırılan ama battaniyeden daha ince ve bir kumaşı andıran örtüyü kardeşimin üzerine örtüm.

Fazla fakirdik, açlıktan ağlayacak kadar fakirdik.

Gözlerim bir kez daha gezindi odada. Küflü duvarlar, rutubet kokusu, çıplak fayanslar...

Babam içmeye harcayacağı parayı bize harcasaydı, aç kalmak zorunda kalmazdık.

Ses geldi, kapı sesi.

Hızla yerimden fırladım, annem gelmiş olmalıydı. Annem elinde bulunan poşetleri kasaların üstüne bıraktı -evet tezgah yerine kasaları kullanıyorduk.- benim geldiğimi yeni fark etmiş gibi gülümsedi.

Yorgun ve üzgün görünüyordu. O poşetlerin içinde ne vardı?

"Hoş geldin, anne." Dedim ona yaklaşırken

"Hoş buldum, aşkım. Kardeşin nerede? Çağır, onuda gelsin. Size güzel bir yemek yapacağım." Gülümsedim.

Koşarak çıktığım odaya döndüm.

"Güzelim, hadi kalk." Dedim

"Abi, kalkmasam olmaz mı? Uyurken açlığım diniyor." Yutkundum.

"Annem bize yemek almış, hadi kalk gidip karnımızı doyuralım. Yoksa ben seni yerim." Dedim şakaya vurarak.

Güldü

"Nasıl yiyeceksin? Yemen için önce beni yaklaman gerekiyor." Dedi ve yerinden fırlayıp benden kaçmaya başladı

"Anne abim beni yiyecek yardım et bana." Dedi. Kahkahaları beni yaşatıyordu

"Yemek hazır, gelin karnınızı doyrurun. Sonra oyun oynarız birlikte." Gülümsedim

Birlikte annemin kurduğu sofraya oturduk. Yemek yemeye başladık, annemin yemediğini sonradan fark edebilmiştim.

Kalbimde bir yerlerde bir şeyin sızladığını hissettim.

Yemek yemeyi bıraktım, anneme baktım baktım ve

"Anne, neden yemek yemiyorsun? Çok yorgun ve üzgün görünüyorsun. Anne artık çalışma, ben çalışırım. İşe almazlarsada dilenirim ama sen üzülme." Dedim. Bunları söylerken sesim titriyor ve kısık çıkıyordu.

Şunu fark ettim ki sadece annemle konuşurken sesim titriyor ve alçalıyordu.

Annem hayatını yaşayamamıştı. Ailesi annemi küçük yaşta evlendirmişti, annem okul okumamıştı, babamla evledikten sonra babam ona çok fazla şiddet uygulamıştı. Geri kalan hayatını bize adamıştı.

Karanlığın İçindeki AydınlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin