Geçmiş

15 1 2
                                    

Yeşil gözlerin sahibi bana bakıyordu. Az önceki öfkemin yerini şimdi mahcubiyet duygusu almıştı. Neden böyle hissediyordum?

" Özür dilerim. "

Sesim kısık çıkmıştı. Hızlı adımlarla oradan kaçmaya başladım. Göremesemde yeşil gözlerin üzerimde olduğunu hissediyordum.

Dersliğe gelip en arka sıraya oturdum. Dersin başlamasına birkaç dakika vardı. İnsanlar birer ikişer sınıfı dolduruyordu. Çantamı açıp not tuttuğum defteri çıkarttım. Elime kalem alıp çevirmeye başladım. Bugün olanlar son zamanlara göre fazlaydı. Uzun süredir peşimi bulamamışlardı ama bugün deşifre olmuştum. Kalacak yeni bir yere ihtiyacım vardı. Sahiden ne zamana kadar kaçacaktım? Hocanın derse girmesi ile düşüncelerimden kurtuldum. 60 yaşında, uzun beyaz saçları ve tombul yüzü ile sevecen birisiydi Mehmet hoca.

Kalacak yer meselesi yüzünden pek dersi dinleyemesemde birkaç not almıştım. Bugün yorucuydu. En sonunda kafamı koyup gözlerimi yumdum. Yorulmaya başladım artık. Kaçmaktan, tek başıma mücadele etmekten, yalnızlıktan yoruldum. Gözümden akan bir damla yaş yanağımı okşuyordu. Gözyaşlarımı sildikten sonra kafamı kaldırdım. Herkes gitmişti. Oturduğum yerden kalkıp, derslikten çıktım. Dışarı çıkıp kendimi güvende hissedebileceğim, özgür olabileceğim bir dünya bulmak istiyordum. Dalgın adımlarla kampüsün çıkışına geldim. Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki bugün oturduğum masaya gelen ergeni birden karşımda buldum. Geçen sefer yüzüne bakmamıştım. O itici sesinden tanıdım onu.

" Selam! "

Dalgınlığım gitmişti. Yüzünü şimdi görüyordum. Kumral kısa saçları, ela gözleri ve sürekli sırıtan yüzüyle tam bir mal gibi gözüküyordu.

" Peşimde dolaşma. "

Sesim tehditkar çıkmıştı. Etraftaki birkaç kişi de dönüp bize bakmıştı.

" Sakin ol hırçın kedi. Sadece tanışmak istiyorum. "

" Ben istemiyorum. "

Hızlı adımlarla oradan uzaklaşmaya başladım. Birden bir el omzumu tuttu. Arkama öfkeyle döndüğümde onun sırıtan yüzünü gördüm.

" Bu sefer bırakmam. Adını söyleyeceksin. "

" Bırak! Sen kendini ne sanıyorsun? "

Gülüşü daha da pisleşmişti. İyice dibime girip gözlerime baktı. Ondan iğreniyordum.

" Kendimi ne mi sanıyorum? Yakışıklı, egoist, sporcu, ve senin yeni baş belan. "

Hızlı bir hareketle elini omzumdan çektim ve ittirdim. Onun iğrenç nefesini hissetmek istemiyordum.

" Bana bak sarı kafa. Ben senin bildiğin kızlara benzemem. Bırak benim peşimi yoksa- "

" Yoksa ne olur? "

Üzerime bir adım atmıştı ki birden gözleri başka yöne kaydı. Ardından yüzündeki gülüş söndü ve geri çekildi.

" Burada bitmedi. "

Arkasına dönüp gitti. Hemen onun baktığı yöne doğru baktım. Ağacın altında bir kedi mama yiyordu. Başka kimseler yoktu. Sinirlerim tepemdeydi. Hızlıca kampüsten çıktım.

Kalacak bir yere ihtiyacım vardı. Güvenli olarak bildiğim bir eve doğru yürümeye başladım. Yağmur tekrardan yağmaya başlamıştı fakat bu sefer az yağıyordu. Sokakları geçerek uzunca yürüdükten sonra alt katında tatlıcı olan üst katında ise güvenli ev olan yere geldim. Dükkana girdim. Burası küçük ama gayet hoştu. Ekrem amca beni görünce gülümseyerek konuştu.

Adaletin BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin